İrfan GÜLAÇAR


Bir Alimin Ölümü, Bir Alemin Ölümüdür..

Bir Alimin Ölümü, Bir Alemin Ölümüdür..


Şeyh Abdurrahman Taği'nin torunlarından şeyh Abdulkerim Çevik(K.S.) 50 yıllık ömrünü İslam’a, İslami ilimleri yaymaya adamıştı. Bitlis Norşin Medresesi’nin Baş Müderrisliğini üstlenmişti. Büyük dedesi Şeyh Abdurrahman Ettaği ve Dedesi Şey Muhammed Diyavan'inin miras bıraktığı  ilmi devam ettirmek için bütün gücüyle çabalıyor, İslami ilimleri tahrif olamadan gelecek nesillere hakkıyla ulaştırabilmek için talebelerinin eğitimlerini titizlikle yürütüyordu.

Kendisi doğu ve güneydoğunun kanaat önderlerindendi. İlim, feraset sahibiydi.  Birlik ve beraberliğin tesisinde kilit rol oynayan,  verdiği eğitimlerle topluma faydalı, ilim sahibi yüzlerce genç yetiştiren bir değer, bir şahsiyetti. Toplumun sosyal sorunlarına çözüm getirir, insanların çıkmazlarına bir yol bulmaya çalışır, acılarını dindirmek için uğraşırdı. Abdülkerim hocamız ilmi yaşatarak dirliğin ve düzenin devamını tesis ediyordu. İnsani, dolayısıyla da İslami değerlerle donatmış olduğu talebeleri, kendisinden sonra bu zinciri devam ettirecekti. Tıpkı kendisinin büyüklerinden aldığı mirası yaşatarak devam ettirmesi gibi. 

Bu değerli şahsiyet bir gün yine talebelerine ders vermek için medreseye doğru yola çıkmıştı. Medreseye varıp da öğrencilerinin dersiyle ilgilenmeye başladığında, içeriye giren bir şahıs hocayla özel bir görüşme yapmak istediğini söyleyerek, talebelerin mekanı terk etmesini istedi. Seyda ile yalnız kalan o cani vakit kaybetmeden hain planını gerçekleştirdi ve o mübarek şahsiyetin canına kıydı.

Şeyh Abdülkerim hocamız şehadet şerbetini içmiş ve bir alimin ölümüyle bir alemin ölümü gerçekleşmişti.  Güzel bir değer daha göçerek kötülerin git gide arttığı bu dünyada yüreklere bir kor, ümitsizlik ve korku düşmüştü. Yüzlerce talebesini, yüz binlerce sevenini yalnız,  yetim ve  başsız bırakmıştı. Zira o insanların her müşkülünde yol göstereni, akil adamıydı. Ve böyle şahsiyetlerin kolay yetişmediğini, böyle değerlerin tüm dünya için büyük bir kayıp olduğunun da herkes farkındaydı.

Rabbim şefaatine bizleri de payidar eylesin. Bizleri onunla birlikte yüce Resulün sancağı altında gölgelendirerek, cemali Kibriya’sını cümlemize nasip ve müyesser eylesin. 

Yüce Allah bu cürümü  işleyen caniye de müstahak olduğu cezayı en yakın zamanda versin.