CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya, ’’21 yüzyılda bir şehrin tüm imkanlarının kısıtlı olması, 17 yıldır AKP iktidarlarında elle tutulur bir yatırımın yapılmamış olması üzücü bir durumdur" dedi.
Kaya, partisinin il başkanlığını ziyaretinde yaptığı açıklamada, ’’Ardahan’ın hali içimizi burkuyor, 21 yüzyılda bir şehrin tüm imkanlarının kısıtlı olması, 17 yıldır AKP iktidarlarında elle tutulur bir yatırımın yapılmamış olması üzücü bir durumdur. Ardahan’ın kalkınması demek gençlerimizin göç etmemesi demektir. Azalan değil, çoğalan bir nüfus olacak. Bu şehrin eti, sütü, balı, peyniri dünyaya, Türkiye’ye yetecek derecede. Önemli olan bunu değerlendirmek, pazara dönüştürmek" dedi.
Okuma yaza oranını en yüksek kentlerden biri Ardahan olduğunu, bu nedenle Ardahan’da olmaktan son derece büyük bir onur ve gurur duyduğunu ifade eden Kaya, "Bakmayın çocuklarımızın göç edip gittiğine. Sizin oluşturduğunuz değerlerin kimi ABD’de ses veriyor, kimi İstanbul’da, kimi dünyanın başka kentlerinde. Her biri Ardahan’dan dahan fazla nüfusa sahip olan kentler oluşturdunuz. Ben Kırşehirliyim Kırşehir’de Ardahanlı bir mahalle var" diye konuştu.
Bir Serhat şehri olan Ardahan’ın avantajlarını yeterince kullanmadığını söyleyen Genel Başkan Yardımcısı Kaya, ’’Çıldır ve Posof ilçelerinde bulunan sınır kapıları ticari beklentileri karşılayamamış ve Ardahan’ın kalkınması için önemli katkılar sunacak böylesine önemli iki sınır kapısının, avantaja çevrilmemiş olması çok büyük bir kayıptır.’’
Ardahan’ın halkçı belediyecilik anlayışının ne demek olduğunun işaretlerini vermeye başlandığını da anlatan Kaya, konuşmasına şöyle devam etti:
"Tersten bir göç başlayacak. İnsanlar artık o İstanbul’un sıkışmış havasını terk edip kendi doğduğu kente gelmek isteyecek. 10 yılda Adalet ve Kalkınma Partisi’nin elle tutulur bir hizmet etmediğini ne Kars’ta ne de Ardahan’da görmedik. Ardahan’da belediyemiz özellikle kış sporları alanında güzel çalışmaları olacak. Biz de destek vereceğiz. Düşünün bir ilin kapısı var ama sınır ticareti yok. Ardahan’ın kalkınması demek gençlerimizin göç etmemesi demektir. Azalan değil, çoğalan bir nüfus olacak. Bu şehrin eti, sütü, balı, peyniri dünyaya, Türkiye’ye yetecek derecede. Önemli olan bunu değerlendirmek, pazara dönüştürmektir."