Mahmut GEDİK


Acaba Sonuç Ne Olur?

Acaba Sonuç Ne Olur?


Ülkemizin kalkınmasını ve gelişmesini ülkede yaşayan bireyler olarak hepimiz istiyoruz, hatta istemenin ötesinde hepimiz, aşağı yukarı her konuda bir bilirkişi edası ile pek fazla somut dayanağı olmayan ve bir başkasından beklediğimiz çözümler üretiyoruz, özellikle kamuda yapılan yanlışları yüksek sesle eleştiriyoruz, ben artık sorunun çözümüne hiçbir katkısı olmayan bu durumun toplumda bulaşıcı bir hastalık haline geldiğine inanıyorum.

Fakat hiç birimiz ülkemizin kalkınmasında ve yaşanan bu sorunların çözümünde bireysel olarak bizim sorumluluğumuz nedir veya nasıl katkı sağlayabilirimi sorgulamıyoruz. Hatta bırakın ülkeyi, yaşadığımız toplumda akrabalarımızın, komşularımızın arkadaşlarımızın sorunları dahi bizleri ilgilendirmez oldu. Hepimiz eşimiz ve çocuklarımızdan oluşan küçücük topluluklara dönüştük. Bütün dünyamızı ve hesaplarımızı bunun üzerine kurgular olduk. Sevgi ve saygının yerini maddi hesapların aldığı, maneviyatın yok olmaya başladığı aile sayısında da hızlı bir artış olduğu inancındayım. Daha da kötüsü, bu durumun ne kadar farkındayız.

Aslında ülkede yaşanan sorunlar bitmedikçe, bizim bireysel olarak zenginleşmemizin gelişmemizin hiçbir anlam ifade etmeyeceğinin, huzura eremeyeceğimizin farkında olmamız lazım. Son yıllarda dünyada yaşananlar, görenler ve anlayanlar için aslında birer ibretlik olay.  Nasıl ki Suriye, Irak, Filistin ve benzeri birçok ülkede yaşanan (yaşatılan) sıkıntılar şu an artık gelişmiş batı ülkelerini de rahatsız ediyorsa, nasıl ki Ülkemizin doğusunda yaşanan sorunlar ülkemizi ve batı illerinde yaşayanları etkiliyorsa, nasıl ki ilimizde kenar mahallelerde yaşanan sorunlar merkezde yaşayan bizleri bir şekilde etkiliyorsa, bireysel olarak ne kadar zenginleşsek dahi, sorunlar çözülmeden hiç birimizin ve çocuklarımızın rahata eremeyeceğinin birer göstergesidir.

Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada, ülkede bu kadar usulsüzlük yapılıyor, bu kadar liyakatsız insanlar görev başında, bir çok insan samimi değil gerçeklerini dillendirmenin, bize bir fayda sağlamayacağı da kesin.   

Aslında bu yazdıklarımın hepimizi üzen, karamsarlığa ve umutsuzluğa iten bir tablo oluşturduğunun farkındayım, fakat bu tabloyu yok etmenin çok zor olmadığına ve bizim elimizde olduğuna da inanıyorum.  

Acaba bu konuda bir farkındalık oluştursak, bu güne kadar olduğu gibi, sürekli birilerinden ülke için bizim için bir şeyler yapmasını istemek ve beklemek yerine, ülkesini ve insanları seven, bu konuda samimi olan her insan, birazda kendini sorgulasa, varsa yanlışı o yanlıştan vazgeçse. Siyasi görüşünü de bir tarafa koyarak, “ben ülkem için, yaşadığım toplum için ne yapabilirim” diye düşünse ve bir şeyler yapsa. Yaptığı veya çalıştığı işte birazcık da ülke ve toplum menfaatini gözeterek çalışsa, benim yapacağımla bir şey olmaz demeyip, olayları dar çerçevede değerlendirerek, kendince maddi veya manevi, az veya çok, bu ülke için bu toplum için bir şeyler yapsa acaba sonuç ne olur. 

Sonuç olarak her ne kadar kıymetini bilmesek te, farkına varmasak ta, paylaşmayı beceremesek te cenabı hak bize çok güzel bir ülke bahşetmiş ve bu ülkenin kimi çok, kimi az ama bir şekilde nimetlerinden hepimiz faydalanıyoruz ve hepimiz bu ülkeye borçluyuz, bu borcumuzu ödemenin tam zamanı diye düşünüyorum.