Kenan GÜL

Tarih: 11.01.2025 11:18

Çer Çöp Müslümanları ve Gazze, Ahir Zamanın Trajedisi

Facebook Twitter Linked-in

 

Gazze, insanlık vicdanının en ağır sınavlarından birine şahitlik ediyor. 400 günü aşkın bir süredir, dünyanın gözü önünde, tarihin gördüğü en vahşi ve en adaletsiz yöntemlerle masumların üzerine bomba yağdırılıyor. Bu barbarlık, yalnızca Gazze’deki kardeşlerimizi değil, insanlığın tamamını utanca sürüklüyor. Ancak ne yazık ki bu zulüm karşısında harekete geçenlerin sayısı oldukça az. Duyarlılık göstermesi beklenen Müslüman ülkelerin büyük kısmı, ya sessizliğe gömülmüş durumda ya da göstermelik açıklamalarla yetiniyor. Hatta diğer dinlere mensup bazı insanlar, birçok Müslümandan daha fazla vicdan ortaya koyuyor.

Bu durumun nedenini anlamak için Peygamber Efendimiz’in (sav) 1400 yıl önce söylediği şu hadisi hatırlamak yeterli:

“Öyle bir zaman gelecek ki kafirler, aç kurtların leşe saldırdığı gibi size saldıracaklar.”

Sahabe bu söz karşısında şaşkına dönerek sordu:

“O gün sayıca az mı olacağız, ya Resulallah?”
Peygamberimiz cevap verdi:
“Hayır, aksine sayınız çok olacak ama selin önündeki çer çöp gibi olacaksınız. Allah düşmanlarınızın kalbinden sizin korkunuzu alacak ve sizin kalbinize vehn yerleştirecek.”
Sahabe merakla sordu:
“Vehn nedir, ya Resulallah?”
Efendimiz (sav):
“Vehn, dünyayı aşırı sevmek ve ölümü kötü görmektir.”

Bu hadis, içinde bulunduğumuz hali ne kadar da açık bir şekilde tarif ediyor! Evet, bugün biz 2 milyar Müslümanız, ancak bu sayıya rağmen Gazze’de yaşanan soykırım karşısında aciz durumdayız. İnsan haklarını, adaleti ve özgürlüğü dillerinden düşürmeyen Batı dünyası, bu vahşet karşısında gözlerini ve kulaklarını kapatmış durumda. Daha da acı olanı, Müslüman ülkeler bile ya kendi çıkarlarını koruma telaşıyla sessizliğe bürünmüş ya da katliama göz yummaktan başka bir şey yapmıyor.

Gazze’deki kardeşlerimize yardım ulaştırmak için bile terör devletinin onayını almak zorunda kalıyoruz. Peki bu durum, Müslümanların ruh halini yansıtmıyor mu? Dünya sevgisi kalplerimize o kadar yerleşmiş ki adaleti savunmak için bile ölümü göze almaktan korkar hale geldik. İslami dayanışma, bir zamanlar bizi güçlü kılan o manevi bağ, yerini bireysel çıkarların peşinde koşmaya bırakmış durumda.

Elbette ki Allah Azze ve Celle bu duyarsızlığın hesabını soracaktır. İnsanlık tarihinin en karanlık günlerinden birine şahitlik ettiğimiz bu dönemde, sessiz kalmak ya da “bize dokunmayan yılan” anlayışıyla hareket etmek, yalnızca zulmün büyümesine hizmet eder. Peygamberimizin uyarısı apaçık ortada: Biz, dünyayı aşırı sevip ölümü kötü görmeye başladıkça, ahiretimizi kaybediyoruz.

Bu noktada sormamız gereken temel soru şudur: Gazze’ye yardım etmek için neler yapabiliriz? Hareketsiz kalmaya devam mı edeceğiz, yoksa kardeşlerimizin yanında dimdik durup insanlık adına bir şeyler mi yapacağız?

Bugün Gazze için ayağa kalkmayan bir vicdan, yarın kendi mahallesine düşen bombalara da sessiz kalacaktır. Unutmayalım, zulüm karşısında sessizlik, zulmün ortağı olmaktır. Ahir zamanın çer çöpleri olmamak için, kalplerimizdeki vehni temizleyip cesaretle hareket etme zamanı şimdi.

Zulme sessiz kalanlar, bir gün o zulmün hedefi olur.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —