Tarih: 10.04.2017 09:17

DES Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Zülfikar Kotanlı:

Facebook Twitter Linked-in

Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Zülfikar Kotanlı, sendikaların siyaset üstü bir kurum olduğunu belirterek, “Sendikalarda her görüşten ve her kesimden üye ve temsilciler bulunuyor. Fakat bir sendikanın herhangi bir partinin arka bahçesi, yan kuruluşu, eklentisi şeklinde görüntü vererek tayin terfi atamalarda söz sahibi olduğunu iddia ederek diğer sendikalardan nasıl üye kandırırım mayıs ayında sayımı nasıl çoğaltırım ve bu üyeler sayesinde hangi makamlara atanır ve yandaşlarıma atama yaptırırım gibi faaliyetler içinde bulunması doğru ve etik bir yaklaşım değildir.” dedi.
Kotanlı, bazı kamu kuruluşlarında ve üniversitelerde bu atama furyasına tanıklık ettiklerini ifade ederek, “Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın ‘hiç kimse sendikal ayrımcılık yapamayacak’ sözleri diğer sendikalarda olumlu bir gelişme olarak karşılanmış ancak halen sendikal ayrımcılığın kamuda ve üniversitelerde devam ettiği görülmüştür. Kamu kurumlarında sendikal faaliyet yürütmek için kurum amirlerince sendikal hiçbir yetkisi olmayan personellere sendikal faaliyet, panel ve gezilere katılmak için idari izin verildiği görülmektedir. Sendikal izin ve idari izin kullanacak kişiler kanun tüzük ve genelgelerle belirtilmiştir. İş yeri temsilcilerinin izin süresi haftada 1 saattir bunun dışında sendikal izin verilemez. Kurum amirlerinin bu hususta daha hassas davranmalarını beklemekteyiz. Sendikal ayrımcılık yapanlar hakkında TC Kanununun 118 maddesini ihlalden savcılıklara suç duyurusunda bulunacağımızı bir kez daha ifade etmek istiyoruz.” diye konuştu.
Dik ve tok duruşlu sendikacılığın adresinini DES olduğunu kaydeden Mehmet Zülfikar Kotanlı, şöyle konuştu:
“Siyasi partilerin ve ideolojilerin vesayetine ve boyunduruğuna karşı çıkan, siyasi partilerle hiyerarşik değil demokratik ve eşitlikçi ilişki kurarak yandaş sendikacılık anlayışını çöpe atan uluslar arası kuruluşların Türkiye’deki yerli işbirlikçisi ve sözcüsü gibi değil vatansever demokrat milliyetçi ve muhafazakâr sendikacılık anlayışıyla hareket eden bir anlayışla sendikacılık yapıyoruz. Bugün gelinen noktada kamu çalışanları hayal kırıklığı içindedir. Kamu çalışanları şaşırmış durumdadır. Kamu çalışanları sendikalardan nefret eder hale getirilmiştir. Ekonomik ve sosyal durumlarını iyileştirmeleri için yetki verdikleri sendikaları kendilerini unutmuş, kapalı kapılar arkasında anti-demokratik yollardan ne fayda sağlarız hangi belediyeye ve hangi bakanlığa ne iş yaptırırız düşüncesi nereye kadar devam eder. Oysa kamu çalışanlarının sorunlarının sözcülüğünü yapması gereken sendikalar Mart ayında siyasi partilerin peşinde koşmakta boy gösterisi yapmakta paneller toplantılar düzenlemekte Nisan ve Mayıs ayının sonuna kadar da kaç üye yaparım partiyi arkamıza alarak yetkiyi nasıl alırımın hesabına düşmektedirler.
Bazı sendikaların siyasi ve ideolojik sendikacılık anlayışı içinde hareket ederek, siyasi partilerin sözcüsü gibi davrandıklarını bu durumun emeğiyle geçinen kesimlerin olmazsa olmaz kuruluşu olan sendikalara duyulan güvenin azalmasına neden oldu. Ancak bu mevcut sendikalar unutmasınlar ki siyasi olarak ne kopara bilirimin peşinde koşan sarı sendikaları kamu çalışanları görmekte ve ibretle izlemektedir."


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —