VAN POSTASI GAZETESİ ÖZEL
Van Büyükşehir oldu ama şehrin merkezindeki ahırlar ve ilkel yöntemlerle yapılan yatırımdan dolayı çevreciler Van’ı büyükşehir olamamış büyük köy olarak nitelendiriyor. Şehir merkezindeki ahırlar nedeniyle Van'da ve Van Gölü'nde görüntü kirliliği, kötü koku ve çevre kirliliği bir türlü önlemeniyor.
GÜNLER, AYLAR, YILLAR OLDU AMA ÇÖZÜM YOK
Bir zamanların tarım ve hayvancılık kenti olan Van, yıllar içinde sadece tarım ve hayvancılıktaki potansiyelini yitirmedi, köyden kente göçle ahırları şehir merkezine taşıdı. Yıllardan bu yana önlem alınmayan şehir merkezinde ahırların sayısı her geçen gün arttı. Nüfusu 1 milyonu aşan, 2014 yılından bu yana da Büyükşehir olan Van şehir merkezinin ahır sorunu çözüm bekliyor.. Kent merkezindeki ahırlar bir yandan kötü görüntü oluşturuyor, diğer yandan kötü koku ve çevre kirliliği oluşturuyor. Van Gölü sahilleri hayvan pislikleri ile dolup taşıyor. Kentin köy görüntüsünde olmasına neden olan bu manzaralar can sıkarken Van Büyükeşhir Belediyesi, Tuşba Belediyesi, İpekyolu Belediyesi ve Edremit Belediyesi tedbir almamak ve harekete geçmemekle suçlanıyor.
YILLARDIR BİR NETİCE ALINMAMIŞ DURUMDA
Çeşitli kesimler tarafından gündeme getirilen, konuşulan ancak çözüm için somut adım atılmayan, Van'ın önemli sorunlarının başında gelen şehir merkezindeki ahırlar varlığını sürdürmeye devam ediyor. Van Şehir merkezinde binin üzerinde olan olan ahırların yaz aylarında neden olduğu kötü kokuya neden vatandaş büyük tepki gösteriyor.
ŞEHİR MERKEZİNDEN YA İNSANLARI, YA DA HAYVANLARI ÇIKARMAMIZ LAZIM
Van’da yaşanan durumun 20 yıla dayandığını söyleyen Van Ticaret Sanayi Odası (Van TSO) Başkanı Necdet Takva, “Bu mesele bölgede 20 yıldır yaşanan olayların bir sonucu olarak görmekteyiz. İnsanlar kırsaldan kente göç edince köydeki üretim ve ekonomik çalışmaların tamamını kentin içine taşımaya başladılar. Şu anda Van Büyükşehir merkezinde, 3 ilçede Sadece bizim 2015 yılında yaptığımız tespitlere göre bin 600 civarında hayvan barınağı var ve bu hayvan barınaklarında yaklaşık 100 bin hayvan yaşıyor. Bu hayvan barınakları çoğunlukla İpekyolu, Edremit ve Tuşba ilçesinde bulunuyor, 3 ilçede Van şehir merkezini oluşturuyor. Dolayısıyla şehir merkezinde 600 bin insanla100 bin hayvanın birlikte yaşadığını söyleyebiliriz. Bizim aslında bu şehirden ya insanları çıkarmamız lazım, ya da bu yüz bin hayvanı çıkarmamız lazım. Bu hayvanların 80 bini küçükbaş 20 bini de büyükbaştır.” dedi.
İNSANLARIN SAĞLIK KOŞULLARI OLUMSUZ ETKİLENİYOR
Şehir merkezinde yaşanan olumsuzluğa karşı bütün yetkililerin bir araya gelerek Van için ortak çözüm bulması gerektiğini ifade eden Takva, “Biz hayvanların yaşam alanlarını olumsuz etkilerken, hayvanlarda bizim yaşam alanlarımızı olumsuz etkilemektedir, buna kalıcı bir çözüm üretmemiz lazım. Kırsaldan göç ile şehre gelen insanların tamamı mecburi olarak bütün üretim alışkanlıklarını da şehre taşıdı ve şehir merkezinde hayvancılık yapmaya başladır. Bu elbette birinci derecede yerel yönetimlerin sorumluluğudur. Bu sorun beraberinde birçok olumsuzluğu barındırıyor. İnsanlarla hayvanların yaşam koşulları aynı değildir. Hayvanlar da insanlar da aynı ortamda olmaktan olumsuz etkileniyor. Ayrıca bu hayvanların dışkıları da Van Gölü'nün kirlenmesine sebebiyet veriyor, kanalizasyon atıklarına dönüşüyor. Bizim bunu aynı zamanda merkezi hükümet politikası haline getirmemiz lazım. Şehir merkezlerinde hayvan barınaklarının olması doğru değildir. Biz 2015 yılında ilk Tarıma Dayalı Organize Hayvancılık Bölgesi projesini hazırladığımızda, aslında amaçlarımızdan bir tanesi de özellikle büyükbaş hayvanların şehir dışına çıkarılarak, daha kurumsal, daha verimli, daha katma değeri yüksek bir ekonomik döngüye de sebebiyet oluşturmaktı. Bunun için 8 bin dönüm arazi üzerinde Gürpınar, Gevaş ve Edremit sınırları içerisinde kalan bölgede, Tarıma Dayalı Organize Hayvancılık Bölgesi projemizi geliştirdik. Projemiz onaylandı ve şu anda da o proje ile ilgili süreç devam ediyor. Tabii ki tek başına şehir merkezindeki hayvan barınaklarının dışarı çıkarılmasını yetecek bir proje değildir. Dolayısıyla yerel yönetimler, belediyeler hızlı bir şekilde merkezi hükümetin de desteğini alarak şehir çevrelerinde bu insanları da mağdur etmeyecek alanlar oluşturması lazım. Onlara alan tahsis etmemiz lazım. Yüz bin hayvan şu anda 600 bin insanla birlikte şehir merkezinde yaşamını devam ettiriyor.” diye konuştu.
KENTİ YÖNETENLERİN BU KONUDA RAHATSIZ OLMASI GEREKİYOR
Van'ı yöneten yetkililerin bu görüntülerden rahatsızlık duyması gerektiğinin altını çizen Takva, “Bu dediğim gibi 20 yıl içerisinde bölgede yaşanan olaylar nedeniyle göç yaşanması sonucunda oluşan bu sorun, ulusal bir politika haline dönüşmeli. Özellikle Güneydoğu Anadolu'da birçok kentte bu tür problemler yaşanıyor, insanları da bu üretimi anlayışından uzaklaştırmadan, mağdur etmeden, kalıcı bir çözüm bulmak lazım. Onların geçimini sağlayabilecekleri bir ekonomik faaliyeteihtiyaçları var, Hayvan bakımıyla üretim yapıp geçimlerini sağlıyorlar. Çözüm sağlamadan biz bu insanları da mağdur edemeyiz, biz sadece sorunu dillendiririz, örnek olacak projeler geliştiririz. Bu Şehirde yaşayan herkesin başta belediyeler, sivil toplum kuruluşları olmak üzere şehrin sorunları konusunda duyarlılık göstermeleri gerekiyor, Bizim yaptığımız çalışmalar ne yazık ki yeteri derecede sahiplenilmiyor. Aslında bizim önerilerimiz sadece yerel politikalarla sınırlı değil, aynı zamanda ulusal politikalara dönüşecek bir anlayıştır, bir yaklaşımdır, kent politikasıdır. Kenti yönetenlerin bu durumdan rahatsız olmaları gerekiyor. Bu konu kimseyi mağdur etmeden, sorunu kalıcı bir çözüm yaklaşımı ile ele alır tartışılır, bir vaziyete getirmemiz lazım.” ifadelerini kullandı.
TARIMA DAYALI ORGANİZE HAYVANCILIK BÖLGESİ PROJESİ ONAYLANDI
El birliği ile Van’da yaşanan bu olaylara karşı kalıcı çözümler üreterek, gerek turizm, gerekse de tarımsal iş boyutunun arttırılması gerektiğini belirten Takva, “Biz bu projeyi geliştirdiğimizde, Kalkınma Ajansı'nın desteğini almıştık kısmi olarak, aynı zamanda Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri de bize destek oldular ve kolaylaştırıcı rol üstlendiler. Şuanda 11 Kamu kurumunun ortaklığıyla ve Vali beyin müteşebbis Heyet Başkanlığı ile bizim Tarıma Dayalı Organize Hayvancılık Bölgesi projesi onaylandı. Umuyor ve diliyorum ki bu hızlı bir şekilde hayata geçer, bir örnek olur. En azından, büyükbaş hayvancılığın katma değeri yüksek, ekonomik karşılığı olan bir dönüşüm gerçekleşir. Ama bunu sadece büyükbaş da değil aynı zamanda şehir merkezindeki küçükbaş hayvancılıkta hızlı bir şekilde çözüm üreterek bu sorunu ortadan kaldırmamız gerekiyor. ”şeklinde konuştu.
YAŞANILABİLİR BİR KENT İÇİN AHIRLARIN MERKEZDEN ÇIKARILMASI GEREKİYOR
Şehir merkezindeki ahırlar ile ilgili açıklamalarda bulunan Van Organize Sanayi odası (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aslan ise, şöyle konuştu; “Şehir merkezinde hayvancılık olayı, özellikle mahallelerde, Van gölüne yakın bölgelerde ve diğer bölgelerde yapılıyor. Geleneksel yöntemlerle kurulan hayvan üretim yerlerini farklı boyutlarda değerlendirmek lazım. Bunlardan birincisi, kentsel boyutunu, tartışmak lazım. Bugün eğer siz, modern, kültürel düzeyi yüksek, entelektüel, yaşanılabilir bir kent yaratmak istiyorsanız, bu tür hayvansal üretim alanlarını, sanayi üretim alanlarını, endüstriyel alanları şehrin dışına taşımanız lazım, bunları bir yere toplayıp, kümelenme yapmanız lazım. Bunları bir bölgeye taşıyacaksınız, bu bölgelerde, toplu bir şekilde, organizeli bir şekilde, alt yapılarını, üst yapılarını, ahır bakım tesislerini, tamamen hazırlayacaksınız, bu üretim sektörünü o alanlara taşıyacaksınız.”
VAN GÖLÜ YOK EDİLİYOR
Aslan, “Şehir merkezinde rastgele hayvan barınakları, hayvan çiftlikleri kurduğunuz vakit, bunlar atıklarını da rastgele yerleri atıyorlar. Bu da çoğu zaman en kıymetli varlığımız olan, Van Gölü'ne atılıyor ve bu da Van Gölü'nü ve çevreyi kirletmektedir. Şehir 1 milyon 200 bin nüfusa sahip, tarihi ile kültürü ile turizmi ile doğal güzellikleri ile bütün bu güzellikleri sayıyoruz, ama şehrimizin birçok bölgesinde bu tür hayvansal pislikler veya barınaklar var. Dolayısıyla kokusu ve atıkları çevreyi ciddi bir şekilde şehri rahatsız etmektedir. Van Gölü'ne çok ciddi bir şekilde kirlilik akmaktadır” diye konuştu.
OHB İLE GELİR FARKI YÜZDE YÜZ ARTACAK
Van'ın tarım ve hayvancılık bölgesi olduğuna dikkat çeken Aslan, “Bizim ilimiz tarım ve hayvancılık bölgesidir. Bizde petrol yatakları yok, ağır sanayi tesisleri yok, bizim en büyük kaynağımız, en büyük gelirimiz, en büyük varlıklarımızdan biri tarım ve hayvancılıktır. Gerçekten de biz iklim olarak, meraları, yaylaları, otlakları ile özellikle küçükbaş hayvanlarına yönelik bir hayvancılık bölgesindeyiz. Dolayısıyla biz bunları düzenli bir yere taşıyıp temiz, profesyonel bir yapıyla, biraz daha bilimsel olarak, tarımsal aletlerle bir kültür oluşturduğumuz vakit, teknoloji kullandığımız vakit, geleneksel yöntemleri bir tarafa bırakıp daha modern hayvancılık yaptığımız vakit, şu an bir kazanırsak, o zaman kazancımızı 5’e katlarız. Bizim bugün en büyük problemimiz sorunların en başında istihdam geliyor, genç işsizlerimiz çok, biz bu sektörü güçlendirdiğimiz ve şehir merkezinden çıkardığımız vakit, işsizliğe de çözüm bulacağız.” ifadelerini kullandı.
BİRAZ DAHA CİDDİ SORUMLULUK YÜKLENMELİYİZ
Merkezde bulunan ahırların alt yapı çalışması yapılarak şehir merkezinden çıkarılması gerektiğini ifade eden Aslan, “Organize Hayvancılık Bölgesi bakanlık tarafından onaylandı. Bunun en kısa zamanda hepimizin katkılarıyla, biraz daha ciddi sorumluluklar yüklenerek, belediyelerimiz, odalarımız, diğer sivil toplum örgütlerimiz ve bu yapıyı oluşturan müteşebbis heyet üyeleri ciddi bir sorumluluk alıp orada bunu hayata geçirmemiz lazım.Şehir merkezinde ve mahallelerdeki kümelenmiş olan ve dağınık olarak çeşitli yerlerde var olan bu barınakları hayvansal üretim alanları o bölgelere taşıyabiliriz. ” şeklinde konuştu.
Kaynak: Van Postası Gazetesi