VAN (İHA) – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geleceğimizin teminatı olan gençlere huzurlu bir ülke bırakmak istediklerini belirterek, “Gece gündüz çalışıyorsak, sabah akşam gayret gösteriyorsak, risk alıyorsak, bilmenizi istiyoruz ki bu cennet vatanda daha özgür, daha hür bir şekilde yaşamanızı temin etmek içindir” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı işbirliğiyle hayata geçirilen “Yazımda Kardeşlik Var” projesinin kapanış programı, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Spor Salonunda yapıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, İl Jandarma Komutanı Yavuz Özfidan, İl Emniyet Müdürü Mehmet Suat Ekici, İl Müftüsü Ömer Keskin, AK Parti Van İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu, Edremit Belediye Başkanı İsmail Say, Tuşba Belediye Başkanı Salih Akman, kurum müdürleri, proje kapsamında değişik illerden gelen öğrenciler ile çok sayıda vatandaş katıldı. Burada konuşan Bakan Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını getirdiğini belirterek, “Dün Cumhurbaşkanımızla telefonla konuştuğumuzda buraya geleceğimizi söyledik. Hala heyecanını, hala tadını hissettiğini ve bu anlamlı programın hem gençlerimiz için hem de geleceğimiz için çok önemli olduğunu, yapanları takdir ettiğini, katılanları da kucakladığını söyledi. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın bir taraftan Edirne’den, Tekirdağ’dan, Kırklareli’nden, Çanakkale’den, diğer taraftan Manisa’dan, İzmir’den, Aydın’dan, Muğla’dan gelen ve yine bu salonda Van’ımızın bütün ilçelerinden gelen bütün Vanlı gençlerimize selamlarını ve muhabbetlerini iletiyorum. Bizim özümüzü tekrar keşfetmemizi sağlayan bir programdır. Onun için Diyanet İşleri Başkanlığımız ve vakfımıza bu kardeşliği bir araya getirdiği için, yaz boyunca bir kişi dahi olsa gençlerimizi hem kardeşliği hem bilgiyi hem beraberliği hem kültürümüzü hem cennet vatanımızın güzellikleriyle buluşturduğu için minnetlerimi ifade ediyorum” dedi.
“Van; gölüyle, kalesiyle bize bırakılan büyük bir mirastır”
Projenin önemine vurgu yapan Bakan Soylu, “Bu önemli bir adımdır. Van’ı Vanlı kardeşlerimiz biliyor. Van özellikleri olan bir şehirdir. Medeniyetimizin bize emanet bıraktığı güzel bir şehirdir. Ben Van’ı tarif ederken Van’ın güneşi olarak tarif etmem güneşin Van’ı olarak tarif ederim. Çünkü güneş Van’da bir başka güzeldir. Onu hissetmek lazım, onu anlamak lazım. Van; gölüyle, kalesiyle bize bırakılan büyük bir mirastır. Aslında memleketimizin ne kadar zengin olduğu, bize büyük bir miras bırakıldığını, okullarda okuduklarınızdan öğretmenleriniz size gösterdiklerinden ve gördüklerinizle çok daha büyük zenginleştiğinizi, ülkemizin gücüne, ülkemizin zenginliğini ve insanlarımızın alicenaplığına, misafirperverliğini bir kez daha şahit oldunuz. Şunu ifade etmek istiyorum. Buraya geldiniz, sadece görmediniz güzellikler ve arkadaşlıklar edindiniz. Sizin dünyanızdan başka dünyalar olduğunu gördünüz. Bizim inancımız bize bir şey söyler. Her insan bir alemdir. Sizlerde yepyeni insanlar, yepyeni arkadaşlar gördünüz ve yeni alemler keşfettiniz. İşte bu anlamlı günde burada olmaktan büyük bir onur duyuyorum” ifadelerini kullandı.
“Saygı duyulan bir Türkiye’yi size bırakmak istiyoruz”
Konuşmasında Kutül Amare’ye de değinen Bakan Soylu, şöyle devam etti:
“Tarihimizde dün bize öğretilmeyenler, bir tarafta bırakılanlar, acaba geçmişte neler yapıldı, bu milletin tarihi nasıldır, kahramanlıkları nasıldır, biz nasıl bir milletiniz, bütün bunları bir tarafa bırakmaya çalışanlara karşı buradayız. Kutül Amare’yi hangi birimiz hangi şekliyle biliyorduk? Çanakkale’deki şehitliklerimiz hangi noktadaydı? Kim bu konuda ne kadar sahiplik ortaya koymuştur? Dün bu coğrafyada yaşananlar; camilerimiz, külliyelerimiz, vakıflarımız ve bize ecdadımızın bıraktıklarına ne kadar sahip çıkılıyordu? Sadece burada mı? Balkanlara, Kosovaya kadar ne kadar tarihimize sahip çıkmıştık. İpekyolu sadece Van’da bizim için bir ilçemiydi? Yoksa insanlığı buluşturan, bir araya getiren, hem bizi ekonomik hem kültürel hem de tarihi anlamda dünyanın merkezi olmaya iten, bizi medeniyetimizi anlamaya, bulunduğumuz coğrafyayı keşfetmeye, kültürleri birleştirmeye, medeniyetlere köprü olmaya, onları birleştirmeye, tarihimize elimizi uzatmaya, kardeşlikleri bir araya getirmeye çalışan bir anlayış bu. Türkiye bugün varlığıyla, ayakta durmasıyla, adımlarını atmasıyla bunları gerçekleştiren, bunları yarına sizlere güçlü bir şekilde emanet etmeye çalışan bir ülke konumuna gelmiştir. Allah’ımıza hamd olsun bugün eski konumda değiliz. Bir şey istiyoruz. Size huzurlu bir ülke bırakmayı, size huzurlu bir coğrafya bırakmayı, size inancınızın, kültürünüzün, örfünüzün, adetinizin, geleneğinizin ve bu diyarlarda yaşamanın hazzının mutlu olduğu bir coğrafya bırakmayı, bizim yaşadıklarımızı ve çektiklerimizi sizin bütün dünyaya medeniyetimizin güzelliklerini ifade edebileceğiniz bir coğrafya bırakmaya, yurt dışına çıktığınızda ay yıldızlı pasaportunuzu uzattığınızda bunu gören o gümrük memurları, hangi milletten hangi ülkeye mensup olurlarsa olsunlar, ay yıldızlı pasaportlarınızı gördüklerinde saygıyla ayağa kalktıkları ve bütün Türkiye’ye hürmet duydukları, saygı duydukları bir Türkiye’yi size bırakmak istiyoruz. Burada bulunan bütün büyüklerinizin gayreti budur.”
“Siz bizim göz bebeğimizsiniz”
Yaz kampına katılan öğrencilere nasihatte bulunan Soylu, “Bizim üzerimizde kötü niyetler beslemeye çalışanlara, birbirimizden kardeşliğimizi almaya çalışanlara karşı buyurun bakalım, biz bugünün milleti değiliz, bizim kardeşliğimiz bugünün kardeşliği değil. Binlerce yıldır bu topraklarda ve dünyada bize emrolunan bir kardeşliği anlatmaya çalışıyoruz. Biz bunun sahibiyiz diyen bir Türkiye, bir kardeşlik Türkiye’si size bırakmak istiyoruz. Onun için inanıyorum ki sizler hem burada gördüklerinizle hem size anlatılanlarla birlikte buradan çok büyük bir tecrübeyle buradan ayrılacaksınız. Ailenize selamlarımızı söyleyin. Kendinizi iyi yetiştirmenizi, sadece maddi unsurlara değil esas başarının, esas hayatın maneviyat olduğunu hiçbir zaman unutmamanızı, yarınlarda önünüzde konulacak maddi tercihlerle değerlerinizi, bize bırakılan ve bize emanet edilenlerle değiştirmemeniz gerektiğini size tembih ediyoruz. Size çok güveniyoruz. Siz bizim göz bebeğimizsiniz. Gece gündüz çalışıyorsak, sabah akşam gayret gösteriyorsak, risk alıyorsak, bilmenizi istiyoruz ki bu cennet vatanda daha özgür, daha hür bir şekilde yaşamanızı temin etmek içindir. Siz de sizden sonraki nesiller için bunu yapmak durumundasınız. Sizden kardeşlik türküleri, medeniyetimizin, değerlerimizin bize emanet ettiği cümleleri bekliyoruz. Bunlara hazır mısınız? Hayatınız şu kalbinizden ve gönlünüzden gelen ‘evet’ kadar güzel olsun inşallah. Allah ayağınıza taş değdirmesin. Bu milletin duaları hep sizinle olsun. Çok çalışın, çok gayret gösterin ve dünyaya nasıl bir millet olduğumuzu, nasıl Müslüman olduğumuzu ve nasıl inançlı olduğumuzu ve gelenek göreneklerimize nasıl bağlı olduğumuzu gösterin” şeklinde konuştu.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da, batı illerinden gelenlere ev sahipliği yaptığını için Van’a teşekkür ederek, “İnsanlığın tecrübe birikimine ev sahipliği yaparak, kadim tarihi, kültürü ve birikimiyle serhat şehri Van’da olmaktan son derece mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Bizler öyle güzel bir inanca sahibiz ki, yüce dinimiz İslam; dili, ırkı ve rengi ne olursa olsun bizi kardeş yapıyor ve bize bir birimizi sevmeyi öğretiyor. ‘Sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz’ ve ‘birbirinizi sevmedikçe de hakiki mümin olamazsınız’ diyen bir peygamberimiz ve O’nun ümmeti olmakla şereflenmiş olduğumuz için ne kadar şükretsek azdır. Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz ‘müminler ancak kardeştir’ buyurarak İslam çatısı altında aramızdaki bağın mezhep yönünde kardeşlik gibi olduğunu haber veriyor. Bu kardeşliğimizi pekiştirme, aramızda kopmayacak sevgi bağları inşa etmek amacıyla ‘Yazımda Kardeşlik Var’ projesi kapsamında sizleri ağırlamaktan son derece mutlu olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Göz aydınlığımızsınız, geleceğimizin mimarlarısınız. Siz yavrularımız da bu davetimizi kırmayarak bizi onurlandırdınız, ne kadar iyi yaptınız, gönlümüzde taht kurdunuz. Allah hepinizden razı olsun” diye konuştu.
“Kur’an-ın bütün güzelliklerinin yaşandığı örnek bir hayatla tanıştınız”
Dinimizin ilk emrinin ‘oku’ olduğunu hatırlatan Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Oku emri gereğince Kur’an-ı Kerim ve temel dini bilgiler derslerini aldınız. Anlam dünyamızı aydınlatan Kur’an-ı Kerim’le tanışarak insana yakışan en güzel zinnetin adalet, merhamet, paylaşma ve yardımlaşma duygularıyla dolu bir kamp olduğunu gördünüz, anladınız. Peygamberimizi tanıyarak sevgi, saygı, nezaket, hak, hakikat, iyilik, anne, baba ve akrabaya hürmetle, Kur’an-ın bütün güzelliklerinin yaşandığı örnek bir hayatla tanıştınız. Müminlerin annesi Hazreti Aişe validemizin Peygamberimizin ahlakını tasvir ederken, ‘O’nun ahlakı Kur’an-ı Kerim’dir’ diyerek ifade ettiği yüce kitabımızın güzelliklerini öğrenmeye çalıştınız. Kamp süresince işlediğiniz siyer derslerinde dünyanın en güzel insanı Peygamberimiz Hazreti Muhammed’in hayatını okudunuz. O’nun hayatı boyunca bütün insanlığın iyiliği için yaptığı çalışmaları gördünüz. O’nun ne kadar büyük bir ahlaka sahip olduğunu yakinen müşahade ettiniz. Her birinde bizim için nice güzel örnekler olan, O’nun ashabıyla tanıştınız. Peygamberimizin hicret ederken yol arkadaşlarının en hayırlısı olan Sıddiki Ebubekir’in Resulullah’a olan sadakatini yeniden diriltmemiz gerektiğini hissettiniz. Bütün insanların, hatta düşmanlarının bile güvenini kazanan Peygamberimizin yatağına gözünü kırpmadan yatan Hazreti Ali timsali bir genç olabilmenin hayalini düşlediniz. Dünyamızın böyle güzel insanlara ihtiyacının olduğunu düşündünüz. Adaletin kendisiyle özdeşleştiği Ömer’lerin hakim olduğu bir dünya hayal ettiniz. Dolayısıyla burada geçirdiğiniz zaman zarfında yeryüzündeki en yüce idealin Yaradan’a itaat ve yaradılanlara merhamet olduğunu öğrendiniz. Kızlarımız; Hazreti Hatice validemizin sıdkını, Hazreti Aişe validemizin örnekliğini ve ilme katkılarını, Hazreti Fatıma validemizin Peygamberimize bağlılığını ve diğer annelerimizin müminlerin hayatına kattıkları ve güzellikleri öğrendiniz.”
“Medeniyetimizde üç eğitim mekanının önemi oldukça büyüktür”
Kampa katılan gençlerin kültür-sanat etkinlikleriyle ve sosyal aktivitelerle kendilerini geliştirme imkanı bulduğunu da dile getiren Erbaş, “Kültürel ve tarihi mekanlara düzenlenen gezi programlarıyla yaşadığımız toprakların tarihini, kültürünü ve medeniyetini yakından tanıma fırsatı buldunuz. Bu vesileyle ifade etmek isterim ki bizim medeniyetimizde üç eğitim mekanının önemi oldukça büyüktür. Birincisi toplumun dini ve kültürel dünyasıyla irtibatını sağlayan en temel eğitim yuvamız ailemizdir. Ailemizin ne kadar önemli bir müessese olduğunun farkına bir kez daha vardınız. Bizim Diyanet İşleri Başkanlığı olarak ailenin önemini anlatmakla ilgili faaliyetlerimizi burada hocalarımız size anlattılar. Ülkemizin 81 ilinde kurduğumuz aile rehberlik bürolarıyla nasıl danışmanlık yaptığımızı hocalarımızın bizlere getirdikleri raporlardan okuyoruz ve vazifemizin ne kadar ağır olduğunu ve yapacağımız nice büyük işler olduğunu bir kez daha anlamış oluyoruz. İkincisi ilim ve hikmet beşiği olan okullarımızdır. Bizim için en önemli eğitim yuvalarımız. Üçüncüsü de Cenab-ı Hakk’ın katına sığındığımız, huzuruna durduğumuz ve hicret yurdumuz camilerimizdir. Ülkemizin 81 vilayetinde 90 bin camiyi nasıl mektep haline getiririz, bunun gayreti içerisindeyiz. Camiler sadece namaz kılmak için açılıp kapanan yerler değil. Bizim için şu anda 4 milyona yakın çocuğumuzun Rabbimizi öğrendiği, Kur’an-ı, Peygamberimizin hayatını öğrendiği, temel dini bilgiler dediğimiz; ‘inancın, ibadetin, ahlakın ve Peygamberin’ başlıkları altında dersler aldığı mekteplerdir camilerimiz” dedi.
Erbaş’tan gençlere nasihat
Konuşmasında kampa katılan gençlere nasihatte de bulunan Erbaş, şöyle dedi:
“Sizler inancı, vatanı, mukaddesatı ve değerleri uğruna Çanakkale’den Kahramanmaraş’a, Sakarya’dan Sarıkamış’a tarihin en büyük destanlarından birini yazan milletimizin yüreğindeki inancın, mücadele ruhunun, azminin, duasının ve umudunun temsilcileri olan gençlersiniz. Sizler hayatın ve varoluşun gayesini idrak eden; kendine, topluma, çevreye ve Rabbine karşı sorumluluklarının farkında olan, bütün insanlığın huzur ve güvenini isteyen gençlersiniz. Sizler büyük idealleri olan, ama bu ideallerin peşinde koşarken başkalarının haklarını, zerafeti ve saygıyı asla ihmal etmeyen büyük bir ideal ve ahlaka sahip gençlersiniz. Sizler sevgi ve kardeşliği temel değer bilen; güven veren, güvenilen, şiddetin ve anarşinin, terörün uzağında, zulmün karşısında ve mazlumun her zaman yanında olan sevgili gençlersiniz. Sizler inanç, kültür, coğrafya, tarih, milleti millet yapan, ayakta tutan asli değerlere sahip kardeşlerimizsiniz. Tarihte de açıkça görüyoruz ki inancını kaybedenler varlığını da kaybediyor. Kültürünü kaybedenler kimliğini de kaybediyor. Tarihini kaybedenler coğrafyasını da hafızasını da kaybediyor. Geleceği inşa edecek nesil olarak sizlerin zihniniz bilgi, yüreğiniz inançla dolu olacak. En büyük hedefiniz, öğrendiğiniz her bilgiyi mesleğiniz ne olursa olsun insanlara faydalı olarak kullanmak olacaktır. İnancı sağlam, vatanına, milletine, ezanına ve bayrağına bağlı cesur, özgüveni yüksek ve güzel ahlak sahibi bir nesil olarak yaşadığınız bölgelerde iyiliği, güzelliği, barışı, huzuru ve kardeşliği yaymak için çalışacağınıza biz canı gönülden inanıyoruz. Her birinizin gözlerine baktığımızda; dini, vatanı, bayrağı ve devleti için çalışacak, Allah’ın razı olacağı güzel işler yapacak azim ve heyecanı o gözlerinizde görmek bizi mutlu ediyor. Cennet vatanımızın farklı köşelerini yakından görmek, ilim irfanla, zihin ve gönül dünyamızı aydınlatmak için katıldığınız bu kamp birçok tecrübeyi ve heyecanı da size yaşatmış oldu. Farklı şehirler gezdiniz, oralardaki kardeşlerinizle tanışıp kaynaştınız. Bu noktadan hareketle ifade etmek isterim ki yaşadığınız güzellikleri, edindiğiniz dostlukları devam ettiriniz. Ülkemiz, milletimiz ve geleceğimizle ilgili umut dolu hayalleriniz olsun. Hep beraber geleceğin daha iyi olması için daha çok çalışalım. Evlerinize dönüyorsunuz, ailelerinize, arkadaşlarınıza bizden selam götürün. Allah yardımcınız olsun.”
“Kamp 3 hafta boyunca devam etmiştir”
Van Valisi Mehmet Emin Bilmez ise, Diyanet İşleri Başkanlığının yürüttüğü ‘Yazımda Kardeşlik Var’ temalı yaz kampının kapanış programı için bir araya geldiklerini belirterek, “Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ‘Yazımda Kardeşlik Var’ projesi kapsamında ilimizde düzenlenen yaz kampına Ege, Marmara ve Trakya bölgelerinden 300 kız, 600 erkek öğrencimiz katılmıştır. Kamp 3 hafta boyunca devam etmiştir. İlimizin tanıtımına katkı sunan bu güzel etkinliğin Van’da düzenlenmesinden dolayı Diyanet İşleri Başkanımıza ve ekibine şükranlarımı sunuyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı, bu sene Türkiye Geneli İmam Hatip Liseleri Arası Kur’an-ı Kerim’i Güzel Okuma Yarışmasının finalini ilimizde düzenledi. Bundan dolayı da Diyanet İşleri Başkanımıza teşekkür ediyorum. Bu tür etkinliklerin ilimizde ve bölgemizde düzenlenmesinin birlik ve beraberliğimize katkı sunacağına inanıyorum. Bundan sonraki benzer etkinliklere ev sahipliği yapmaya talipli olduğumuzu belirtmek istiyorum” dedi.
Yapılan konuşmaların ardından şiir yarışmasında dereceye giren öğrencilere ödülleri verilirken, tiyatro oyunu sahnelendi. Bakan Soylu, daha sonra valiliğe geçmek üzere salondan ayrıldı.