Van’daki sivil toplum kuruluşları (STK), korona virüs salgını nedeniyle ekonomide yaşanan gelişmelerle ilgili talep ve önerilerini açıkladı.
Van’daki sivil toplum kuruluşları (STK), korona virüs salgını nedeniyle ekonomide yaşanan gelişmelerle ilgili talep ve önerilerini açıkladı.
Van Ticaret ve Sanayi Odası (VAN TSO), Van Organize Sanayi Bölgesi (VAN OSB) ile Van Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası'nın da (SMMMO) aralarında bulunduğu STK’lar, korona virüs salgını nedeniyle ekonomide yaşanan gelişmelerle ilgili ortak bir açıklama yayınlayarak, taleplerini dile getirdiler. Açıklamada, “Malumunuz olduğu üzere dünya ve ülkemiz korona virüsü salgını nedeni ile ciddi bir ekonomik daralma ile karşı karşıyadır. Bu ekonomik daralma, içinde bulunduğumuz ve önümüzdeki 2 ay içinde daha da derinleşecek ve başta mikro ekonomilerdeki ciddi etkiler ile bunların oluşturdukları makro ekonomileri de kapsayarak çok derin yaralar açacaktır. Uluslararası kuruluşların ekonomik büyüme oranlarını geriye çektiği, dünyada borçluluk düzeyinin ciddi risk oluşturduğu ve petrol fiyatlarının çakıldığı bir dönemde salgın da küresel hale gelmiştir. Salgınla birlikte finansal sistem artık ani düşüşlerle karşı karşıyadır. Türkiye gibi gelişmekte olan kırılgan piyasalar ise söz konusu ani duruşun ön cephesinde yer alacaktır. Ulusal araştırma şirketlerinin verilerine göre ülkemizde alışveriş hareketliliğinin yüzde 80 oranında azaldığının ve salgın tedbirlerinin önümüzdeki 2 veya 3 ay süreceğinin tahmin edildiğinden, bu süreçte ekonomik açıdan ödeme dengelerinden ciddi bozulmalar ve buna bağlı çöküş ve riskler görünmektedir. Ekonomi yönetimi içerisinde entegre olan ve direkt olarak yaşanacak tüm sıkıntıları en derinde hissedecek olan üretici, perakendeci gibi aktörlerin, kredi ve diğer ödemeleri Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi çerçevesinde 3 ila 6 ay arasında ötelendi. Ancak salgın tedbirleri kapsamında dışarı çıkamayan, iş yerini açamayan tüccarların süreç içerisinde oluşacak borç toplamlarını, sürecin atlatılmasına müteakip toplu olarak ödemeleri mümkün olmayacaktır. Çünkü sürecin sonunda ekonomik toparlanmanın ne kadar süreceği ile ilgili herhangi bir öngörüde bulunmak zordur. Konuya bir örnek vermek gerekirse; 3’üncü ay sonu itibari ile kredi ve diğer ödemeleri toplamı 100 bin TL olan bir firma, 3 ay sonra bu ödemeyi iş yerini açmamasına ve iş yapmamasına rağmen, ertelenen tutara eklenen faizleri hariç ve 6’ncı ay (6’ncı aydaki ödemelerinin de aynı tutarlarda olduğu varsayılarak) ödemeleri ile birlikte yaklaşık olarak 200 bin TL olarak yapacaktır. Bu durum, ödemelerin bu şartlarda yapılamayacağına en açık delildir. İş yaparak ödeme sıkıntısı çektiğimiz dönemlerden geçtiğimiz 2019 ve 2020 başlarından sonra bu salgın ile birlikte bu ödemelerin gerçekleşmesi mümkün değildir. Ayrıca ödemeler ile alakalı KGF ve diğer kurumların destek paketlerinden yararlanmanın sicil ve kredi notu bahaneleri ile de tüccara verilmemesi ayrı bir handikap olarak karışımıza çıkmaktadır. Ödemelerin sadece kredi, banka, SGK, vergi gibi ödemelerle sınırlı olmadığı bilinmektedir. Tüccarlarımızın çek ödemeleri için hiçbir tedbir alınmamış ve çeklerin vadeleri aynı şekilde durmakta ve ödeme beklemeye devam etmektedir. Çıkarılan yasa ile birlikte temerrüde düşen firmaların sicilinde mücbir sebep yazılacağı ve bu şekilde korunacağı açıklansa da piyasa gerçekçiliği açısından ileriki durumlarda sicildeki bu bozukluğun mücbir sebep hali bile olsa dikkate alınacağını 2011 yılında yaşadığımız deprem ve sonrasındaki mücbir sebep halinde yaşanan olumsuzluklar ile tecrübe etmiş bulunuyoruz. Ayrıca ödeme yapamayan tüccarın psikolojik problemlerinin korona virüs hastalığından daha büyük yaralar açacağı da kesindir” denildi.
STK’lar tarafından yayınlanan ortak bildiride, talepler şöyle açıklandı:
“Yukarıda verilen bilgiler ışığında, ödemelerin ötelenmesinin 3 ve daha fazla ay sonra yaşamakta olduğumuz sıkıntılı süreçten daha büyük bir ekonomik krize evirileceği konusundaki öngörülerimiz doğrultusunda ödeme öteleme yerine ödeme atlatma veya ödeme kaydırma uygulamasının daha elverişli olacağını öngörüyoruz. Bu minvalde 2020 takvim yılı ve daha sonrası için tüm ödemelerin Nisan 2020 itibari ile 3 veya 4 aylık bir süre ile atlatılarak veya kaydırılarak ödenmesini talep ediyoruz. 4’üncü aydaki tüm ödemelerin (çek, kredi, vergi, SGK vb.) 7’nci ayda, 5’inci aydaki tüm ödemelerin 8’inci ayda olmak üzere kaydırılarak ödenmesi talebimizdir. Böylelikle ekonomimizde salgın tedbirleri kapsamındaki 3 aylık süreçte ciddi bir rahatlama sağlamakla birlikte bu tedbirlerin uygulanışını da rahatlatmış olacağız. Ödeme sıkıntısı nedeni ile dışarı çıkmak zorunda kalan tüccar ve vatandaşımız ödeme sıkıntısı çekmeyecek, bu 3-4 aylık süreçte daha rahat ve huzurlu bir şekilde ‘evde kal’ kampanyasına uyum sağlayacak, devletimiz salgının kontrolü açısından daha fazla rahatlayacak ve bu konuya ayırdığı bütçesini hafifletmiş olacaktır. Talebimizin en kısa sürede hayata geçirilmesi için tüm bileşenlerimizle birlikte çalışacağımızın taahhüdünü en samimi duygularımızla verirken, alınacak bu kararın ekonomimiz için büyük bir rahatlatma sağlayacağına olan inancımızı bildirir saygılarımızı sunarız.”
Önerilerin de dile getirildiği açıklamada, “KOSGEB ve ajansların firmalara yönelik kolaylaştırıcı teşvik paketi uygulamalar yapmalı, bu aşamada vergi ve SGK/BAĞKUR borcu şartı aranmaksızın destekleyici yollar denenmelidir. İŞKUR desteği kapsamında istihdam özendirilmelidir. KGF kullanacak firmalara kolaylık sağlanmalı, verilecek teşvikler arttırılmalıdır. Özellikle işbaşı eğitim programları 6-12 ay süresince uzatılarak, firmaların yükü hafifletilmelidir. KOSGEB geri ödemeli kullanılan destekler en az 1 yıl ertelemeli ve faizleri devlet tarafından karşılanmalıdır. SGK ve vergide korona virüsü teşvik indirimine gidilerek artan yük azaltılmalıdır. İŞKUR üzerinden verilen işsizlik maaşının bir benzeri bu süreçte işten çıkarılan işçiler üzerinden gün ve prim şartı aranmaksızın uygulanmalıdır. Akabinde işten çıkarılan işçilere sürecin normale dönmesi durumda tekrardan görevlerine dönmesi taahhüt edilmelidir. Bu süreçte hizmet sektöründe yer alan tüm işçilerin sigorta primi devlet tarafından karşılanmalı, tüm çalışanların iş güvencesi kapsamında part time çalışma modeli ile istihdam edilmelidir. Kamu ve özel bankaların yaptığı ötelemelerde faiz uygulamasından vazgeçilmelidir” ifadelerine yer verildi.