Kırılmadık yerin kalmadı.
Ama yaşama inatla devam ediyorsun ya!
Sana helal olsun.
Desem de...
Ağlayan gözlerime, sızlayan yüreğime şifa olacak bir söz bile bulamıyorum.
Aynadaki bana bakarak konuşuyorum.
Deli demeyin bana, yakin konuşacak kimse kalmamışken, kiminle dertleşeyim.
Beni anlayacak, ben bile kalmamışken, şimdi yüreğimi saracak kime sarılayım.
Sözlerin hedefini buldu, öyle canım acıdı ki!
Kemikleri olmayan kalbim kırıldı.
Parçalanmış bir yüreğim var artık benim.
Başarın için seni ya da hepinizi de tebrik etmeliyim.
Zira bunu yalnız sizler yapabilirdiniz.
Kör kurşun, düşmandan gelir.
Hedefini bulan ise, yüreğindeki en ulvi duygular ile yaşattıklarından, yani en çok kimleri sevmiş isen onlardan...
Kalp, nasıl oluyor da kırılıyor ki!
Oysa kemikleri olmayan organımız değil miydi?
Kırılmak, nedir ki!
Divan-ü Lügati Türk
Kırılmak kelimesinin anlamı: Kabuğu soyulmak; malı alınmak, yoksullaşmak, kar kürümek...
Tarama Sözlüğü
Kırılmak kelimesinin anlamı: Helâk olmak, telef olmak, ölmek!!!
Fiziki anlamdaki kırılmak ile yüreğin ölesiye bir hal alacak şekilde kırılması arasında dağlar kadar fark var.
Kırılan her şey (fiziki olarak) yerine bir yenisini alma imkânımız olabilir.
Lakin kırılmış bir kalbin yerine, başka bir kalp koymamızın imkânı yoktur.
Divan-ü Lügati Türk’de kırılmak sözüne: yoksullaşmak denmiş.
Sevdiği insanlardan darbeler yiyen bir kalpten daha yoksul kim olabilir ki?
Ey dünya!
Sen ne kadar da: nankör, bencilsin
İnsanların ağzına bir parmak bal çalıp, onlar ile oyun oynuyorsun.
Sonsuzluk var ediyormuşçasına,
İnsanlara egolar yüklüyorsun.
Sevmenin
Aşkın
Adaletin
Yardım severliğin yok olması için elinden geleni ardına koymuyorsun.
Ben seni sevmiyorum.!!!
Beni dinle, ey dünya: "seninle bir hesabım yok benim. Bana istediğin kadar kazık at. Yüreğimdeki ,Allah için sevme duygusunu yok edemeyeceksin."
Bir sabah güneşi daha belki doğmayacak üstüme,
Belki seher vakti ötüşen kuşları dinlemek nasip de olmayacak
Belki bir kış mevsiminde daha ellerim üşümeyecek,
Belki, kimse bu denli daha sevilmeyecek, yüreğimin sevdiği gibi,
Belki...
Kırılan kalpler bir daha böyle kırılmayacak, kalbimin kırıldığı gibi...
Ben dersimi anladım.
Ödevimi yaptım.
Ders notumun da en yüksek derecesine layık görüldüm.
Şimdi ders bitti.
Kırılmış bir yürek ile mezun oldum.
Lakin kazanan da ben oldum.
Neyi mi kazandım?
Elbette ki, insan olmayı, kul olmayı, abla, kardeş, evlat olmayı.
Sevdalı olmayı…
En önemlisi de, kimsenin beni kırmasına izin vermemeyi
Sevgiyi, hürmeti, saygıyı.. Hatta Aşkı hak edene vermeyi öğrendim.
Kalbimi kırıp döktünüz ya,
İşte size bir teşekkürü borç bırakıp gittiniz.
Beni ben yaptığınız için, siz kalbimi kıranlara sonsuz teşekkürler ediyorum.
Kalbim artık sapa sağlam oldu.
Her musibet bir tecrübedir.
Yeter ki Yaradan’ın bize vereceği ödülü alana dek sabredelim.
Sevgilerimle