Kenan GÜL


Ramazan: Tevhid, Kardeşlik ve Sorumluluk Ayı

Bu Ramazan, dualarımızla, yardımlarımızla, sadakalarımızla onları yalnız bırakmayalım!


Ramazan ayı, sadece aç ve susuz kalmanın değil; tevhidi yeniden idrak etmenin, ümmet bilincini kuşanmanın ve mazlumlara sahip çıkmanın ayıdır. Bu mübarek ay, Allah’a kulluğumuzu derinleştirmenin, nefislerimizi terbiye etmenin ve kardeşliğimizi pekiştirmenin en güzel zamanıdır.

Rabbimiz, Ramazan ayının önemini bizlere şöyle bildiriyor:

"Ramazan ayı, insanlara doğru yolu gösteren, hidayeti açıklayan ve hakkı batıldan ayıran Kur’an’ın indirildiği aydır..." (Bakara, 2:185)

Bu ay, sadece bireysel bir arınma süreci değil; ümmet bilincimizi tazelediğimiz, Allah’ın ipine sımsıkı sarıldığımız bir fırsattır. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

"Müslümanlar bir bedenin azaları gibidir. Bir organı hasta olursa, bütün vücut rahatsız olur." (Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Birr, 66)

Bugün Gazze’de, Suriye’de, Afganistan’da, Yemen’de ve Afrika’nın birçok bölgesinde kardeşlerimiz zulüm, açlık ve sefalet içinde bu mübarek aya giriyor. Oruçlarını bombaların gölgesinde açan çocuklar, iftar sofrası olmayan anneler, temiz suya bile ulaşamayan babalar var. Onlar bu zor imtihanı yaşarken, biz rahat sofralarımızda nasıl sessiz kalabiliriz? Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

"Komşusu açken tok yatan bizden değildir." (Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Îmân, 74)

Sessiz kalmak bir tercih değildir; bilakis zalimin zulmüne ortak olmaktır! Rabbimiz de bu konuda bizleri uyarıyor:

"Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenleri dünyada güzel bir şekilde yerleştireceğiz. Ahiret mükâfatı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi!" (Nahl, 16:41)

Bugün yapabileceğimiz en küçük iyilik bile mazlum kardeşlerimiz için bir umut olabilir. Fitrelerimizi, zekâtlarımızı, sadakalarımızı onların yaralarına merhem olacak şekilde değerlendirelim. Rasulullah (s.a.v.), infak etmenin önemini şöyle vurgulamaktadır:

"Bir hurma tanesi kadar bile olsa, cehennem ateşinden kendinizi koruyun!" (Buhârî, Zekât, 10; Müslim, Zekât, 66)

Allah’ın huzuruna vardığımızda, "Ya Rabbim! Elim yetişmedi, gidemedim, cihad edemedim ama malımla, duamla kardeşlerime sahip çıktım!" diyebilmek ne büyük bir mazeret olacaktır! Bugün elimizi uzatmazsak, kardeşlerimizin açlık ve ölümle imtihanına göz yumarsak, yarın biz aynı durumda olursak bize kim sahip çıkacak?

Ramazan ayı, rahmetin, mağfiretin ve kurtuluşun kapılarının açıldığı aydır. Rabbimiz buyuruyor:

"Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı ki takvaya erişesiniz." (Bakara, 2:183)

Bu ayda, zalimlere karşı duruşumuzu netleştirelim, mazlumlara sahip çıkalım ve kardeşlerimizi yalnız bırakmayalım. Mümin, müminin kardeşidir; kardeşini zorda bırakmaz! Rasulullah (s.a.v.), birlik olmanın önemini şu şekilde ifade ediyor:

"Birbirinize kin tutmayın, haset etmeyin, sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun." (Müslim, Birr, 23)

Unutma, ümmet sensiz eksik! Mazlumlar, senin elini bekliyor! Bu Ramazan, dualarımızla, yardımlarımızla, sadakalarımızla onları yalnız bırakmayalım!