Kurban Bayramı, Müslümanlar için sadece bir dini vecibenin yerine getirildiği zaman dilimi değil, aynı zamanda paylaşmanın, yardımlaşmanın ve kardeşlik duygularının zirveye ulaştığı müstesna bir dönemdir. Kurban ibadeti, sadece bir hayvanın kesilmesi değil; Allah’a teslimiyetin, takvanın ve sosyal sorumluluğun somut bir göstergesidir.
Cenâb-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de kurbanın asıl amacını şöyle açıklar:
“Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır; Allah’a ulaşan sadece sizin takvanızdır.” (Sûre-i Hac, 22/37)
Bu ayet bizlere açıkça gösteriyor ki kurban ibadetinde esas olan, niyettir. Bu ibadeti yerine getirirken kalbimizde taşıdığımız ihlas ve sorumluluk bilinci, Allah katında en kıymetli olandır.
Vekaletle Kurban Sorumluluğun Devamı
Modern dünyada kurban ibadetini bireysel olarak yerine getiremeyen birçok Müslüman, bu ibadeti vekalet yoluyla güvenilir kurumlar aracılığıyla gerçekleştiriyor. Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bağış yapılan kurumların güvenilirliği ve sürecin şeffaf şekilde yürütülmesidir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Ameller niyetlere göredir. Herkesin niyeti ne ise eline geçecek olan da odur.” (Buhârî, Bed’ü’l-vahy, 1; Müslim, İmâre, 155)
Bu hadis, vekaletle kurban kesiminde de niyetin ne kadar önemli olduğunu bizlere gösterir. Ancak niyetin doğru olması, sürecin usulüne uygun olması şartını ortadan kaldırmaz. Vakıf ve dernekler bu ibadeti bizim adımıza yaparken, onlara düşen sorumluluk bu ibadetin hakkını vermektir.
Bu nedenle, bağış yaparken kesinlikle vekaletinizi verirken süreci belgeleyecek videolu, tarihli ve sesli kayıtlar istemeniz gereklidir. Bu sizin en doğal hakkınız olduğu gibi, kurumların da bu güveni sağlaması açısından önemlidir. Geçmişte bazı kurumların bu ibadeti suistimal ettiği örnekler, bizlere bu konuda daha dikkatli olmamız gerektiğini göstermektedir.
Kurban Nereye Gitmeli?
Kurban sadece bizlerin değil, zor durumda olan kardeşlerimizin de hakkıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur:
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” (Müsned, 2/33; Hâkim, 2/15)
Bugün Gazze, Suriye, Afganistan, Yemen, Afrika ve Kafkaslar gibi mazlum coğrafyalarda milyonlarca insan temel gıdaya erişemiyor. Bu bölgelerde kurban etinin ulaştırılması, sadece bir yardım değil; bir ümmet bilincinin yaşatılmasıdır.
Ancak bu yardımlar da mutlaka güvenilir, ehil ve şeffaf vakıf ve dernekler aracılığıyla yapılmalıdır. Sadece niyet etmek değil, o niyetin doğru eller aracılığıyla yerine getirilmesini sağlamak da bizim dini ve vicdani sorumluluğumuzdur.
Kurban Ruhunu Yaşamak
Kurban, sadece maddi bir yükümlülük değil; manevi bir arınma vesilesidir. İbrahim (a.s.)’ın teslimiyetiyle, İsmail (a.s.)’ın sadakatiyle sembolleşen bu ibadet, bizim de Rabbimize olan bağlılığımızı ortaya koyar. Kurban keserken Allah’a yakınlaştığımız gibi, ihtiyaç sahiplerine el uzatarak insanlığa da yaklaşmış oluruz.
Bu bayramda kurbanlarımızı sadece gönlümüzle değil, aklımızla, vicdanımızla ve sorumluluk bilinciyle keselim. Çünkü kurban; bir et dağıtımı değil, bir ümmetin kardeşlik ruhudur.