VAN POSTASI GAZETESİ ÖZEL
Kana M’de Baki Karaca’nın konuğu olan Avukat Zahir Soğanda, FETÖ’nün toplumda nasıl yer edindiğini anlattı. Seçimleri değerlendiren Soğanda, “İnşallah herkes hizmetten yana tavır alacaktır” dedi.
Van’ın yerel TV kanallarından olan Kana M’de Gazeteci Baki Karaca’nın hazırlayıp sunduğu Sahipsiz Mikrofon Programı’na konuk olan Avukat Zahir Soğan, FETÖ, 15 Temmuz ve seçimlere yönelik değerlendirmelerde bulundu.
FETÖ/PYD terör örgütünün yıllardan beri nasıl bir amaç içerisinde olduğunu çok eskiden beri farkında olduğunu aktaran Avukat ve Siyasetçi Zahir Soğanda, “Devletin içine, STK’ların içerisine, halkın içerisine sinen gizlenmiş bulunduğu yeri ele geçirmeye mahsusu bir yapı olduğunu çoğumuz 15 Temmuz’dan sonra öğrendik. Bizim buna farkında olduğumuz tarih Van İmam hatip Lisesi’nde okuduğumuz günden itibaren bunun farkındaydık. O dönem hem büyüklerimiz hem de bizler bunu kendi aramızda konuşuyorduk. Bunun CIA ile bağlantılı olduğu kesin o dönemde dile getiriliyordu. Benim lise çağlarında Van’da iki tane dershane vardı. Birisinin ismini vermeyeyim. Ama FETÖ ile bağlantılı olduğu 15’dan sonra açığa çıkan Çağlayan Dershanesi vardı. Ben o dönem bu her iki dershanenin deneme sınavına girmiştim. Bir deneme sınavında dereceye girdiğim için bizi bedavaya dershaneye çağırdılar. O zaman gitmedim. Bir müddet sonra tekrar sınavalar odu. Ben başka bir isimle sınava girdim. Biz şahsen farkındaydık. Bulunduğumuz camia da farkındaydı” diye konuştu.
TOPLUMUN GENLERİNE KADAR İNAN BİR YAPI
Örgütün toplumun bütün genlerine işlendiğini aktaran Soğanda, “Toplum ister istemez kendisini alıkoyamıyordu. Şöyle düşünün köyde okuyan bir gencimiz. Bir ilçemizde dereceye girmiş. Van’da kendilerine gelin bu çocuğunuzu okutalım denildiği zaman ister istemez insanlar bunu kabullenmek durumundaydı. Çünkü o dönem insanların gözünde en iyi kurumdu. Bu şekilde her tarafa sinmişti. Van’a gelip bir etkinlik düzenliyorlardı. Örneğin Türkçe Olimpiyatları gibi etkinlikler. İnsanların sevdiği sanatçıları getiriyorlardı. İnsanlar katılıyordu. Sosyal bir etkinlikti. Şuan olsaydı hiçbir vatandaşımız onların okullarına gitmez, onlara rağbet etmezdi. Kamufle edilmiş şekilde her tarafa sinmişti” şeklinde konuştu.
HALKIN DEĞERLERİNİ KİRLETTİLER
Söz konusu yapının halkın manevi değerleri kullanarak güçlendiğini ve bu değerleri istismar ettiğini aktaran Soğandan, “Halkımızın manevi değerleri vardı. Dokunulmaz değerleri vardı. Bu değerler üzerinde halkamıza yanaştıkları vakitte halk, masun bir şekilde, birçok kişi Allah rızası gözeterek katıldı ve destek verdi” dedi. Bu yapıyı destek verenlerin üçe ayrıldığını ifade eden Soğanda, “Bu yapıya destek vereleri üçe ayırıyoruz bunlar; ihanet içerisinde olanlar, ibadet maktasıyla katılanlar bir de ticaret maksadıyla katılanlar” diye ayırdı.
FETÖ MAĞDUİYETE OYNUYOR
Tarihte benzeri olmayan bir yapıyla karşı karşıya kaldıklarını aktaran Soğanda, “Devlet tüm kurumları ve vatandaşıyla birlikte ciddi anlamda mücadele ediyor. Ancak zaman zaman yaş ile kuru birlikte yanıyor, maalesef böyle bir yapı var. Bunu sulandırmak isteyenler oldu. Örgütler, halkta ne kadar mağduriyet söz konusu olduğunu gösterse, o kadar taraftar buluyor. Son dönemlerde yargı bunu ayıklamaya çalışıyor. Yargının, bu işi sulandırmaya çalışanalar ile kendisini kurtarmaya dönük başkasına iftira atanlara karşı içtihatlar oluşturması gerekir. 28 Şubat sürecinde FETÖ mağduriyeti yaşayanların da ERGENEKON davalarındaki gibi berat etmeleri gerekir. Bu konuda Yargıtay’ın içtihatlar oluşturması gerekir” dedi. Soğanda ayrıca ERGENEKON diye bir örgütün var olduğunu ancak FETÖ’nun ERGENEKON davaları sürecinde olayı sulandırarak tutuklanmaması gerekenleri bile tutukladığını söyledi.
CEZALARIN ŞAHSİLİK PRENSİBİ
FETÖ’nün ekmeğine yağ sürecek mağduriyetlerin yaratılmaması gerektiğini aktaran Soğanda, oluşturulan komisyonların buna dikkat etmesi gerektiğini belirtti. Soğanda, “Bir yanlışlık yapılmışsa, bir hata yapılmışsa, kişi mağdur edilmişse o komisyonun bu mağduriyeti gidermesi gerekir. İdare bu düzenlemeyi bunun için çıkardı. Bu anlamda komisyon orada bir hukukçu gibi davranması lazım. Kişilerin mağduriyetini gidermesi lazım. Bu işi yargıya bırakmamak lazım. Ceza kanununda cezaların şahsiyeti prensibi vardır. Bu bütün ceza kanunlarında vardır. Cezaların şahsilik prensine uygun olarak hiçbir insan işlemediği suçtan sorumu tutulamaz. Herhangi biri bir suç işlemişse; anne, baba, kardeş veya herhangi biri suçlu muamelesi yapılamaz. İşe alımlarda veya herhangi bir başka durumlarda buna dikkat ve özen gösterilmelidir. Bu İslam hukukunda da geçerli bir kuraldır” diye konuştu.
6-7 EKİMDE KURBAN BAYRAMINI ZEHİR ETTİLER
“Birinci dünya harbinde burada bir ermeni devleti yaratılmak isteniliyordu. Bakıyoruz ki yıllar sonra oynan oyunların aynısı oynanıyor” diyen Soğanda, 6,7 Ekim olaylarının yarattığı tahribatı hatırlattı. Soğanda, “ O olaylarda 50’ye yakın insanımız hayatını kaybetti. O dönem yakılmayan tek bir AK Parti binası kalmadı. Biz bunları yaşadık. Kurban Bayramı’nda kurban bayramını zehre çevirdiler. Gene bir Kurban Bayramı’nda AK Parti binası bomba ile patlatıldı. Bayram arifesinde insanlar tezgâhlarını açıyor. O tezgâhlar tamamen yakılıp yıkılıyordu” dedi.
HDP'Lİ BELEDİYELER BORÇTAN BAŞKA BİR ŞEY BIRAKMADI
HDP belediyelerin tek bir dikili taşı olmadığını iddia eden Soğanda, “8 yıl boyunca bu memlekette taş üstüne taş koymadı. Bunu iddia ediyorum. Borçtan başkada bir şey bırakmadı. Kan bıraktı gözyaşı bıraktı ötesi yok. Belediye neyle uğraştı biliyor musunuz? Van’ın bütün sokak ve cadde isimlerini kaldırıp numaralandırdılar. Bu memleketin geçmişini ortadan kaldırdılar. Siz birden bire bunları ortadan kaldırdığınız vakit ne çıkacak ortaya; hafızasız bir memleket ortaya çıkacak. Geçmişi kaybetmiş bir memleket, bir toplum yaratılmak isteniliyor. Oysa tam tersi yapılarak, toplumun geçmişi ile geleceği arasındaki manevi bağların kuvvetlendirilmesi ve birleştirilmesi gerekir” diye konuştu.
HERKES HİZMETTEN YANA TAVIR ALACAK
Yaklaşan yerel seçimleri de değerlendiren Soğanda, “İnşallah herkes hizmetten yana tavır alacaktır. Bizlerde batıdaki şehirler kadar güzel olmak istiyoruz. Erdiş neden bir Bodrum gibi olmasın. Gevaş neden Kaş gibi olmasın. Biz kendi memleketimizi seveceğiz. Memleketimizi sevmek için de bu sandıkta hizmeti getirecek insanlara yönelik oyumuzu kullanmalıyız. Tekrar kayyumların atanması istenmeyen bir durum. Bu saaten sonra tekrardan kayyumların atılması söz konusu olacağını sanmıyorum, ama suç işlenirse terör örgütlerine bulaşırlarsa o zaman mecburen kayyum atanabilir. Bir partinin amacında hizmet olmalı” diye konuştu.
Kaynak: Van Postası Gazetesi