Ayşe ŞAHİNOĞLU


Ya Hayır Konuş ya da Sus

Ya Hayır Konuş ya da Sus


500 kişilik bir düğünde kimin ne takı taktığını unutmayanlarımız vardır değil mi?

Hele ki düğünden sonra uzun bir zaman diliminde o takılar üzerine konuşmalar, üstüne üstelik eklemeler yapılarak konuşmalar ve daha neler neler…

Ya da iki kişinin dedikodu yapması için birbirini tanıması gerekmez, yan yana oturması yeter onlar için.

Konuşup konuşup sohbetin sonuna geldiklerinde “Ya boş ver dedikodu yapmayalım, Allah günah yazmasın.” diyenler. Böyle kişilere eminim ki sizler de tanık olmuşsunuz hayatınızda.

Bir de şu ayeti Kerim’e mealini dinleseler “Mal toplayıp onu tekrar tekrar sayan, insanlara arkadan çekiştirip kaş göz hareketleriyle alay edenlerin vay haline.”(Hümeze/1) Eminim ki daha dikkatli olurlar. Zaten olmaları da gerekir.

Dedikoduyu dinleyen ve başını sallayıp da “evet evet” diyen, dedikoduyu yapan kadar hatalıdır. O fırsatı ona veren aslında onu dinleyip destekleyendir.

Bazen susmak, en iyi cevap değil mi? “Hayır seni dinlemiyorum, senin bu işlediğin günaha ortak olamam.” diyebilmeliyiz. Ama biz ne yapıyoruz konu başkaları olunca büyük bir heyecan ve zevkle dinleyip, üst üste yığıyoruz gıybetleri ve daha da ilerisi olan iftiraları.

Bakın Rabbimiz ne buyuruyor “Bir kısmınız diğerinizin gıybetini yapmasın. Sizden biriniz ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bundan tiksindiniz değil mi?” ( Hucurat /12) Evet gerçekten de tiksindik.

O halde bu dedikodu, bu gıybet, bu iftira niye? Kıskançlık mı? Haset mi? Çekememezlik mi? Ne? Cevabını siz verin.

 “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp bunların hepsi ondan sorumludur.” ( İsra/36)