Rabia GENÇAY BEZİR


Ey Adalet! Elma Dersem Çık Artık!

Ey Adalet! Elma Dersem Çık Artık!


'Adaletin terazisi güçlülerin elindedir. Zayıflar daima adalet ve eşitlik ister, halbuki bunlar güçlülerin hiç umurunda değildir.' diye güzel bir özdeyişle açmak istedim hasbihali, belki de serzenişi demeliyim...

Yer gök ve içindeki her canlı günümüz dünyasına veryansın edip, çığlık çığlığa 'Adalettt nerdesinnn'diye inlerken öyle sanıyorum ki herşeye maruz kalıp, yine de kendisinden eyleme dönük bir kıpırdama yaşamayan ve bu çabadan yoksun tek varlık yine insandır...

'Sizlerin başına gelenler, kendi ellerinizle yapıp öne sürdüklerinizdendir'ayetinin ışığından bakacak olursak şayet, biz insanoğlu hem ebeliği kabul edip,'Adaleti' oyun sahasına saklanması için 'saklanan' oyuncu olarak sunarken, öte taraftan dövüne dövüne, sağa sola, koşuştura koşuştura; 'Elma dersem çık ey adalet' diye bağırır hale geldik. Ancak ne varki onu bulma sevincini ve 'SOBELEME' mutluluğunu yakalamamakla beraber her geçen gün umudunu da biraz daha bariz şekilde kaybeder olduk..

İşin bir garip tarafı daha var ki; asırlar öncesi belki firavunlar piramitlerini, saltanatlarını ve şaşaalı hayatlarını kurarken, kırbaç altında inlettikleri kölelerin emekleriyle yükselttiler, ancak günümüzde olay çok daha vahim ve farklı olarak; şimdiki köle zihniyetli insanlar, belki ben de firavun olabilir, firavunlaşırım düşüncesiyle kendi elleri ve ayaklarıyla bunların piramidlerinin, inşaasına gönüllü olarak ve tebessümler içerisinde, güle oynaya katılıyorlar.l (firavunlukları biraz daha kabarsın diye)!...

Yıllar yılı zalimlerin çarkı, hep cahil zihniyetlerin çalışmayan, akletmeye, düşünmeye, idrak etmeye mecal bulamayanların kafalarıyla dönmedi mi?
'Adalet, adil olmak, hak ve hukuk' gibi terimleri sıkça duyar, konuşur, talep eder, hatta bunun eksikliğinin vermiş olduğu ızdırabı yaşarız her dönem ve asırda!..

Nitekim bunlardan da bizleri yoksun ve mahrum bırakanlara, ne hikmetse bir türlü tabiri caiz ise hadlerini bildiremez, derslerini veremez olduk maalesef..

Oysaki sadece 'Elma dersem çık ey adalet!' diye çığırmak yetmiyordu...

Hemen hemen girip çıktığımız her kurumda ve ortamda, evde, işte, çarşı pazarda, velhasıl hayatın her alanında ister büyük, ister küçük ölçekte olsun, bunun bize dokunan ve yansıyan etkisini kısmen yaşarız genelde.

Halka ve çalışanlarına hizmet için gelen, onların yüklerini hafifleten, adaletten ayrılmayan 'başkan, müdür, müdür yardımcısı'vs. vasıflı kişilerin eğer ki şunu yapmış olsalardı, halkın güvenini kazanır ve karşılıklı iyi niyet tesis edilmiş halk arasında yaydığı, bu iyi niyet gün gelir bunaldığı, tıkandığı yerde imdadı olurdu onların...

Öyle işler ve eylemler tercih edilmeliydi ki bu işler hem orta yolu bulmada, hem de adaleti tesis etmede fayda vermeliydi.

Elzem olan odur ki halkın çoğunluğunun seçkin bir azınlığın kızgınlığı, toplumun rızası içinde kaybolunmaz olurdu...

'Toplum adaletle düzelir'sözünü akıldan çıkarmamak gerek...

Yöneticiliğin başı 'yumuşak' davranmaktan geçer.

Nitekim Rabbimiz kitabı mübininin birçok yerinde bu konuya değinmektedir, 'Ey iman edenler! Allah için adaletle şahitlik edenlerden olun, bir topluluğa karşı duyduğunuz kin sizi adaletten alıkoymasın'(maide/38)

'Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adaletle hüküm vermenizi emrediyor'(nisa/56)
  
Herkes öncelikle adaleti kendi vicdanında aramalı!...

İmanla yoğrulmuş her vicdan, kalp istese de haksızlık yapamaz, zulmedemez hiç bir canlıya.

Yaşadığımız bu coğrafyada hak, hakkaniyet, eşitlik ve adalet en üstünden, en astına kadar damarlara zerk edilmeli aksi takdirde ne kaos biter nede huzur ve sükunet vuku bulur.

Aradığımız ve bir türlü sobeliyemediğimiz 'EY ADALET'elma dersem çık' çığlığını duymaya devam etmekle beraber galiba Hz.Ömerin şu sözünü de birkez daha teyid etmiş oluruz.

Nitekim Hz.ömer, 'Benden sonra adalet arayan müslüman kardeşlerime deyin ki hz.ömer öldü.vallahi artık adalet ahirete kalmıştır!...'

Yazımın başında serzenişle başlayan benn, sonlandırırken 'mümin korku ile ümit arasında yaşar' ayetine binaen güzel ve hoş bir temenni ile bitirmek isterim...

'Hasretini çekiyorum ey vuslat yüklü umutların meşalesi!çıkmaz sokaklarda dolaşan çıkarcı ve zalim insanlara inat gelll...gel de aydınlat karanlık dünyamızı!...'

Elbet birgün Allahın nuruyla tamamlanacaktır bu dünya hayatı.... VESSELAM!