Prof. Dr. Esvet AKBAŞ


AR-GE ve İnovasyon

AR-GE ve İnovasyon


AR-GE ve İNOVASYON

Bilindiği üzere bilgi ekonomisinin hız kazanmasıyla Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) ve yenilik (İnovasyon), ülkelerin rekabet güçlerini arttırmada en önemli faktörler haline gelmiştir.

 

Sürdürülebilir ekonomik rakamlara ulaşmak isteyen ülkelerin Ar-Ge ve İnovasyon’a stratejik bir rol yükledikleri ve bu alandaki desteklerin, orta ve uzun vadede olumlu sonuçlarını gördükleri bilinmektedir.


Ar-Ge ve İnovasyon’a ciddi yatırımlar yaparak, bilim ve teknolojideki bilgi birikimlerini sanayiye entegre edebilen ülkeler, rekabet güçlerini, gözle görülür ölçüde attırmıştır. Ar-Ge ve İnovasyon alanında desteklerini arttıran ülkelerin, yüksek gelirli ekonomiler arasında yer alması bu anlamda tesadüf değildir.


Türkiye, Ar-Ge ve İnovasyon’a yönelik çalışmalarını son yıllarda ciddi biçimde arttırmış, bunun yansıması olarak da Ar-Ge ve İnovasyona ayrılan kaynaklarda, gerek finansal gerekse beşeri sermaye anlamında önemli artışlar olmuştur.Bu bağlamda Ar-Ge ve İnovasyon alanında, daha büyük hamleler yapmak, ülkemiz için stratejik bir ihtiyaç halini almıştır.


Ar-Ge ve İnovasyon planlamalarının somut ve sonuç odaklı hedefler içeren, sektörün ve piyasanın ihtiyaç duyduğu ürünler üzerinde yoğunlaştırılması, verimliliği tetikleyerek, büyümeyi hızlandıracak ve aynı zamanda başta cari açık olmak üzere birçok makro ekonomik göstergeyi olumlu etkileyecektir.


Ar-Ge ve İnovasyon’a önem vererek başarılı olmuş ülke örneklerinde görüldüğü gibi Ar-Ge politikalarının olmazsa olmaz unsuru nitelikli insan kaynağı yatırımıdır. Sektörün ihtiyaç duyduğu teknolojik gelişim için kaçınılmaz olan iş gücünün yetiştirilmesi, hiç şüphesiz, uygulanan eğitim politikaları ile bire bir ilişkilidir. Bu nedenle Mühendislik ve Temel Bilimlerde eğitim veren yüksek öğretim kurumlarının bilim ve teknoloji üretebilen, öğrencilerde girişimcilik ruhu, Ar-Ge ve İnovasyon kültürü oluşturabilen, oluşan bilgi birikimini sanayiye aktarabilen,güncel müfredatlara sahip, sektörle entegre olmuş eğitim kurumları haline getirilmeleri gerekir. Mühendislik ve Fen Fakültelerini daha kapasiteli ve nitelikli öğrencilerin tercih etmesini sağlayacak, teşvik edici tedbirlerin alınması gerekir.


Ar-Ge, İnovasyon ve yüksek teknolojiye, dolayısıyla ülke ekonomisi ve geleceğine katma değer sağlayabilecek, önemli genç beyinlerin istihdam kaygısı ile büyük çoğunlukta, sağlık alanında eğitim veren Fakülteleri tercih ettikleri düşünüldüğünde ülkemizde Ar-Ge ve İnovasyon alanında yeteri sayıda nitelikli insan yetişmemesinin sebebi bir ölçüde anlaşılabilmektedir. İzlenecek, yönlendirilmiş, Eğitim ve istihdam politikaları ile bu katma değer oluşturabilecek genç ve üretken beyinlerin bu alanlara kanalize edilmeleri bir zorunluluktur.