Kenan GÜL


Batı’nın Çifte Standardı Düşünce Özgürlüğü Nerede Başlar, Nerede Biter?

Ancak görünen o ki, Batı’nın özgürlük anlayışı, kendi çıkarlarıyla sınırlıdır. Fakat tarih, zalimleri unutmaz! Zulümle inşa edilen bu düzen, er ya da geç çökecektir.


Geçtiğimiz günlerde ABD’nin Massachusetts eyaletinde yaşanan bir olay, Batı’nın özgürlük anlayışındaki çarpıcı çelişkileri bir kez daha gözler önüne serdi. Tufts Üniversitesi’nde tam burslu doktora yapan genç akademisyen Rümeysa Öztürk, hiçbir suç işlememesine rağmen zor kullanılarak gözaltına alındı. Ne bir protestoya katılmıştı ne şiddet çağrısı yapmıştı ne de yasadışı bir eylemde bulunmuştu. Tek “suçu”, İsrail’i eleştiren bir yazı yazmaktı. Ancak Batı’da düşünce özgürlüğü, belli sınırları aşmadığınız sürece geçerliydi. İsrail’i eleştirdiğiniz anda, özgürlük yerini kelepçelere bırakıyordu.

O gün iftara gitmek için evinden çıkan Öztürk, annesiyle telefonda konuşurken sivil polisler tarafından zorla gözaltına alındı. Direniş göstermemişti, ancak ABD İç Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Gümrük ve Göçmenlik Muhafaza Birimi (ICE) tarafından ters kelepçeyle götürüldü. Yetkililer, Öztürk’ün Hamas’ı desteklediğini iddia ederek öğrenci vizesini iptal etti. Fakat bu iddialar herhangi bir somut delile dayanmıyordu.

Bu olay, Batı’nın yıllardır savunduğu demokrasi ve insan hakları söylemlerinin ne kadar ikiyüzlü bir temele oturduğunu gözler önüne seriyor. Demokrasi, sadece Batı’nın çıkarlarına hizmet eden görüşler için mi geçerlidir? İsrail’in Filistin halkına uyguladığı zulmü eleştirmek nasıl bir suç olabilir?

Batı Hiçbir Zaman Medeni Olmadı

Batı, tarih boyunca hiçbir zaman medeniyetin, adaletin ve insan haklarının temsilcisi olmadı. Aksine, kurduğu tüm medeniyetler, bulunduğu coğrafyaların yerel halklarını katlederek ve yeraltı-yerüstü zenginliklerini gasp ederek inşa edildi. Fransa, İngiltere, Amerika, İsrail ve benzeri birçok Batılı ülke, sömürgecilik anlayışıyla milyonlarca insanı katletti, yerli halkları yurtlarından sürdü ve kan üzerine kurulu devletler inşa etti. Osmanlı’nın dağılmasından sonra Ortadoğu’da sınırları cetvelle çizen, halkları birbirine düşüren ve bölgeyi kan gölüne çeviren de aynı çete devletleriydi.

Bu zulüm düzeni yüzyıllardır devam ediyor. Ancak Batı, artık sonunun geldiğini göremiyor ya da görmek istemiyor. Zulümle abat olunmaz! Tarih boyunca zulümle ayakta kalmaya çalışan tüm devletler gibi, Batı’nın da sonu yaklaşmaktadır. Allah Azze ve Celle, mazlumların duasını karşılıksız bırakmaz. Dün Afrika’da, Asya’da, Ortadoğu’da sömürdükleri halkların ahı, bugün Batı’nın kendi içinde çürümüşlüğünü ortaya çıkarmaktadır.

Rümeysa Öztürk’ün başına gelenler, Batı’nın çifte standardının ve korkularının açık bir göstergesidir. Düşünce özgürlüğü, herkes için geçerli olmalıdır. Filistin halkının yaşadığı zulmü dile getirmek bir suç değildir, tam aksine insan haklarını savunmanın en temel gereğidir.

Öztürk derhal serbest bırakılmalıdır! Eğer Batı gerçekten demokrasiye ve insan haklarına inanıyorsa, bu çifte standardı terk etmeli ve herkesin eşit bir şekilde fikirlerini ifade edebilmesini sağlamalıdır. Ancak görünen o ki, Batı’nın özgürlük anlayışı, kendi çıkarlarıyla sınırlıdır. Fakat tarih, zalimleri unutmaz! Zulümle inşa edilen bu düzen, er ya da geç çökecektir.

Ahmet Feyat
29.03.2025 19:09:22
Batı barbar dır