Suriye'de Esed rejiminin yıkılmasının ardından, Türkiye ile yeni kurulacak Suriye hükümeti arasında bir Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşması imzalanabileceği iddiaları, Yunan medyasında büyük bir endişeye yol açtı.
Türkiye ve Suriye'nin potansiyel Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması, özellikle Türkiye'nin Libya ile imzaladığı benzer bir anlaşmadan sonra bölgesel dengeyi önemli ölçüde değiştirme potansiyeline sahip. Suriye'de, 61 yıllık Esed rejiminin devrilmesiyle sona eren iç savaş sonrası, ülkenin yeni lideri Muhammed Golani'nin başını çektiği hükümetin, Türkiye ile ilişkilere nasıl bir yön vereceği merak konusu.
TÜRKİYE-SURİYE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE ANLAŞMASI GÜNDEMDE
Türkiye'nin deniz yetki alanları konusundaki önceki başarıları, Suriye ile potansiyel bir anlaşmanın bölgede yaratabileceği stratejik avantajları da gözler önüne seriyor. İstanbul Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Türk DEGS Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı, bu yeni potansiyel anlaşmanın yalnızca Suriye'ye değil, Türkiye'ye de önemli kazanımlar sağlayacağını vurguladı.
Dr. Yaycı, Türkiye ile yapılabilecek bir MEB anlaşmasının, GKRY'nin Akdeniz'deki planlarını da altüst edeceğini, böylece Türkiye'nin hem batıda hem de doğuda güçlü bir deniz yetki alanına sahip olacağını ifade etti. Bu durum, Türkiye'nin stratejik deniz alanlarını genişletmesinin yanı sıra, bölgesel güç dengelerinde de önemli bir oynamanın kapısını aralayabilir.
YUNAN MEDYASI TEDİRGİN
Bu gelişmeler, Yunan medyasının panikle karşıladığı haberler arasında yer alıyor. Yunan gazetesi Tanea, bu durumu "Ankara'nın yeni tuzağı" olarak nitelendirdi ve haberin detaylarını manşetlerine taşıdı. Yunan diplomatlarının da bu olası anlaşmaya karşı nasıl bir tutum sergileyeceği ve alacakları tedbirler, Yunanistan açısından kritik öneme sahip.
Bu durum, Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarının kontrolü ve bölgesel güç dengeleri açısından yeni bir dönemin habercisi olabilirken, Yunanistan'ın bu bağlamda nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu olmaya devam ediyor.