Taşı oyan heykeltıraş ortaya güzel ya da mendebur suratlı bir yapıt çıkarır değil mi? Hayat da bir heykeltıraş ustasıdır aslında. Bizi oyup şekillendiriyor ve biz olmamız gereken yapıta dönüşüyoruz.
İnsan gelişiminin en önemli çağı, çocukluktur şüphesiz. Bu süreçte görüp, duyduğu her şey hayatının zeminini oluşturan önemli dönemlerdir.
Çocuk ebeveynlerinin dışarıya yansımış halidir. Çocuk sevgiyle büyüdükçe, sevginin gücüne yaslar sırtını ve etrafındakilere de aynı güçle yaklaşır. Sevildikçe aynı güçten beslenir sanır.
Sevginin en güzel meyvesidir çocuk. Hayatın yoğun hengâmesinde yüzümüze tebessüm ettiren minicik gözler vardır ya hani onların değerini bilelim. Lütfen çocukların, çocuk kalbinin değerini bilelim! Çünkü bugün sevmeyi ihmal ettiğimiz çocuklar yarın sevgisiz merhamet yoksunu olabiliyorlar. Dün sevmeyi ve sevilmeyi öğretmeyi ihmal ettiğimiz çocuklar şimdi eli kanlı canilere dönüşen bir köpeğe, kediye merhamet etmeyen canavar değiller mi?
Sevgi insan fıtratına verilmiş en güzel nimettir şüphesiz. Sevmek kadar güzel bir eylem varken öfke, hırs, kibir gibi karaların kalbimize bulaşmasına izin vermeyelim.
Sevin, sevilin, sarılın sevdiklerinize, sarılın küçücük bir çocuğa. Hayat bizi oyarken, sevginin gücüyle yoğrulsun ki geride güzel yapıtlar kalsın..