Nesil kelime anlamı olarak; kuşak, döl, soy, göbek anlamında kullanılır.
İnsanlarda nesillerinin devamı için evlenip çoğalırlar.
Buna istinaden Efendimiz (S.A.V.) "Evlenin, çoğalın; zira ben, kıyamet gününde sizin çokluğunuzla iftihar ederim" diye buyurur.
Nikâhla alakalı bu tavsiyelerinde, EFENDİMİZ izdivaçla göz nuru bir neslin yetiştirmeyi hedeflemiştir.
Şu da var ki Efendimiz (S.A.V.) çoğalmasını istediği nesil, ALLAH indinde makbul olan Rıza-yı İlahi’yi kazanmaya hazır bulunan ve Dini Mübin’i hayatına hayat kılan bir nesil istemiştir.
Bu itibarla da çocukların terbiyesi üzerinde hassasiyetle durabilecek ve onları Efendimizi memnun edecek şekilde yetiştirebilecek şuurlu ebeveynlere ihtiyaç vardır.
Müslümanlar da Efendimizin bu hadisini kendilerine düstur edinip, evlenip soylarının devamını sağlamak ve salih ya da saliha çocuklar yetiştirmeyi kendilerine amaç edinirler.
Çocuklar da ailenin devamını sağlamak ve aileler de hayatlarının geri kalan kısmında, çocuklarından maddi ve manevi istifade etmek için onlara emek verirler.
Tabi bu çocuklar da kendi hayatlarını idame etmeleri açısından ömür evrelerinin her aşamasında belirli eğitim ve öğretimden geçerler.
Evet, karakter bir kişilik yapısı olduğunu biliyoruz ve bu yapı genel hatlarıyla, çocuk daha doğmadan belirlenmeye başladığı uzmanlar tarafından kabul ediliyor.
Çocuklar da karakterin temeli hamilelikte başlar ve bu süreç 7 yaşına kadar devam eder.
Demek ki eğitim çocuk doğmadan önce anne karnında başladığına göre, anneye çok büyük bir sorumluluk düşmektedir. Bu aşamada anne hâl ve hareketlerine dikkat etmeli, zamanını ibadet ve taatle geçirmeli ki haleti ruhiyesi çocuğa sirayet etsin.
Çocuklarda karakter eğitimi ilk aşaması aileden başlar.
Çocuklar ailesini rol model olarak alır.
Bu karakter oluşum süreci okul ve toplumla şekillenmeye devam eder.
Bu şekillendirmeyle yetişen Müslüman yeni nesiller, teknolojinin verdiği özgürlükle, kapitalizmin ve sosyalizminin etkisinde kalarak kendisini biçimlendirip topluma kabul ettirmeye başlarlar.
Müslüman bir ülkede Allahu Ekber denmesine izin verilmeyen yeni nesil, Müslüman ahlakından uzak olarak yetişirler.
Müslüman ahlakından yoksun olarak yetişen yeni nesil, asi, yasa ve kurallara uymayan, buyruklara karşı gelen, başkaldıran, dik başlı olan bu yeni nesli zapturapt altına almak resmen imkânsızlaşıyor.
Toplum bu yeni nesille her yerde karşılaşabiliyor.
Bunlar;
-Toplu taşıma araçlarında büyüklerine saygı duymayıp yer vermeyenler.
-Ara sokaklarda sigara, alkol ve uyuşturucu girdabına girenler.
-Okullarda öğretmen-öğrenci ilişkisinin çivisini çıkaranlar.
-Evde ebeveynlerine karşı gelenler.
"Ve Rabbin emretmiştir ki, kendisinden başkasına ibadet etmeyiniz ve ana ile babaya ihsanda bulunun. Senin yanında onlardan biri veya ikisi de ihtiyarlık çağına gelirse sakın onlara of(bile) deme ve onları men etme (azarlama) sözlerini kesme ve onlara güzelce hitapta bulun" (İsra-23). Yüce Mevlam nesillere böyle sesleniyor.
Allah’ın bu emrini okumadan büyüyen, asi yeni nesille karşı karşıya kalan ebeveynler, suçlu kim sorusunu kendilerine sormaktan ziyade, asıl suçlunun kim olduğunu aramaya başlarlar.
Evet geleceğimizin teminatı olan, edep ve saygı sınırını bilmeyen, Müslüman ahlakıyla ahlaklanmamış yeni bir nesil yetiştirdik.
Şimdi siz değerli okurlara soruyorum.
Bu asi olan, yeni nesil kimin eseri?
Ailenin mi?
Eğitim sisteminin mi?
Toplumun mu?
