Tarih: 04.08.2017 10:43
Göz altı ışık dolgusu ile pırıltılı bakışlar
Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Şeyda Atabay, göz altı ışık dolgusunun içeriğindeki yarı çapraz bağlı hyaluronik asitin, vitamin mineral aminoasitlerler sayesinde göz altı bölgesindeki çöküklük ve buna bağlı morluklarda uygulanan etkili bir tedavi yöntemi olduğunu söyledi.
Göz Hastalıkları Uzmanı Op.Dr. Şeyda Atabay, “Göz çevresinin yoğun damar ve sinir ağı ile çevrili olması ve anatomik olarak özellikler içermesi nedeniyle, uygulamanın kanül ile yapılması önerilir. Uygulanan ürünün güvenilir olması ve uygulamanın kanül yapılması ve uygulamayı yapan hekimin deneyimli olması sonucunda bu uygulamanın yapılabileceği yaş sınırı kısıtlaması yoktur. Genel olarak büyüme ve gelişme hesaba alındığında 18 yaş sonrası uygulama daha doğrudur. Ancak bazen hastaya özel nedenler ile çok daha erken yaşlarda uygulama yapılabilinmektedir. Uygulamanın en etkili olduğu ve en güzel sonuçları aldığımız hasta yaş gurubu 20’li ve 30’lu yaşlardır. 40’lı yaşlardaki hastalarımızda yine çok güzel sonuçlar almaktayız ancak daha güzel sonuçlar için ek başka tedavilere gereksinim duyabilmekteyiz” dedi.
Uygulamanın kolaylıkla tekrarlanabilir olmasının, tekrarlanmadığında da hiç bir kötü sonuç yaratmamasının doktorlar ve hastalar için güvenli bir uygulama olduğunu gösterdiğini kaydeden Op.Dr. Atabay, “Hyaluronik asit, insan vücudunda ve daha birçok canlıda doğal olarak bulunan bir polisakkarittir. Vücudun ürettiği hyaluronik asidin % 50’si üst deride bulunur. Yan etkilerinin çok az olması, homojen dağılabilirliği ve vücuttan tamamen atılabilir olduğu için günümüzde en çok tercih edilen dolgu maddesidir. Gözaltında kullanılan hyaluronik asit ise problemleri gidermek veya azaltmak için sadece bu bölgeye özgü olarak geliştirilmiş, içeriği itibari ile normal dolgulardan birçok konuda farklılık gösteren bir dolgu çeşididir. Çapraz bağlı ve yarı çapraz bağlı içeriğinin yanı sıra, 8 amino asit, 3 antioksidan, çinko, bakır ve B6 vitamini ile ciltte yeniden yapılandırmayı sağlayan ve uygulanan bölgeye anestezi sağlayarak hasta konforu ile birlikte uygulamayı da kolaylaştıran bir dolgudur” ifadelerini kullandı.
Yan etki olarak her enjeksiyon da olduğu gibi morarma ve şişme nadiren de olsa oluşabildiğini ifade eden Op.Dr. Atabay, “Bu yan etkiler 3-5 gün içinde kaybolur. Kanül ile uygulama yapıldığında morarma riski neredeyse hiç yoktur. Gözaltı dolgusunun etkisi 1 - 1,5 sene sürebilmektedir. Bu süreler kişinin cinsiyetine, yaşına, yaşam koşullarına ve genetik faktörlere göre değişebilmektedir. Tekrar uygulamalar kalıcılık süresini artırmaya yardımcı olmaktadır. İşlem yapılır yapılmaz sonuç görülmektedir. Ancak etkinin tam olarak oturması 15 gün sonradır. İşlemin tamamı yaklaşık olarak 20 - 30 dakika sürmektedir. İşlem; ince uçlu enjeksiyon veya yan etkileri minimumda tutmak için özel tasarlanmış ucu sivri olmayan yumuşak bir kanül yardımıyla yapılabilmektedir. Hastalar uygulamadan hemen sonra sosyal yaşamlarına dönebilmektedirler” şeklinde konuştu.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —