İrfan GÜLAÇAR


Çığ Felaketinde İz Bırakanlar

Çığ Felaketinde İz Bırakanlar


Geçtiğimiz günlerde Bahçesaray da yaşadığımız çığ felaketinde, yaşanan bütün toplumsal krizlerde olduğu gibi önemli dersler ve sonuçlar çıkarmak gerekir. Çünkü doğal afetlerin bilimsel boyutunun yanında manevi bir ikaz ve bir mesaj içeren boyutunu göz ardı etmemek gerekir.  Yaşanan felaketleri sadece bilimsel boyutuyla ele alanlar her şeyi sebeplere devrederler. Oysaki bazen tüm tedbirler alındığı halde sebepler devre dışı kalır ve Allah'ın takdiri gerçekleşerek afetler meydana gelebilir.

Aynı şekilde felaketleri sadece dini mesaj boyutuyla ele alanlar da tedbir ve ihmalkârlığı göz ardı ederler. Oysaki yaşanan musibetlerin birden fazla nedeni ve bizim bilmediğimiz hikmetleri vardır.  Mesela ikinci çığ felaketinde yaşanan ihmalkârlık ve tedbirsizlik göz ardı edilemez. Çığ tehlikesi bilindiği halde yeterli önlemler alınmayıp profesyonel bir kurtarma çalışması gerçekleştirilememiştir. 

Ancak felakette yaşamını kaybedenlerin ölümlerini kaderden bağımsız da değerlendiremeyiz. 

Aynı şekilde felaketleri insanların değerlendirme şekli de, felaketleri doğru yorumlama da önemli bir etkendir. Burada ideolojik ve siyasi menfi duyguların etkisiyle değil de tamamen insani duygularla değerlendirmek gerekir. Mesela yaşanan felaketin pek çok nedenini göz ardı ederek tek bir şahsı ya da tek bir davranışı suçlamak doğru bir davranış biçimi değildir. Mesela kendi doğup büyüdüğü memlekette yaşanan acıyı paylaşmak için olay yerine gelen değerli bir siyasi şahsiyeti bu felaketten sorumlu tutmak hem akla ve mantığa aykırı hem de bir takım siyasi çekişmelerin bir sonucudur.  

Yine bu krizlerin toplum dayanışmasını çok güzel belirlediğini düşünüyorum. Böyle zamanlarda ülkenin birlik bilinci daha belirgin hale gelir. Bunun yanı sıra gerçekten içlerindeki nefreti ve dışlayıcılığı gizlemeyenleri de görmüş oluyoruz. Bunu toplumun her kesiminde görebiliriz. Siyasetçisinden toplumun en alt kesimine kadar. Yine buradaki tutumuyla yüreklere dokunan ve zihinlerde bu acı günlere dair iz bırakan bir siyasetçiden bahsetmek istiyorum.

Bahsettiğim kişi katıldığı bir radyo programında yaşanan felaketleri anlatırken gözyaşlarına boğularak samimiyetini ve halkına duyduğu yürekten sevgiyi kanıtlayan Van milletvekili Osman Nuri Gülaçar'dır. Böyle zamanlarda her zaman yaptıklarıyla ve attıkları adımlarla zihinlerde iz bırakan kişiler hep olmuştur.  Bu yüzden böylesi toplumsal krizlerde gerçekten samimi olan ile olmayanları ayırt etmek iyi bir gözlem çok kolay olabilmektedir. Ülkemizde ardı ardına yaşanan felaketler de bunu çok net bir biçimde gözler önüne sermiştir.