Ziya Türk


Oktay Candemir, Sıddık Güler ve HDP'nin yandaş trol tayfasına sorular

Van'daki menfaatçilerin, karanlık işbirlikçilerin ve efendileri ile birlikte trollerin uykularını kaçırma zamanı..


Bu yazımı ayaküstü okumayın, sadece göz atıp geçmeyin. Sakin bir yer bulup oturun, çayınızı kahvenizi alın, hatta dostlarınızı da çağırıp, altını çizerek ve analiz edip yorumlayarak okuyun. Eksik kalanları yorumdan tamamlayın, fazla olanları da belirtin. Bir başka ifade ile mutlaka katılımcı olun..

Van’da çeteleşmiş bazı yapıların, sivil toplumda, iş dünyasında, siyasette ve medyadaki uzantılarının, halkın imkân ve kaynaklarını ele geçirmek için nasıl iş birliği yaptığını gözler önüne seriyorum.

BAŞKALE’DE YAŞANAN UNUTAMADIĞIM OLAY
Yazıma 2015 yılında yaşadığım ve tanık olduğum bir olayı izninizle anlatarak başlayacağım.

Tarih: 07 Haziran 2015 Milletvekilliği Genel Seçimleri öncesi.

Yer: Van’ın Başkale ilçesi.

Faaliyet: Seçim propagandası için esnaf ziyaret programı. 

Katılanlar: Dönemin AK Parti Van İl Başkanı Av. Zahir Soğanda, AK Parti Van 4. Sıra Milletvekili Adayı Faruk Alpaslan ve İl Gençlik Kolları Başkanı Taha Çoban’ın yanı sıra teşkilat mensupları ve partililer.

Olay: AK Partili heyetin bir fırıncıyı ziyareti sırasında, yolu kapatan HDP’lilerin AK Partililere “Sizin hepinizi dağa kaldıracağız” tehditleri ve naraları ile saldırarak darp etme girişiminde bulunması ve seçim çalışması yaptırmaması.

Failler: Şu an firarda olan Eski HDP Van Milletvekili Lezgin Botan’ın (Bozkurt) kardeşi Selahattin Bozkurt öncülüğünde, HDP Başkale İlçe Başkanı ve teşkilat mensupların.

Güvenlik Tedbirleri: Önceden uyarılmalarına rağmen olayın yaşanmasını izleyen o dönem FETÖ’cülerin yönetimindeki Başkale Emniyet ekiplerinin yavaş yavaş müdahale ettiği olay, siyasi çalışmayı bitirip AK Partililerin ilçe dışına çıkarılması ile sona erdi.

Bir başka ifade ile HDPKK saldırdı, FETÖ/PDY göz yumdu ve izledi.

Van’a dönüşte İl Başkanı Zahir Soğanda “HDP’liler seçim çalışması yaptığımız sırada bize saldırdı” şeklinde yazılı ve görüntülü bir basın açıklaması yaptı.

HDP GELENEKSEL YALAN SÖYLEME VE İFTİRA ATMA TAVRINI SERGİLEDİ
Ertesi gün de HDP ve DBP Van İl Başkanları düzenledikleri ortak basın toplantısında “AK Partililer Başkale’de halka saldırdı, HDP’liler de halk ile AK Partililerin arasına girerek hadiselerin büyümesini önledi” şeklinde, baştan sona yalan iddialarla dolu olan bir açıklama yaptı. Adeta “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” atasözünü tahakkuk ettirdi.

Ben de “HDP'nin Başkale yalanı ortaya çıktı” başlığı ile bizzat gördüğüm ve yaşayarak tanıklık ettiğim olayları, fotoğrafları ile haberleştirip yayınladım.

Ulusal televizyonlara da “Demirtaş ve HDP batıda demokrat doğuda despot” başlığı ile görüntülü haber servisi yaptım ve yayınlandı.

YANDAŞLAR, HDP’NİN YALANLARININ İFŞA EDİLMESİNİ HAZMEDEMEDİ
Yaptığım “HDP'nin Başkale yalanı ortaya çıktı” başlıklı haberi facebook hesabımda paylaşmıştım. O dönem gazetecilik yapan İlhan Siyahtaş, facebook hesabımdaki haber paylaşımımı alıntılayarak kendi sayfasında: “Bu devletin iti” diyerek başlayan bir paragraf ile haberimi paylaşmıştı.

İlhan Siyahtaş’ın paylaşımın altındaki yorum bölümünde: 
- PKK terör örgütünün yayın organı olduğu için KHK ile kapatılan DİHA'nın o dönem Bölge Müdürü olan, şimdi ise Serhat News yöneticisi Sıddık Güler: “Gazeteci mi ajan mı?”

- Van Büyükşehir Belediyesi Çalışanı ve Cumhuriyet Gazetesi Van Temsilcisi olan Yusuf Ziya Cansever: “Buna çay veren kahvecinin, ekmek veren fırıncının, yemek veren lokantacının, iş veren otelin, danışmanlık veren siyasetçinin...”

- FETÖ’nün yayın organı olan Zaman Gazetesi’nin o dönem Van Temsilcisi olan şimdi ise FETÖ firarisi Yusuf Sinan: “Böyle gazetecinin...” şeklinde yorumlar yapmıştı.

İMAM-I ŞAFİİ’DEN HEPSİNE 10 NUMARA KAPAK
Bu duruma ışık tutan İmam’ı Şafii Hazretlerinin bir sözünü paylaşıp asıl konularımıza geçmek istiyorum.

İmam Şafii'ye sordular: “Fitne zamanı hakkı tutanı nasıl anlarız?”

Dedi ki: “Düşman okunu takip edin, o sizi Hak ehline götürür.”

Henüz 15 Temmuz 2016 hain darbe kalkışması olmamıştı. 07 Haziran 2015 seçimlerinin hemen öncesinde yaşananları, nasıl da organize hareket ettiklerini ibretle görün diye anlattım.

DEVLETİME YAKIŞTIRILMAKTAN ONUR DUYUYORUM
Devletimle vatandaşlık ve SGK ile emeklilik bağım dışında hiçbir örtülü açık, görünür görünmez, resmi ve gayri resmi bir bağım yok. Devletime gönül bağı ile bağlı olmak benim için tüm bağların üstündedir.

Ancak gördüğünüz gibi bana “devletin iti” diyerek devletime olan bağlılığımı ifade etmişler. Devletim için canla başla, şerefle üzerime düşen her görevi, gerektiği gibi yapmaya hazır oldum. Her zaman da hazırım.

Türkiye’de faaliyetleri yasaklanan, PKK terör örgütünün yayın organları ANF’de ve STERK TV’de defalarca “MİT’in haber elemanı, ajanı” diyerek yayınlar yaptılar. Türkiye içerisinde de PKK terör örgütüne müzahir ve HDP yandaşı yayın organlarında ise “Polisin ve Yargının tetikçisi” diyorlar.

Demek ki doğru işler yapıyorum, o nedenle de terör örgütleri ve uzantıları rahatsız oluyor..

İddia ettikleri gibi hiçbir kurumda görevim yok ve kendimi hiçbir zaman böyle tanımlamadım. Ancak hepsi de devletimizin huzuru ve güvenliği, adaletin tesisi için çok önemli görevler yapan şerefli kurumlar. Onlarla anılmak benim için de onurdur.

Anne dedesi Balkan Savaşlarında gidip dönmemiş, Baba dedesi de 1. Dünya Savaşında Şehit olmuş şerefli bir ecdadın, mevzu vatan olunca canını tereddüt etmeden feda etmeye hazır, devleti ile onur duyan bir evladıyım.

“KURT AYAĞA KALKINCA ÇAKALLARIN HÜKMÜ BİTER”
Uzun zamandır sizleri izliyorum, meydanın boş olduğunu zannediyorsunuz. Bu yüzden kendinizi memleketin Ali kıran baş keseni sanıyorsunuz.  Oysa sadece belki düzelirsiniz diye zaman tanıdım. Gördüm ki iflah olmaya niyetiniz yok. O yüzden Ya Allah Bismillah diyerek başlamaya karar verdim.

Atalarımız “kurt ayağa kalkınca çakalların hükmü biter” demiş. 

Şimdi adam olana notunu, olmayana da otunu verme zamanı.

HDP DANIŞMANLIĞINDAN KIYAK BASIN MÜDÜRLÜĞÜNE
HDP kulislerinde uluslararası istihbarat örgütlerinin ajanı olduğu yönünde iddialar dolaşan Oktay Candemir, Azim Yacan döneminde İpekyolu Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü yaptı.

Ağır Ceza Mahkemesi’nde PKK/KCK terör örgütü üyeliği ve propagandasından yargılandığı dosyalarından Oktay Candemir'in beraat ettiği, ancak daha hafif dosyası olanların ceza aldığı süreçler oldu. Oktay Candemir’in bu dosyalardan beraat etmesi, HDP içindeki kulislerde; ajan olabileceği yönünde iddiaların gündeme gelmesine neden olmuş.

YYÜ RADYO TV BÖLÜMÜNE OKUMAK İÇİN Mİ, YENİ BİR GENÇLİK YAPILANMASI İÇİN Mİ GİDİYOR?
Azim Yacan’ı hapse gönderdikten sonra, Oktay Candemir Van YYÜ MYO Radyo Televizyon Bölümü’nde okumaya başladı. 

İkinci yılını okuduğu okulda, öğrencilerden oluşturduğu whatsapp grubunda, sözde tarafsız habercilik görüntüsü ile bir yapılanma peşinde olduğu, öğrencilerden gelen bilgiler arasında.

ŞAYET GAZETECİYSEN, TERÖRİST YAKINLARI İŞE ALINDIĞINDA NEDEN YAZMADIN?
Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü yaptığın dönemde, HDP’li yönetim tarafından PKK’lı teröristlerin yakınlarının, güvenlik soruşturması dahi yapılmadan işe alınması, soruşturma konularından birisiydi. Müfettiş soruşturmasından sonra Azim Yacan, işe aldığı kişileri yeniden işten çıkarmak durumunda kalmıştı.

Madem adalet duygun bu kadar yüksekti, desteğini aldığınız halkın çocukları “bedel ödemediniz” diyerek işe alınmazken, “değer ailesi” dediğiniz terörist yakınlarının işe alınmasına neden karşı çıkmadın? Neden onların isim listesini kamuoyu ile paylaşmadın?

Hatta işe alınan bazı terörist yakınlarının isimlerini yayınladım diye hakkımda “İpekyolu Belediye çalışanlarını fişliyor” seklinde açıklama yaparak, terörist yakınlarını neden masum göstererek savundun?

OYUNU ALINCAYA KADAR HALKTAN, SEÇİLDİKTEN SONRA ÖRGÜTTEN
Van halkı ile PKK’lı terörist yakınlarının hangi ayrıcalığı vardı? Hani Kürt halkının temsilcisiydiniz? Temsil ettiğinizi iddia ettiğiniz halktan oyları alın, ama işler, ihaleler, imkanlar ya teröristlere ya da terörist yakınlarına? 

Neymiş efendim, “iradenin kararı buymuş”, terör örgütü PKK/KCK’nın talimatları ne zamandan beri irade oldu?

Bu yanlış ve hukuksuz işleri kamuoyuna neden duyurmadınız? Neden engel olmadınız? Yoksa gazeteciliği örgüt faaliyetlerinin ve amaçlarının gerçekleştirilmesi için mi kullanıyorsunuz?

Koltuğu kaybedince “halkın iradesine el koydular” diye içi boş laflar edin, koltuğa oturduğunuzda halkın yüzüne bakmayıp, örgüt talimatlarını “iradenin kararı” diyerek birer birer hayata geçirin.

Sizi gidi çok yüzlü yandaşçıklar sizi.

2000 BİN METRE KABLO, 600 TANE BATTANİYE PKK’YA MI GİTTİ?
HDPli Azim Yacan’ın başkanlık ettiği dönemde İpekyolu Belediyesine alınan 2000 metre kablo, yaklaşık 600 tane battaniye nereye gitti hiç sordunuz mu?

“Belediyenin hiçbir biriminde kullanılmayan bu malzemeler ne oldu” diye neden hiç sorgulamadınız? Yoksa Masum Kürt Halkının canına kasteden, evlatlarını kaçıran ve öldüren PKK terör örgütüne kış lojistiği ve bomba yapımı için mi gönderdiniz?

HDP’Lİ DÖNEMDE BÜROKRATLARA ZİMMET OLUŞTURACAK İŞLERİ NEDEN YAPTIRDINIZ?
HDP’li Azim Yacan dönemi İpekyolu Belediyesi bürokratları kamu kaynaklarını zimmet oluşturacak şekilde harcarken, halkın hakkını nasıl harcarsınız diye neden engel olmadınız?

Müfettiş raporunun ardından mahkemece zimmet olduğuna karar verilen kamu kaynağı, sorumlularından kayyum döneminde tahsil edilmeye başladı. Mahkemenin zimmet demediği dosyalar da düştüğü için işlem yapılmadı.

Zimmet dosyaları tahsilatı yapılırken “İpekyolu Kayyumu zimmete geçirilen kamu kaynağını tahsil etmiyor” diyerek, sanki kayyum peşkeş çekiyormuş gibi algı oluşturmak için, Sıddık Güler’e verdiğin sufle ile niçin karalama yapıyorsunuz?

Yalan söyleme bağımlısı olduysanız, milletin başına dert olmak yerine tedavi olun, herkes kurtulsun.

HALKIN BELEDİYESİNİ HDP VE PKK’NIN ARPALIĞI HALİNE NEDEN GETİRDİNİZ?
HDP Van İl Teşkilatında basın danışmanlığı yaparken, seni İpekyolu belediyesini parti gibi yönetmek için mi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürü yaptılar?

“İpekyolu Belediyesi halkın kurumu, bir partinin ve terör örgütünün arpalığı olamaz” diye itiraz edip yazıp çizmek yerine, göreve neden balıklama atladın?

Yoksa size mubah olan, başkalarına günah mı?

ADNAN BİLEN ÇİFTLİK GİBİ KULLANDI DİYECEKKEN, YANLIŞLIKLA MI FATİH SEVİNÇ DEDİNİZ?
Sanıyorum Fatih Sevinç’in ismi ile Adnan Bilen’in ismini karıştırdınız.  HDP’li Belediye Başkanları döneminde Büyükşehir Belediyesini PKK/KCK terör örgütü lehine çiftlik gibi kullandığı gerekçesi ile KHK ile ihraç edilen Fatih Sevinç değil, Adnan Bilen’di.

Lütfen daha dikkatli olun, küçük hatalar başınıza büyük hukuki sorunlar açabilir.

KURS AMAÇLI ALINAN 20’DEN FAZLA FOTOĞRAF MAKİNASINI NE YAPTINIZ?
Adnan Bilen’e sorduğunu duymadım, belki unutmuşsundur diye ben sorayım.  

2011 depreminde binası hasar gören Van Belediyesi’nin taşınması sırasında kaybolduğunu iddia ettiğiniz, sayıları 25’i bulan profesyonel dijital fotoğraf makinalarının akıbeti ne oldu?

Yoksa siz fotoğraf makinalarının yerini biliyorsunuz da ondan mı yazmadınız?

10’DAN FAZLA HİLTİYE NE OLDUĞUNU NEDEN YAZMADINIZ?
Van Büyük Şehir Belediyesi Kültür Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nın hilti (Beton Delicisi) ile ne işi olur?

2014 – 2015 yılları arasında Van Büyükşehir Belediyesi Kültür Sosyal İşler Daire Başkanlığı emrine alınan 12 tane hilti (Beton Delicisi) nerede?

Hiltiler sokaklarda hendek, evlerde tünel, dağlarda da mağara kazması için PKK terör örgütüne lojistik destek olarak mı gönderildi?

HDP’Lİ BELEDİYELER ÜZERİNDEN VAN TV’DE PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINI NEDEN YAZMADINIZ?
Yine Van Büyükşehir Belediyesi’nde ve ilçe belediyelerinde çalışıyor gösterilerek maaşı ödenen ve PKK/KCK propagandası nedeniyle kapatılan Van TV’de çalıştırılan personeli de sormayı unutmuşsundur.

Van TV’de maaşı HDP’li belediyelerden ödenen kaç personel çalıştırıldı?

CUMHURİYET GAZETESİ TEMSİLCİSİNİN KIZINI İŞE YERLEŞTİRMESİNİ NEDEN YAZMADINIZ?
Fatih Sevinç’in arkadaşlarını işe yerleştiriyor diye kastettiğiniz kişi, Van Büyükşehir Belediyesi çalışanı ve Cumhuriyet Gazetesi Van Temsilcisi Yusuf Ziya Cansever'in Park Bahçeler Daire Başkanlığı’nda işe yerleştirdiği kızı Şilan Cansever mi?

Herkesi ve her konuyu yalan yanlış duyumlarla diline dolayan sizler, bugüne kadar bu konuya neden hiç değinmediniz? Gözünüzden mi kaçtı? Yoksa biliyordunuz da Bekir Kayanın zimmetinin üzerini örttüğünüz gibi, bunun da mı üzerini örttünüz?

Hemen belirteyim ki bu konunun Fatih Sevinçle uzaktan yakından hiçbir ilgisi yok. Benimle de ilgisi olmadığı için bu konuyu ben yazmam.

Şayet fikriniz değişip bir gün yazmaya karar verirseniz, bu konunun kimlerle ilgisi olduğunu tüm detayları ile birlikte size sufle veririm.

Bugüne kadar Naif Yaşar, Ayhan Yazlık, Salih Geçken, Yasin İpek, Suat Baran ve daha nicelerine siz sufle verdiniz, ayrı ayrı göründünüz fakat hep birlikte organize olup yazdırdınız.

Bu sefer de ben sufle veririm siz yazarsınız, bir seferle bir şey olmaz.

CUMHURİYET GAZETESİ DE YAZMAYA KENDİSİNDEN BAŞLAMIYOR!
Cumhuriyet Gazetesi de sizin gibi yazmaya kendisinden değil etraftan başlıyor. Yoksa aynı yolun yolcuları mısınız?

Benden size ata tavsiyesi; “önce iğneyi kendine batır, sonra çuvaldızı karşındakine.”

Cumhuriyet Gazetesi; Van Milletvekili Abdulahat Arvas milletvekili olmazdan yıllar önce işe girmiş, nerede ise emekliliği yaklaşmış Arvasi Ailesi mensuplarını sanki Abdulahat Arvas’ın milletvekilliği döneminde nüfuz kullanılarak işe alınmış gibi diline dolayıp, iftira dolu haberle Arvasi Ailesi ve AK Parti karalaması yapmıştı.

Cumhuriyet Gazetesi ve Birgün Gazetesi; Soyadı Akman olanları da Tuşba Belediye Başkanı Salih Akman tarafından işlere yerleştirilmiş gibi kara propaganda yapmıştı.

Aynı Cumhuriyet Gazetesi; Van Temsilcisi Yusuf Ziya Cansever’in kızını 20.11.2017'de tekniker pozisyonunda sözleşmeli olarak Van Büyükşehir Belediyesi'nde torpille işe yerleştirdiğini, sayfalarına taşımadı.

KADIN SIĞINMA EVİ GÖRÜNTÜLÜ TERÖRİST TRANSFER MERKEZİNİ NEDEN YAZMADINIZ?
HDP’li Bekir Kaya’nın Başkanlık görevini yürüttüğü dönemde, Van Büyükşehir Belediyesi tarafından sözde kadın sığınma evi olarak faaliyet göstermek üzere kiralanan binada, PKK’lı kadın teröristler tarafından kandırılıp eğitilen kız çocukları dağa götürülüyordu.

Bu faaliyetin insani, vicdani, hukuki olmadığını, bunun Kürt Halkının hakkını savunmak değil, gençleri ve halkı katletmek olduğunu, Belediye kaynaklarının terör örgütü PKK’ya peşkeş çekildiğini neden yazmadınız?

PKK HALKIN İRADESİNİ HİÇE SAYDIĞINDA “İRADEME DOKUNMA” NEDEN DEMEDİNİZ?
Madem sizin için halkın iradesi o kadar önemliydi, PKK/KCK terör örgütü, gönderdiği teröristler aracılığı ile halkın oyları ile seçtiği Bekir Kaya’nın iradesine el koyduğunda, kuklaya dönüştürdüğünde, Van Büyükşehir ve İlçe Belediyelerine teröristler çöktüğünde neden “halkın iradesine dokunma” demediniz?

BELEDİYE KAMYONUNDAKİ BOMBALARI, VASKİ ARACINDAKİ TERÖRİSTLERİ NEDEN YAZMADINIZ?
HDP’li Bekir Kaya döneminde, Van Büyükşehir Belediyesi’nin kamyonunda Çatak bölgesine götürülürken yakalanan tonlarca patlayıcıyı, aynı dönemde VASKİ’nin kiralık aracından sebze hali civarında polislere ateş açan PKK’lı teröristleri neden yazmadınız?

Sahi bunlar halkın iradesine dokunmak, halka hizmet etmesi gereken kurumları terör örgütü PKK/KCK’nın emrine vermek değil miydi?

Tabi dürüstseniz, gazeteciyseniz, Van halkının hak ve hukukunu savunuyorsanız, varsa vicdanınıza sorun ve cevabını da trollerinizle paylaşın?

HDP’Lİ BEKİR KAYA DÖNEMİNDE PKK’LI TERÖRİSTLER İŞE ALINDI
2016 yılı sonunda HDP’li Bekir Kaya görevden alınıp yerine dönemin Van Valisi İbrahim Taşyapan Belediye Başkanvekili olarak atandıktan sonra ciddi bir çalışma yapıldı.

İlk yapılan işlerden birisi de belediyenin kurumsal kimliği üzerinden PKK terör örgütüne verilen destek ve aktarılan kaynakların tespit edilip kesilmesi oldu.

Yapılan tespitlerden en önemlisi de PKK/KCK terör örgütünün dağ kadrosunda yer alan teröristlerin, Van Büyükşehir Belediyesi’nde hizmet alımı ile personel çalıştıran şirketlerde çalışıyor gösterilip, belediye bütçesinden tıkır tıkır maaş ödenmesiydi.

99 TERÖRİSTE HDP’Lİ BEKİR KAYA YILLARCA MAAŞ ÖDEDİ
Tespit çalışmaları devam ederken, İçişleri Bakanlığı tarafından Van Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri olarak atanan Mustafa Yalçın, 49’u erkek, 50’si de kadın olmak üzere 99 PKK’lı teröriste HDP döneminde Van Büyükşehir Belediyesi’nden maaş ödendiğini, maaşların her ay Yüksekova’dan, Hakkari’den, Diyarbakır’dan, Mardin’den ve buna benzer şehirlerden bankamatik ile çekildiğini tespit ettiklerini açıklamıştı.

Tespit edilen teröristlerin işlerine hemen son verilmiş, onları bünyesinde barındıran şirketlerin sözleşmeleri de feshedilmişti.

“İyi ki yapmışım” şeklindeki açıklaması ile Türkiye’de gündem olan Mustafa Yalçın “Şimdi olsa yine yaparım” demeye devam ediyor.

PKK’LI TERÖRİSTLERİN İŞE ALINMASINI NEDEN SORMADINIZ?
Halkın çocuklarını bedel ödemediniz diyerek işe almayanlara, “teröristleri işe nasıl alırsınız” diye neden sormadınız?

“Halka hizmet için gelen belediye kaynaklarını, teröristlere maaş olarak nasıl ödersiniz” diye neden yazmadınız?

OKTAY CANDEMİR, SEN DE İŞE GİTMEDEN MAAŞ ALDIĞIN GÜNLERİ UNUTTUN MU?
Oktay Candemir; Van Büyükşehir Belediyesi Yol Yapım Bakım ve Onarım Daire Başkanlığı’nda şirket elemanı olarak çalışıyor gösterilenlerden birisi de sensin.

Kayyum ataması yapılınca “kayyumla çalışmayın” diyerek garibanları yönetime baş kaldırmaya tahrik eden, yaklaşık 6 ay işe gitmeden maaşını çeken Oktay Candemir, vatandaşa başka, kendisine başka, partiye başka, topluma başka.

Bu dürüstlük mü yoksa yüzsüzlük mü? Ona da sen karar ver!..

VAN’DA YAPILAN 4 MİLYAR LİRALIK YATIRIMIN ÜSTÜNÜ ASLA ÖRTEMEZSİNİZ!
Van’da 4 milyar 175 milyon TL bedelle yapılan 154 kamu yatırımının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile yapılan toplu açılış töreni ile resmi açılışı yapılmıştı.

Van Valiliği tarafından düzenlenen toplu açılış töreninde Van Büyükşehir Belediyesinin 36 projesinin de açılışı yapıldı.

Van Büyükşehir Belediyesi de yatırımlarının açılışı yapılan tüm kamu kurumları gibi sorumluluklarını yerine getirdi ve devlet törenine vermesi gereken desteği verdi.

Hal böyle iken sanki töreni AK Parti düzenlemiş gibi gösterip “AK Parti Mitingine Van Büyükşehir Belediyesi bütçesinden kaynak aktarıldı” iftirasını atarak yaptığınız karalamalar ile Van’a kazandırılan 4 milyar 175 milyon liralık yatırımların üzerini örtmeye çalıştınız.  

BEKİR KAYA’NIN BORÇ VE ZİMMETİNİ NEDEN HİÇ YAZMADINIZ?
HDP’li Bekir Kaya görevden alındığında Van Büyükşehir Belediyesi’ne bıraktığı borç 902 milyon 140 bin lira. Sayıştay ve İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından tespit edilen, zimmetin miktarı ise 113 milyon liraydı.

Bekir Kaya döneminde de Van’da yatırım olarak bugün hatırlanabilecek elle tutulur bir hizmet de yapılmadı.

BEKİR KAYA DÖNEMİNDEKİ BORÇ VE ZİMMETİN GÜNCEL MİKTARI?
902 milyon 140 bin lira borç ile zimmete geçirilen 113 milyon lirayı 18,82 lira olan güncel dolar kuru üzerinden hesapladığımızda yaklaşık olarak 6 milyar 930 milyon lira civarında borç ve zimmet ortaya çıkıyor.

YAPTIĞINIZ GAZETECİLİK DEĞİL, TERÖR SEVİCİLİĞİDİR
Siz hayvan pazarlarında bir yandan hayvanın eyerine ekmek sıkıştırıp, sonra da “vallahi billahi bu hayvanda ekmek var” diyerek yemin eden at simsarları gibisiniz.

Bir yandan kirli iftiralarınızla karalayarak İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi ve Katı Atık Bertaraf Tesisi başta olmak üzere Van’ı geliştirip dönüştüren birçok hizmetin üzerini örtmeye çalışıyorsunuz.

Diğer yandan da özgürlük, demokrasi, insan hakları savunucusu ayakları ile gürültü yapıp, HDP’li belediye başkanlarının zimmet ve yolsuzlukları ile teröre verdikleri desteklerin üzerini örtüyorsunuz?

Devletin faaliyetlerini karalamak, terör örgütlerinin faaliyetlerini karartmak, gözden kaçırmak gazetecilik olamaz!..  Bu olsa olsa terör seviciliğidir.

KESK BATIDA DEMOKRAT VAN VE BÖLGEDE HDPKK’NIN ARKA BAHÇESİ
Firari Eski HDP Milletvekili Lezgin Botan, KESK’e bağlı Eğitim-Sen’in Van Şube Başkanlığı görevini yapıyordu. Aynı zamanda Van’daki tüm sokak olaylarını, esnafın kepenk kapatma eylemlerini, kapatmayanların dükkanlarının molotofla yakılma eylemlerini organize ediyordu.

Van Emniyet Müdürlüğü Lezgin Botan ve örgütünü bir süre gözaltına almış ve Van rahat bir nefes almıştı.

Şu anda da KESK ve Bağlı Sendikaların yöneticilerinin önemli bir kısmı, çalıştıkları kurumlardan PKK/KCK terör örgütü irtibat ve iltisak gerekçesiyle KHK ile ihraç edilenlerden oluşuyor.

İŞTE BU KESK ŞİMDİ DE ÜYELERİNİ OKULLARDA MÜDÜR YAPMAK İSTİYOR 
29 Mart 2019’dan sonra Van Büyükşehir’de başkan olarak göreve başlayan firari Bedia Özgökçe Ertan döneminde, belediye personelini işi ile tehdit ederek sendikalarından istifa ettirip KESK’e üye yaptırdıklarını haberleştirdiğim için, hakkımda 3 kez “Yaptığı haberler ile demokratik sendikal örgütlenme hakkına engel oluyor” iddiası ile suç duyurusunda bulunmuşlardı.

İşte bu KESK’e bağlı Eğitim-Sen’in bazı üyeleri, Milli Eğitime bağlı okullarda Allah korusun müdür ve idareci olmak istiyor. Sendika baskısı ile elde etmek istedikleri koltukları elde edemeyince, Oktay Candemir ve Sıddık Güler gibi aynı yapının talimatlı sözde gazetecileri ile “Milli Eğitim’de yolsuzluk algısı” oluşturmanın derdine düştüler.

2000 yılında hayatını kaybeden Merhum Timurtaş Uçar Hocamın tabiri ile “pislik böcekleri”,  yolsuzluk var totemi ile Şişli Öğretmenevi üzerinden, devletimin eğitim ordusu Milli Eğitimin başına üşüştü.

ŞİŞLİ ÖĞRETMEN EVİ İÇİN ATILAN YOLSUZLUK İFTİRASI; YOLUNU BULAMAYANLARIN İŞİ
Şişli Öğretmenevi günlük 2000 TL civarında zarar ediyordu.

Şişli Öğretmenevinde bazı kişiler yemiş ödememiş, yatmış ödememiş, adeta arpalık gibi kullanmış. O dönemde, “yolsuzluk var, arpalık gibi kullanıyor” demeyenler. Ödenmeyen alacakların yasal gecikme faizi ile birlikte tahsil edilmesinden de rahatsız oldular.

Şişli Öğretmenevini kendileri için ucuza kapatıp çökmek isteyenler, restoranın davetiye usulü 25 bin ile 50 bin lira arasında bir fiyatla kendilerine peşkeş çekilmesini istedi.

Şişli Öğretmenevi Restoran işletmesi, Genel Müdürlük onayı ile yapılan açık ihale sonucunda, 220 bin lira aylık kira ile Etçi Sinan’da kaldı.

Etçi Sinan’dan sonra ikinci en yüksek fiyat ise 90 bin lira oldu. Ancak 90 bin lirayı verenler Etçi Sinan’ın ihaleden çekilmesini ve iş birliği yapmasını teklif etti. Etçi Sinan teklifi kabul etmeyince üzerinde baskı kurmaya çalıştılar.

Aba altından gösterilen sopa ile baskı kuramayanlar, bu kez kiralık kalemleri üzerinden “Şişli Öğretmenevinde yolsuzluk” iftirasını sosyal medyadan saldı ortaya.

Oktay Candemir’in ateşlediği işaret fişeği ile kulaklarına sufle verdiği, Yasin İpek’in de aralarında bulunduğu trol tayfası yolsuzluk iftiralarını köpürttü.

Amaçları, kamuoyu baskısı oluşturmak, ya idareye geri adım attırmak ya da Etçi Sinan’ı bu işten vazgeçirmek.  

Böylece 90 binlik ikinci en yüksek teklif devreye girecek, herkes kazançtan payını alacak, efendilerinin tabaklarına but, trollerin tabaklarına da yalanacak kemik düşecekti.

“HASAN EFENDİNİN FENDİ, VALİYİ YENDİ” DENSİZLİĞİ
Sosyal medya hesabından “Ben yolsuzluk ve usulsüzlükleri yazınca benim için örgütün adamı derler, inanmayın Sayın Valim” diyerek kendisi için bir güzelleme yapan Oktay Candemir, amacına ulaşamadı.

Bu kez de “Hasan Efendinin fendi Valiyi yendi” twiti ile hem Vali Bey üzerinde etki oluşturmaya, hem de kamuoyunda Vali Bey’i etkisiz gösterme çabasına girerek gaz vermeye çalıştı.

Görüyor musunuz ne kurnazca ve şeytanca planlar, dürüstlük kılıflı çok kirli organize işler?

Kendisini memleketin en akıllısı zanneden Oktay Candemir, Van’ı bir devlet aklının yönettiğini, Van Valisi Sayın Dr. Ozan Balcı ile Milli Eğitim Müdürü Sayın Hasan Tevke’nin idarecilik tecrübesini, gelişmelerin arka planını okuma ve yönetebilme kabiliyetlerini hiç hesaba katmamıştı.

O cüce akıllının kurduğu plan tutmadı, elde edilen gelir ile Şişli Öğretmenevi bakım onarım ve tadilattan geçirilme fırsatı yakaladı.

Günün sonunda Şişli Öğretmenevinden hizmet alan öğretmenlerimiz ve halkımız kazandı.

“YOLSUZLUK ALGISI DEĞİL, BELGESİ OLAN VARSA GETİRSİN”
Van Valisi Dr. Ozan Balcı 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla sabah kahvaltısında gazetecileri ağırladığında çok önemli bir söz söylemişti.

“Bana genel bir yolsuzluk algısı ile gelmeyin, ben genel algı ile kurumlarımızı ve çalışma arkadaşlarımızın bu şekilde suçlanmasına, karalanmasına, itibarsızlaştırılmasına ve yıpratılmasına müsaade etmem. Varsa elinizde somut bilgi, belge ve delil, getirin gereğini yapayım.” diyerek iftira ve karalamalar ile oluşturulmak istenen yolsuzluk algısının önünü kapatmış, tespit edilen bir yolsuzluk olursa da gereğini yapma kararlılığını ortaya koymuştu.

Vali Bey’in dikkatimi çeken diğer önemli sözü ise “Milletin tek kuruşunu kimseye yedirmem. Devletimizin gönderdiği kaynaklar, halkımızın bize emanetidir. Halkımızın emanetine namusumuz gibi sahip çıkacağız” demesi olmuştu.

Bu da çok açık gösteriyor ki vurgun ve rant peşinde olanlara Vali Bey’den ekmek çıkmayacak. Onlar Vali Bey ile görüşemiyoruz, randevu alamıyoruz diye sızlansın dursun.

CUMHURBAŞKANI TALİMATI İLE TAŞIMALI ÖĞRENCİLERE SICAK YEMEK
Taşımalı eğitim öğrencilerine daha önce kumanya veriliyordu. Van’ın birçok bölgesinde taşımalı eğitimle okula gelip eğitim alan öğrenciler, kumanya ile sağlıklı ve yeterli beslenemiyordu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile Millî Eğitim Bakanlığı “Taşımalı Eğitim Öğrencilerine Sıcak Yemek” pilot uygulamasını Van’da başlattı.

Van İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Tevke’nin özel çabası ile Van’daki Öğretmenevlerinde oluşturulan mutfaklarda üretilen sıcak yemekler, okullarda öğrenciler ile buluşmaya başladı.

Kendilerine değer verildiğini hisseden öğrencilerin okul ile bağları güçlendi, sağlıklı beslenme süreci başladı. Bu da eğitim altyapısına olumlu katkı oldu.

BAKANLIĞIN GÖNDERDİĞİ KAYNAK ÖĞRENCİLERE YEMEK Mİ, BİRİLERİNE SERVET Mİ OLSUN?
O dönemde kumanya ihalesi alamayanlar “Hasan Müdür esnaf düşmanı” , “Öğretmenevlerine bu işi ihalesiz veremez” gibi iddialarla karalama kampanyası yapmaya başladı.

Öğretmenevleri aynı zamanda Akşam Sanat Okulu statüsünde. Hem Milli Eğitim Bakanlığı mevzuatında hem de Danıştay kararlarında öğretmenevlerine yemek pişirme işinin ihalesiz verilebileceği belirtiliyor.

Öğrencilerin daha düşük maliyetli, daha sağlıklı ve sıcak yemek ile buluşması, kumanyasına göz dikenlerin işine gelmedi tabi.

“MESLEK LİSELERİNDE VURGUN VAR” DİYENLER, VURGUN YAPMAK İSTEYENLER
Tuşba İlçesi Kalecik Mahallesi’nde bulunan Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ihtiyaç duyduğu okul donatım malzemelerini üretiyor.

Millî Eğitim Bakanlığı’na ihale ile malzeme vermek isteyenler ise bu durumdan rahatsız. İstiyorlar ki bu üretim süreci sekteye uğrasın, bakanlığa ihale ile satış yapsınlar ve rant düzenleri işlesin.

Üretim sürecini sekteye uğratmak için de “Vurgun Var” karalaması ile sözüm ona vatanseverlik yapıyorlar.

KÖMÜR BARONLARI DEVLETİN 50 MİLYONUNA ÇÖKEMEDİ
İlçelerde yapılan ihaleler ile alınan kömürler okullara eksik teslim ediliyordu. Teslim edilen torbaların üstü Ukrayna, altı ise Şırnak kömürüydü. Birçok okulda kömür Mart ayında bitiyordu.

İlçelerde yapılan ihalelerde Milli Eğitime kömürün tonu ortalama 2 bin liraya veriliyordu. Tüm ilçelerin ihaleleri il merkezine alındı, 1 yıl sonra ilde yapılan ihalede kömürün tonu ortalama bin liraya düşürüldü.

Dönemin Van Valisi Sayın Mehmet Emin Bilmez ve AK Parti Van İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu’nun da devletimiz lehine sergiledikleri dik duruş ile Van il merkezinde yapılan kömür ihalesi sonucunda, sadece kömürden bir yılda 50 milyon lira Milli Eğitimin kasasında kaldı.

Devlet açısından sağlanan bu kârlılığı gören Millî Eğitim Bakanlığı, Van’daki uygulamalardan yola çıkarak Türkiye geneli kömür ihalelerini Ankara’ya topladı.

Artık kömür baronlarına ve kalemşörlerine geçmiş olsun.

TAŞIMALI EĞİTİMDE FİYATLAR DÜŞTÜ
Taşımalı eğitimin maliyeti Hasan Tevke İl Milli Eğitim Müdürü olduktan sonra Van il genelinde ortalama yüzde 30 oranında düştü.

Önceki yıla göre fiyatların artması gerekirken, yüzde 30 oranında maliyet azalıyorsa, burada yolsuzluk değil, öğrenciler için gelen kaynaklara beytülmal bilinci ile sahip çıkmak vardır.

Daha önce her ilçenin taşıma işi tek parça olarak, yüksek iş bitirme ve yüksek araç sahiplik oranları ile ihale ediliyordu. Adeta teknik şartname ihaleyi alması istenen firmanın şartlarına özel hazırlanıyordu.

Son dönemlerde ise her ilçe ihalesi yarışmalı yapıldı, iş bitirme oranları düşürüldü, araç sahiplik miktarları düşürüldü, 10 aracı olan da, 100 aracı olan da girdi. Herkes gücünün yettiği kadar teklif verdi. Üzerinden yıl geçmesi nedeniyle artış olması gerekirken, yarışmalı olan ihale maliyetleri de önceki yıl fiyatlarına oranla ortalama yüzde 30 geriledi.

ŞOFÖRLER ODASINA GELEN İCRAYI NEDEN HABER YAPMADINIZ?
Daha önce PKK terör örgütüne haraç toplamaktan gözaltına alınan ve 6 ay tutuklu kalan Emin Tuğrul’un, yaklaşık 6 milyon lira civarında borca batırdığı Van Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası’nın kapısına gün geçmiyor ki bir icra gelmesin.

Vergi Dairesine, SGK’ya ve Van Büyükşehir Belediyesi’ne başta olmak üzere üyelerinin de içinde bulunduğu birçok esnaf ve tüccara olan borcu yüzünden icralık oldu.

Son olarak İlsa Beton İnşaat Sanayii ve Tic. Ltd. Şti. 424 bin liralık alacağı nedeniyle Van 2. İcra Dairesi üzerinden yaptığı icra işlemi ile Van Şoförler Odası’nın 65 AF 005 plakalı makam aracını haczettirip yedi emin otoparkına çektirmişti.  

Şoför esnafının hak ve hukukunu koruyamayan odayı batıran Emin Tuğrul’un makam arabasının altından icra ile alınmasını neden haber yapmadınız?

ŞOFÖRLER ODASINDAKİ ZİMMET DAVASINI DA YAZMADINIZ?
Ticaret Bakanlığı müfettişlerinin yapmış olduğu teftiş sonucunda Van Şoförler ve Otomobilciler Odası’nda yolsuzluk yapıldığını belirledi. Oda gelirlerinin oda hesaplarına intikal ettirilmeyerek Oda Başkanı Mehmet Emin Tuğrul ve Oda Genel Sekreteri Bilgehan Balkış’a ait kişisel hesaplara aktarıldığı tespit edildi.

Şahsi hesaplarına intikal ettirilen paraların kendi kişisel çıkarları için kullanılması nedeniyle, Türk Ceza Kanununun 247’inci maddesinin birinci fıkrasına aykırı eylemleri tespit edilerek, konuya ilişkin 06.10.2022 tarihli ve 360-C/03 sayılı soruşturma raporu düzenlendi.

Bakanlık tarafından savcılığa yapılan suç duyurusu ile görevi kötüye kullanmak ve zimmet davası açıldı.

Yine sağır sultan oldunuz ve bu yolsuzluğu da yazmadınız.

ŞOFÖRLER ODASI YEDİ EMİN OTO PARKINDAKİ YÜZLERCE ARAÇ NEREDE?
Van Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası’nın yıllardır çalıştırdığı yedi emin oto parkı bulunuyor. Jandarma veya Polis tarafından el konulan, mahkeme tarafından müsadere edilen araçlar buraya çekilirdi.

Buradaki araçlar ya Milli Emlak Müdürlüğünün talebi ile Ticaret Bakanlığı Tasfiye İşleri ve Döner Sermaye Genel Müdürlüğü (TASİŞ) aracılığı ile satılır, ya da üzerindeki müsadere kaldırılınca sahibi tarafından gelip alınırdı.

Emin Tuğrul’un başkanlığa gelmesinden bu yana, yürüyerek gelen araçların yedek parçaları sökülüp Van Oto Sanayi Sitesinde çıkma olarak satıldığı için, önemli bir kısmı hurdaya dönmüştü.

Şimdi ise hurda halleri de dâhil olmak üzere yaklaşık bin 500’den fazla araç buharlaşıp yok oldu.

Milli Emlak Müdürlüğünün talebi ile TASİŞ tarafından satılmak istenen araçlar isteniyor getiremiyorlar. Bunun için Milli Emlak Müdürlüğü soruşturma yürütüyor.

Mahkemenin müsaderesini kaldırdığı araç sahipleri de almak için geldiklerinde araçlarının olmadığını görüyor. Araç sahipleri ayrı ayrı suç duyurusunda bulunuyor, davalar açılıyor.

Tüm yedi emin oto parkları usulüne uygun işletiliyor mu diye denetlenirken, Van Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası yedi emin oto parkı hiç denetlenip bu araçlar nerede diye sorulmuyor mu?

Bu konuyu da görmezden gelip yazmadınız. Araçlar nerede diye mağdurlar adına sormadınız?

GAZETECİ MİSİNİZ, YANDAŞ MISINIZ?
Şoförler odasındaki yolsuzlukları, icraları ve kayıp olan araçları köşelerinizde, haberlerinizde veya sosyal medya hesaplarınızda neden hiç konu etmediniz?

Devlet kurumlarında havada uçan sineklerin kanatlarındaki toza varıncaya kadar yazıp paylaşım yaptığınız hesaplarınızda, şoför esnafının ve vatandaşın milyonlarca liralık ekmek teknesini yok edenleri yazmaya değmez mi?

Pardon, sizin için halk önemli değildi değil mi? Oyunu alıncaya kadar halk diyordunuz, seçildikten sonra PKK/KCK terör örgütünden gelen talimatlar irade kararı olarak uygulanıyordu sizde değil mi?

Söz konusu HDP’liler ve PKK’lı teröristler olunca koruyup kollamak, yazmamak, hesap sormamak, ölü taklidi yapmak, sözde gazeteciliğinizin hangi kol faaliyeti oluyor?

Gazetecilik mesleğini kamu yararı için değil, bilumum karanlık yapıların 5’inci kol faaliyetleri için mi yapıyorsunuz?

Yoksa Emin Tuğrul, sizin sözde iradenizin liderlerinden birisi mi? Ondan talimat alıp, ona mı hesap veriyorsunuz? Şayet böyle değilse, ayyuka çıkan yolsuzluklarını ölü taklidi yaparak neden yazmıyorsunuz?

PARALI MÜLTECİ HABERLERİNİ ARTIK NEDEN YAPMIYORSUNUZ?
Mülteci konusunda mazlumların sığınağı olan Türkiye karşısında dünyada durumu ve görünümü kötü olan Avrupa, Van'da PKK'ya muzahir haber sitelerini fonlayarak, Van üzerinden ülkemizin imajını bozmaya çalıştı. Siz de düşmanın değirmenine su taşıdınız.

Devletimizin sınır bölgesinde yaptığı beton duvarın yanı sıra güvenlik kuvvetlerinin de oluşturduğu etten duvar ile sınırdan kuş uçamayınca, PKK terör örgütü insan kaçakçılığı ve uyuşturucu kaçakçılığı dahil olmak üzere hareket edemez hale geldi. Siz de yaptığınız paralı haberler ile Türkiye'ye çaktığınızı düşünürken, kendi ayağınıza yani PKK terör örgütünün ve efendilerinin ayağına sıktınız.

Ne oldu sevgili işbirlikçi yandaşlar, neden mülteci haberleri yapmaktan vazgeçtiniz.

Talimat aldıklarınız artık izin vermiyor değil mi?

Cebinizi doldurdular, dizlerine oturtup “yaz evladım” dediler yazdınız. Haberler ters tepince de dizlerine oturtup “yazma evladım” dediler, siz de durdunuz.

İFTİRA VE KARALAMALARINIZ, SADECE TERÖR ÖRGÜTLERİNİN DEĞİRMENİNE SU TAŞIYOR
Son 1 yıl içerisinde durmadan attığınız yalan ve iftiralar ile devletimizi, kurumları ve kişileri sırasıyla itibarsızlaştırma gayreti içerisindesiniz.

Bu çabalarınızla; kentin ve halkın huzurunu kaçırmak, yatırımcıyı yatırım yapmaktan vazgeçirmek ve gençleri işsiz mi bırakmak istiyorsunuz?

Gençlerin hayalsiz ve işsiz kalmalarını sağlayarak, terör örgütlerine insan kaynağı üretme misyonunuz mu var?

ANNELER EFENDİLERİNİZİN HESAPLARINIZI YIRTIP ÇÖPE ATTI!
Anneler Diyarbakır’da, Van’da, Hakkari’de ve Muş’ta HDP aracılığı ile PKK terör örgütüne kaçırılan evlatlarını geri almak için yürekli mücadelesini sürdürüyor, evlatlarına sahip çıkıyor ve çıkmaya da devam edecek.

Devletimizle bütünleşen halkımız yekvücut oldu, tüm şer odaklarının kirli planlarını ters yüz ediyor.

Emin adımlarla başlayan Türkiye Yüzyılı yürüyüşü devam ediyor.

VAN’IN UFKUNU RANT VE KİRLİ HESAPLARINIZ İÇİN KAPATMAYIN
Nüfusunun yaş ortalaması 23 olan, sadece Milli Eğitim’de 350 bin civarı öğrencisi bulunan Van, coğrafi ve stratejik konumu ile çevresindeki 6 ilin potansiyeline tek başına sahip.

1 milyon 200 bin insanın yaşadığı Van’ın önünü, beslendiğiniz rant ve ihale çetelerinin menfaati için, uluslararası güçlerin taşeronu olan terör örgütlerinin kirli emelleri için kapatmayın.

Gazetecilik mesleğini eli kanlı katiller ve Türkiye düşmanları ile yol yürüyerek kirletmeyin.

Asil halkımızın, değerli gençlerimizin, kıymetli çocuklarımızın hayal ufuklarında parlayan umut yıldızı her daim var olacak.

Son söz olarak diyorum ki; Şimdi adam olan notunu, olmayan da otunu alsın!

Vesselam..