Rabia GENÇAY BEZİR


Dalımda Kuşlarım Var, Ölemiyorum

Ve belki bir gün, ben de gökyüzüne süzülebilirim.


Hayat, omuzlarıma ağır bir yük gibi biniyor bazen. Ne ileri gidebiliyorum ne de geriye dönebiliyorum. İçimde kopan fırtınalar, gözlerimden taşamayan yaşlarla birleşip boğazımda düğümleniyor. Ama her şeyden vazgeçmeyi düşündüğümde, bir şey beni geri çekiyor. Çünkü dalımda kuşlarım var. Onlar benim var olma sebebim, hayata tutunma nedenim.

Her gün yeni bir savaş, her sabah yeni bir mücadele... Yoruluyorum, hata yapıyorum, kendime kızıyorum. Ama biliyorum ki pes etmek gibi bir lüksüm yok. Ben bir ağaç gibiyim; rüzgârda sallanan, bazen fırtınalarla yıkılmaya yaklaşan ama kökleri derinlerde olan bir ağaç. Dallarımda beni bekleyen kuşlarım var. Onlar için ayakta kalmalıyım, onlara sığınak olmalıyım. Biliyorum ki bir gün uçup gidecekler, ama yine de onları güvenle gönderebilmek için dimdik durmalıyım.

Bazen sisin içinde kaybolmuş gibi hissediyorum kendimi. Nereye gitsem duvarlar, hangi yöne dönsem çıkmaz sokaklar… Ama dalımdaki kuşlarımın sesi beni ayakta tutuyor. Onların varlığına tutunuyorum. Çünkü ben yıkılırsam, onlar da savrulur. Kırıldıkça daha güçlü olmam bekleniyor, yoruldukça daha çok yürümem gerekiyor. Oysa bazen sadece durup derin bir nefes almak istiyorum. Ama duramam. Çünkü dalımda kuşlarım var.

Ve belki de en derin gerçek şu: Benim de uçmaya ihtiyacım var. Ama kanatlarım kırık. İçimde büyüttüğüm fırtınalar, yükselmeme izin vermiyor. Yine de bir şey var içimde, beni hayatta tutan bir inat, bir direnç. Belki de dalımdaki kuşların bana öğrettiği en büyük ders budur: Güçlü kalmak, her şeye rağmen gökyüzüne bakabilmek.

Bu yüzden buradayım, burada kalıyorum. Yorulsam da, düşsem de, kırılıp bin parçaya ayrılsam da… Çünkü dalımda kuşlarım var ve ben onların evi olmaya mecburum. Onlar uçtuklarında bile, geriye dönüp bakacakları bir yuva olmak için… Ve belki bir gün, ben de gökyüzüne süzülebilirim.