Kenan GÜL


Van Gölgesi Büyük, Şehirciliği Küçük Kalan Kent

Bu şehir, kocaman bir köy kent olarak kalmamalı. Van, geçmişin değil, geleceğin şehri olmalı. Bunu gerçekleştirmek hepimizin görevidir.


Doğup büyüdüğüm Van… Bir zamanlar huzurun, temizliğin, nezaketin timsali olan bu kadim şehir bugün ne yazık ki adım adım estetikten uzaklaşıyor, plansızlıkla boğuşuyor ve her bayram arifesinde adeta insanların sinir uçlarına dokunan bir şehir kimliğine bürünüyor.

Türkiye’nin doğusunda, tarihiyle, kültürüyle, doğasıyla eşsiz güzelliklere sahip bir şehir olan Van, bugün maalesef "büyükşehir" unvanını yalnızca kâğıt üzerinde taşıyor. Gerçekte ise sokakları, parkları, trafiği, altyapısı ve şehir estetiğiyle koca bir köy kentten farksız bir görüntü veriyor. Hindistan’ın karmaşık sokaklarından farkı kalmamış şehir merkezimizin hâlini görüp de üzülmemek elde değil.

Ne İktidar Ne Muhalefet Elini Taşın Altına Koydu

Sadece mevcut hükümet değil, muhalefet milletvekilleri de bu duruma yıllardır seyirci kalıyor. Şu an Van’ı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil eden 6 muhalefet milletvekili bulunuyor. Bu isimlerin çoğu 10 dönemdir milletvekilliği yapıyor. Ancak bugüne kadar şehir adına Meclis’te ciddi bir projeyi hayata geçirdiklerini ya da Van’ın sorunlarını ısrarlı şekilde gündemde tuttuklarını maalesef göremedik. Siyaset yalnızca seçim meydanlarında değil, hizmet üretiminde anlam kazanır. Lakin Van’ın milletvekillerinin çoğu sadece isim olarak var, fiilen yoklar.

STK'lar da ne yazık ki aynı ilgisizlik içinde. Sivil toplum kuruluşlarının asli görevi şehirle ilgili gerçek meseleleri gündeme taşımak, kamuoyu oluşturmak ve çözüm için baskı yapmaktır. Ancak Van’da STK’ların büyük bir kısmı ya suskun ya da sembolik faaliyetlerle vakit geçirmekte. Toplantılar, seminerler yapılıyor ama somut hiçbir adım atılmıyor.

Ulaşım, Temizlik ve Estetik Üç Temel Felaket

Van’ın temel meselelerinin başında şehir içi trafik, toplu ulaşım, çevre temizliği ve genel şehir estetiği geliyor. Özellikle bayram öncesi günlerde ana arterlerde trafik durma noktasına geliyor. Özel halk otobüsleri, minibüsler denetimsiz şekilde çalışıyor. Yaşlı vatandaşlarımız, yıllarca devlete hizmet etmiş insanlar, ücretsiz ulaşım kartlarıyla seyahat etmek istediklerinde hakarete uğruyor, otobüslerden indiriliyor veya hiç alınmıyor. Bu muamele sadece vicdansızlık değil, aynı zamanda açıkça suçtur.

Parklar, kaldırımlar, çarşı merkezleri esnaf ve seyyar satıcılar tarafından işgal altında. Yaya olarak ilerlemek neredeyse imkânsız hale geldi. Temizlik ise başlı başına bir sorun. İlçe belediyeleri ve büyükşehir belediyesi mahalle aralarına dahi yeterli hizmet götüremiyor. Tuşba, İpekyolu ve Edremit gibi merkezi ilçelerde bile bu sorunlar ayyuka çıkmış durumda.

Turizm Potansiyeli Harcanıyor

Van, yılda 300 bin ila 500 bin arasında turistin geldiği, sınır kapısına sahip ve Türkiye’nin en büyük gölüne ev sahipliği yapan özel bir şehirdir. Ama maalesef bu potansiyel doğru değerlendirilemiyor. Van’a gelen İranlı turistlerin önemli bir kısmı şehrin düzensizliği, bakımsızlığı ve hizmet kalitesizliğinden dolayı Antalya’ya, Trabzon’a, İstanbul’a ya da İzmir’e uçakla geçiyor. Bu, turizmin temel ilkesi olan “ilk izlenim”de sınıfta kaldığımızı net bir şekilde ortaya koyuyor.

Neden Van da bir Trabzon gibi, Muğla gibi, Antalya gibi planlı, temiz, estetik bir turizm şehri olmasın? Van neden hâlâ kırık kaldırımların, kontrolsüz esnaf işgallerinin, düzensiz trafik akışının, çöp kokan mahalle aralarının şehri olsun?

Van Gölü Temizliği ve Tehlike Çanları

Van Gölü’nde başlatılan dip çamur temizliği projesi önemli bir adımdı. Ancak bu projeyi tamamlayacak altyapı desteklenmezse yapılan temizlik birkaç yıl içinde boşa çıkacaktır. Özellikle Akköprü Deresi ve Balık Bendi Deresi gibi kirleticilerin ivedilikle ıslah edilmesi, sürekli denetlenmesi şarttır. Aksi halde göle dökülen kirli sular tüm çalışmayı boşa çıkaracaktır.

Çözüm: Koordineli ve Vicdanlı Bir Yönetim

Van artık 40 yıl öncesini değil, 50 yıl sonrasını planlamak zorunda. Bu şehir, estetiğe önem veren, altyapısı sağlam, ulaşımı düzenli, doğası korunmuş ve turizme açık bir yapıya kavuşmalı. Bunun için tüm belediye başkanları, milletvekilleri –ister iktidar ister muhalefet– STK’lar ve kanaat önderleri taşın altına elini koymalı. Bu şehre gelen milyarlarca lira nerelere harcandı sorusunun da artık net bir cevabı olmalı.

Van, artık 'gelişmemiş bir şehir' bahanesini hak etmiyor. Kaynak var, halk çalışkan, doğa cömert. Eksiğimiz sadece koordinasyon, denetim ve vicdanlı bir yönetim anlayışıdır.

Bu şehir, kocaman bir köy kent olarak kalmamalı. Van, geçmişin değil, geleceğin şehri olmalı. Bunu gerçekleştirmek hepimizin görevidir.

İlgililere duyurulur.