Şimdi size bir vali anlatacağım. Van Valisi Mehmet Emin bilmez... İsmine bakmayın siz, bilmediği şey yok maşallah.
Ben de orta birde iken belediye başkanı ile röportaj yapmış biri olarak şimdi de vali olmalı dedim. Farkındayım birazcık fazla bir zaman geçmiş üstünden ama olsun. Geç olsun güç olmasın.
Neyse efendim gelelim konumuza, yani Valimize. Aslında kendisine baba diyip sarılmak istedim sohbet ortamındaki toplantımızda. Hiç de öyle soğuk, sert mizaçlı biri değil. Babacan ama otoriter bir insan. Temel noktası da insan sevgisi.
Tek derdi ülkenin yani vatandaşın hakkını eşit koruyarak daha yaşanılır bir şehir sunmak. Kendisi istememiş kayyum olmayı il mülki amiri olduğu için olmak zorunda kalmış. 'Herkese eşitim' diyor her cümle başında. 'Filan partidenmiş iş vereyim , falan partindenmiş içeri almayayım gibi bir düşüncem asla yok' dedi.
En çok belirttiği nokta da bir siyasi olmadığı. Ben diyor 'İnsanların huzur ve barış içinde sıcak evinde tencere kaynatması için uğraşıyorum.'
'Köydeki taşımalı okuldaki öğrenci servisinin sıcaklığı önemli' deyip kalkmış gitmiş köye. Birde ne görsün öğretmen yok okulda, aslında var ama yok. Üşenmiyor ve bir hafta sonra tekrar gidiyor, öğretmen okulda. Köylüye öğretmeni soruyor ve köylü okulda olmayan öğretmen için 'buradaydı' diye yemin ediyor... Ve ben anlıyorum ki valimiz köy çocuğumuzu ailesinden daha fazla düşünüyor.
Bir çok konu konuştuk elbette . Valiyi yakalamışken neler konuştuk neler..
En çok da sigara için yardım istedim kendinden. Her gün 300 kişinin sigara ve sigaraya bağlı hastalıklardan öldüğünü ve insanlarımızı kurtarmamız gerektiğini söyledim . Her yıl sadece tedavi için harcadığımız 30 milyar ile 2 tane kanal istanbul projesi yapabilecegimizi anlattım.
Hak verdi . 'Mesajınız alındı doktor hanım' dedi.
'Birde şu kaldırımlara yapılan kafelere bir bakın, pasif içiciliğe engel olun' dedim. 'Elimden geleni yaparım' dedi...
Teşekkür ederim sayın valim. Umarım çok fazla beklemeyiz çözüm için..