Prof. Dr. Esvet AKBAŞ


Yükseköğretime Geçişle İlgili Tespitler

Yükseköğretime Geçişle İlgili Tespitler


2019-2020 Eğitim-öğretim döneminde Üniversitelerimizdeki Fakülte, Yüksekokul, Konservatuvar ve Meslek Yüksekokullarına yerleşmek ve gelecekteki yapmak istedikleri meslekle ilgili eğitimi alabilmek için 2.390.491 aday Temel Yeterlilik Testi (TYT) ve 1.880.800 aday da Alan Yeterlilik Testi (AYT) sınavına girdi. Sınavla ilgili istatistikler ÖSYM’nin sayfasında 2019 YKS değerlendirme raporu olarak yayınlandı. 

İlgili rapora göre, ilk gün yapılan, Temel Yeterlilik Testinde (TYT) bulunan ve 40 sorudan oluşan Matematik testinin tamamını 671 aday doğru cevaplamış iken 307.712 (%13) aday hiçbir Matematik sorusuna doğru cevap verememiştir. Fen Bilimleri testinde bulunan 20 sorunun tamamını 1.271 aday doğru cevaplamışken 787.506 (%33) aday hiçbir Fen sorusuna doğru cevap verememiştir. Sosyal Bilimler testinde 20 sorunun tamamını 1.405 aday doğru cevaplamış iken 64.339 aday hiçbir Sosyal Bilimler sorusuna doğru cevap verememiştir. Türkçe testindeki 40 sorunun tamamını 88 aday doğru cevaplamış iken 4.558 aday Türkçe testindeki hiçbir soruya doğru cevap verememiştir.

İkinci gün yapılan Alan Yeterlilik Testine (AYT) ise toplam 1.880.800 aday girmiş ve bu adaylardan 2019-AYT oturumunda Türk Dili ve Edebiyatı testinde 40 sorunun tamamını 71 aday doğru cevaplamış iken 9.734 aday hiçbir soruya doğru cevap verememiştir. Sosyal Bilimler 40 sorunun tamamını 27 aday doğru cevaplamış iken 10.235 aday hiçbir soruya doğru cevap verememiştir. Matematik 40 sorunun tamamını 1.699 aday doğru cevaplamış iken 132.731 aday hiçbir soruya doğru cevap verememiştir. Fen Bilimleri testinde 40 sorunun tamamını 237 aday doğru cevaplamış iken 117.656 aday hiçbir soruya doğru cevap verememiştir.

Bütün bu istatistiki verileri özetlediğimizde; TYT ve AYT’nin toplamında;
    Hiçbir Fen Bilimleri sorusuna cevap veremeyen aday sayısı 905.162, 
    Hiçbir Matematik sorusuna cevap veremeyen aday sayısı 440.443, 
    Hiçbir Sosyal Bilimler sorusuna cevap veremeyen aday sayısı 74.574 ve 
    Hiçbir Türkçe sorusuna cevap veremeyen aday sayısı 14.292.
Ortaya çıkan bu tablo geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın başarı anlamında ciddi problemler yaşadıklarını düşündürüyor. 

Üniversiteleri besleyen Ortaöğretim kurumlarından gelen bu öğrencilerin başarılarının düşük olması lisans eğitiminde de istenen başarıların sağlanamamasını getirmektedir. 

Öğrencilerin bu sınavlarda başarılı olamamalarının sebepleri, mutlaka ve en kısa zamanda tüm yönleri ile analiz edilmelidir. 

Bilindiği üzere birinci gün TYT, ikinci gün ise AYT sınavı yapılıyor. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ise bu sınavların %40 TYT, %60 AYT ve ağırlıklı not ortalaması ile hesaplanıyor. TYT’de öğrencilere; 40 Türkçe, 40 Matematik, 20 Fen Bilimleri (7 Fizik, 7 Kimya, 7 Biyoloji) ve 20 Sosyal Bilimler (5 Tarih, 5 Coğrafya, 5 Felsefe, 5 Din Kültürü) toplam 120 soru soruluyor.  Öğrencinin YKS’de hedefine ulaşabilmesi için TYT’de mümkün olduğunca çok soruya cevap vermesi gerekiyor. Üstelik Sayısal, Eşit Ağırlık, Sözel ya da Dil fark etmeksizin her TYT testinin ağırlığı her öğrenci için eşit. Yani daha çok Fen Bilimleri sorusu çözen sayısal öğrencisi değil, toplam da daha çok soru çözen öne geçiyor. Bu durum öğrencinin belirli bir hedefe yoğunlaşmasını da engelliyor. Bu durumda AYT’ de sayısal alana yoğunlaşmak isteyen öğrenci TYT’ de başarı için Sosyal Bilimler derslerine ya da Eşit Ağırlık alanında yoğunlaşmak isteyen adaylar Fen Bilimleri derslerine çalışmak zorunda kalıyor. Sınav süreleri de başarıyı etkileyen diğer etken olarak önümüze çıkıyor.  TYT’de öğrencilere 120 soru soruluyor 135 dakika süre veriliyor. AYT’de ise öğrenciler SAY, SÖZ, EA ve DİL alanlarından hangisini hedeflemiş olursa olsun 80 soru için 180 dakika süreye sahipler. AYT için verilen süre yeterli iken TYT’de öğrenciler zamana karşı yarışmaktalar. Öğrenciler bu durumu “TYT’ye zamanım, AYT’ye de zekâm yetmedi” diye özetliyorlar. 

ÖSYM bu sınav uygulamasında TYT sınavını Sayısal (Türkçe, Matematik ve Fen Bilimleri) ve Sözel (Türkçe, Matematik ve Sosyal Bilimler) olarak iki gruba ayırıp uygularsa belki yukarıdaki başarı oranlarındaki düşüşün önüne geçilebilir.