Mehmet Selami AYDOĞAN


Türkiye'de Siyaset

Türkiye'de Siyaset


Kıymetli Okurlarım 
 

Türkiye Tarih boyunca çok sancılı dönemler yaşadı. Hem Siyasi olarak hemde bulunduğu Coğrafi konum nedeniyle bizi hiç bir zaman Milli biri yönetmedi, yönetenlerin çoğu siyaseti kendi menfaatleri için ve dış güçlerin isteği gibi yaptılar.


Siyaset nedir? 


Arapça kökenli bir kelimedir; at eğitimi anlamına gelir. 


Siyasetçi kimdir?


Siyaset,vatandaşa hizmet için yapılan bir faaliyettir. Bu tanımın bir gereği olarak da siyasetçi; dürüst, bilgili, cesur ve sorumluluk sahibi insanlar gerektir. Bu ölçülerde olan insanlara da siyasetçi denir. Siyaset insanların toplumsal yaşamda karşılaşılan ve toplumsal hayatı çeşitli şekillerde etkileyen her konuya taraf olması ya da olmaması taraf olduğu ya da olmadığı olay ve olgulara yönelik mücadele - müdahale etme süreçtir. Toplumu ilgilendiren her konu siyasetin gündemidir ve siyaset yaşamın kendisidir. Siyasette Amaç toplumsal yaşamda karşılaşılan Sorunlara çözüm üretmek ve mücadele yürütmektir. Ancak Türkiye’de siyaset bahsettiğimiz Tanımların tam tersidir. Türkiye’de doğru bir zeminde siyaset yapmak Sanıldığından çok daha güçtür. Ne yazıkki siyasi üslup utanç verici duruma düşerken siyasetçi gaflet ve dağınık içindedir. Siyasetçilerimiz kendi İstikballe için savundukları değerlere çoğu zaman ters hareket ettiler. Şimdi  önümüzde büyük bir seçim var Türkiye bu seçimde ya batacak ya da şaha kalkacak, dünyanın gözü bu seçimde herkes Türkiye üzerindeki 2019 planı bu seçime göre ayarlıyor.


siyasetçilerimizin Meydanlara çıkarken Kullanacakları Üsluplara dikkat etmeliler halkı birbirine kırdırmamalılar. Kimin hangi düşüncede hangi Mezhepten Hangi ırktan ve Ya hangi partide olduğuna bakılmaksızın sadece ülkenin geleceği için milletin selameti için şehitlerinin emanetlerini sahip çıkmak için siyaset yapmalarını istiyoruz. Muhsin başkanın dediği gibi “Seçimler kavga aracı olmamalı sel gider kum kalır bu seçimde geçer sizler Akraba olarak kalacaksınız”


Siyasetçilerimiz  hazineden aldıkları para ile halkı meydanlarda bir birine kırdırtmamalı ve halka samimi vaatler vermeleri ve verdikleri vaatlerin yerine getirmeleri gerekir.


Geçen gün tesadüfen karşılaştığım bir olayı size aktarayım Siyasetçilerden bazıları çıkmış; Milletin borcunu, kredisini ödeyecem diyor. Milli bayramlarda 500'er TL dağıtacakmış. Darphaneleri var, bu şahısların. Milletin ödediği vergiyi yine millete versen ne olacak. Zenginden vergiyi toplayın önce. Fakirden alıp, zenginin borcunu kapatıyorsun yada taksitle yapılandırmaya çalışıyorsun. Mazluma gelince icra dosyası hemen raftan iniyor!

Ozan Bingöl'ün dediği gibi; Vatandaşın şu borçlarını af edeceğiz, bu borçlarını satın alacağız, kredilerini ödeyeceğiz! demeyin.
 

Vatandaşı muhtaç hale getirmeyin!


Halkın gelirini arttıracak politikalar üretin, iş alanları yaratın, vergi yükünü azaltın;
 

Vatandaş o zaman kendi borcunu kendi öder!