Bu konu ile ilgili daha önce de yazmıştım. Elbette insan rızkı için çalışmalı ve helal rızık aramalı dünyada...
Söyle bir durumda var; kimse kimsenin rızkını yiyemez.
Buyrun:
Van da Erek dağı adı verilen; insana huzur ve sakinlik veren, hatta bu sebepten Said Nursi 'nin Allah ile başbaşa kalmak ve iç huzuru bulmak için aylarca kaldığı mağaranın da bulunduğu bir dağ var. İnsanlar sık sık pikniğe gider oraya. Biz de kalabalık bir aile eşrafı ile pikniğe gittik . Önceden kim ne kadar yiyecek getirecek diye konuşmadığımız için herkes ayrı ayrı getirmiş ve karşıdakini de düşünerek iki kat getirmişti. Kim yiyecek bu kadar şeyi dedik. ''Kimse kimsenin kısmetini yemez kızım, vardır bir sahibi'' dedi kaynamam.
Biz bize yeterlik kısmını pişirdik...
Tam o sırada gençlerden oluşan bir grup geldi. Bize yakın oturdular. Mangallarını yaktılar, arabadan etleri alacaklar bir de ne görsünler; eyvah etler evde kalmış. Kaynanam ve bende duyduk. Sonra kaynanam yüzüme bakıp; bak kızım dedi rızkın sahipleri geldi. Çıkardık kalan etleri o gençlere verdik. Afiyetle yediler.
Yine günlerden bir gün kardeşimle Ankara'da öğrenci evinde kalıyoruz. Televizyonda bu ay aşure ayı dedi bir güzel de tarif verdi. Nasıl canımız çekti ama anlatamam. Hemen tv yi kapatıp ders çalışmaya başladık. Ve birden kapı çaldı. Komşu teyzelerden biri elinde koca bir tas aşure ile geldi. Hem de üstünde nar ve fındık vardı. Sanırım yerken aldığımız hazzı anlatmama gerek yok.
Ertesi gün aynı saatlerde yine kapı çaldı ve başka bir komşu teyze elinde yine aşure ile geldi. Meğerse komşu teyzeler aralarında anlaşmışlar ve hergün biri aşure yapıp dağıtıyormuş. Böylece hem hergün apartmanda aşure pişmiş oluyor hem de paylaşmanın verdiği iç huzuru yaşıyorlarmış. Yani kısaca 10 gün falan hergün miss gibi dumanı üstünde aşure yedik.
Burdan çıkarttığım bir şey daha var. Insanin dilek kapılarının ne zaman açık olacağı belli değildir bu sebepten her an #Dua etmeli ve #Allah 'dan #Helal rızık istemeliyiz.
Selam ve dua ile