Anadolu günlük yaşamın vazgeçilmezlerinden ve en eski malzemelerden biri olarak bilinen kalay; gümüş renginde, bakır kapları kalaylama işinde kullanılan yumuşak bir maden olarak tanımlanıyor.
Özellikle pişirme için kullanılan bakır gereçlerin havayla teması neticesinde oluşan zararları önleyerek sağlıklı bir alaşım sağlayan kalay; hem bakırı, hem içinde pişirilen yemeği hem de insanı korumasıyla bilinmektedir. Bakır kaplara kalay işlemini yapan kişiye kalaycı deniliyor.
Kalaycılık artık kaybolmaya yüz tutmuş meslekler arasında sayılıyor. Erzurum’un Bakırcıları Çarşısı’nda dünden bu güne sadece dört kalaycının kalması bu görüşü destekliyor. Çarşıda aynı zamanda bakır kapların üretiminin hızla azalması ve insanların artık bakırdan yapılan eşyalara rağbet etmemesi, kalaycı esnafını da bitmesini ve dükkânlarını tek tek kapatmasını beraberinde getirdi. Bir çoğu ilerleyen yaşlarına rağmen çok az insanın kullanmaya devam ettirdiği bakır kap kacakları kalaylamayı alın teriyle sürdürmeye çalışan kalaycılar, artık çırak bulamamaktan ve bu geleneksel mesleğin yitip gitmesinden endişeleniyor.
Kalayın en çok bildiğimiz yönü Türk mutfağıyla özdeşleşmiş olan bakır kaplarla ayrı düşünülemez oluşudur. Kalaycılık Anadolu’da günlük yaşamla iç içe geçmiş olup bir meslek halini almıştı. Öyle ki sabit dükkânları haricinde kalaycılar, sokak sokak dolaşarak insanların mutfaklarında kullandıkları bakır eşyaları kalaylamak için emek verirlerdi. Günümüzde de yer yer bu tarz seyyar kalaycıları görmek mümkün oluyor.
Kalay ustaları; havayla ve ateşle teması sonucu içinde pişen yemeğe zararlı madde yayan bakırın, kalaylandığı takdirde bir şifa kaynağına dönüşeceğini bilecek ve asırlarca uygulayacak kadar hâkimlerdi bakır ve kalaya. Böylelikle bakırın kullanıldığı her yerde kalay ve kalaycılar da olmak zorundaydı. Günümüze geldiğimizde eskisi kadar yaygın kullanılmasa da bakırın hâlâ o ayrıcalığını koruduğunu ve vazgeçilemez olduğunu görülmektedir.
Erzurum Bakırcılar Çarşısı’nın en kıdemli kalaycılarından birisi olan Fahrettin Çelik, yıllardan beridir ısrarla ve sabırla mesleğini sürdürmeye çalışan ustalardan biri. Ancak o da artık ilerleyen yaşına ve ilgi görmeyen kalaycılık mesleğinin gelecek nesillere aktarılacağı noktasında umudunu yitirmiş durumda.