İrfan GÜLAÇAR


Dostlar seçilmiş kardeşlerdir..

Dostlar seçilmiş kardeşlerdir..


Dost arkadaş değildir, dostluk bazen insanın kardeşinden bile öndedir. Öyle dostluklar vardır ki, dara düştü mü insan hemen aklına dostum dediği kişi ya da kişiler gelir. Kadim dostu ya da dostları da sıkıntıya düşen dostlarının sıkıntılarını gidermek için hızır misali imdadına yetişip dostu için elinden gelen tüm gayreti sarf ederek, dar gün dostluğunu ispat ederler. Hele bu dostlukların temeli kader birliği, yol arkadaşlığı ve dava mücadelesi ile başlamışsa daha da anlam ve önem kazanır.

Sevgide, saygıda kusur işlenmemişse, işte bu dostluk babalardan oğullara geçecek kalıcı, menfaat içermeyen,  Allahın hoşnut olduğu bir dostluktur. Bu tür dostluklar makama, mevkiye ve koltuğa asla değiştirilmemesi gerek. 'Günümüzde böyle dostluklar var mı?' sorusuna gelince; Elbette var ama sayıları gün geçtikçe azalmakta, kadim dost ya da dostluk yerini şimdilerde menfaat, çıkar, yüzde dost arkada düşman olup, dost görüntüsü vererek birbirilerini kullanmaya dönüşmüştür…

İnsan nüfusunun arttığı ancak, insanlığın öldüğü bu devirde ne yazık ki insanlık pazarda satışa sunulmuş dostluklar yok edilmek için satış reyonu kurulmuştur. İnsanlar paralı, şanlı, şöhretli, makam ve mevki sahibi olan insanların etrafında menfaatleri için toplanarak sözde dost olduklarını söyleseler de aslında onlar birer sahtekârlar makam sahibinin elinden makamı gidince etrafında kimseyi görmez ama artık iş işten geçmiştir. Söz konusu sahtekârlar bu vizyonlu kişiyi amaçları için kullanma arzuları yatmaktadır.

Vizyonlu ve havalı kişi ise etrafında bu kadar çıkarcı, yağcı ve yalaka insanı görünce şişer, kabarır kibirlenir, böbürlenir kendini yenilmez Zannederek yanlış yapar hataya düşer o da onlar gibi olur haktan ve adalet'ten uzaklaşıp yetkilerini ve nüfuzunu kullanarak rüşvet, adam kayırma, yolsuzluk gibi yanlışların içine düşer bataklığa saplanır.

Etrafındaki yiyici vampirlerden dolayı dostlarını makam uğruna feda eden bu kişi ve kişileri bataklıktan kurtaracak kimseyi de bulamazlar. Tarih bu örneklerle doludur. Özellikle Van'da bu örnekler daha da barizdir. İsim vermek istemiyorum düşünün hatırlayın onların ne hallere düştüklerini nasıl can verdiklerini, sonrasını ise Allah bilir.

Kısaca şunu demek istiyorum. Özellikle yerel seçimlerden sonra makam ve mevkilere atanan kişiler; Ak parti sizleri oralara atadı, lakin Ak partiyi oraya taşıyan ise halktır halktan kopuk halkın karşısında değil, halkın yanında samimi, dürüst halk için çalışan kişiler olarak hizmet etmeye gayret edin. Tabi eğer amacınız hizmet ise? Halka tepeden bakan değil halkın hizmetkârı olun. Sorunları çözmede sorun olmayın, oluşturmayın.

Etrafınızı kuşatan yağcı, yalaka ve menfaat şebekeleri sizleri şımartıp yanlışa düşürmesin. Allah muhafaza Vanlıların deyimi ile yoksa çemu çem gidersiniz. Sakın ola ki sağlam dostlarınızı asla ve asla ihmal edip onları terk etmeyin geçici makam, koltuk hevesine kapılarak dostlarınızı ucuz bir paraya satmayın, yoksa sizde terk edilirsiniz. Hayat fani ölüm ani, bu dünya ve içindekilerin tamamı fanidir. Hayat, mevki, makam, servet, şöhret, şan her şeyin geçici olduğunu unutmayın.

Bunların tamamı Allah'ın bizlere emanetleridir. Fani dünya sınav yeridir makam ve mevkilere aldanmayın bu kademelerde olanlar için hayat tozpembe görünebilir şeytani tuzaktır kanmayın ve kandırmayın.

Şeref, onur, haysiyet adam gibi adamlık; Makam, para ve şöhrette değil, mütevazı, dürüst, halka hizmet hakka hizmeti şiar edinmek, yaratılanı yaratan da ötürü sevmektedir…