Tarih: 16.10.2020 16:24

Van Milletvekili Gülaçar, Azerbeycan-Ermenistan çatışmasında İran’ın tutumunu değerlendirdi

Facebook Twitter Linked-in

Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) tarafından düzenlenen panele katılan AK Parti Van Milletvekili Gülaçar, Azerbeycan-Ermenistan çatışmasında İran’ın tutumunu değerlendirdi.

Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) tarafından "Azerbaycan-Ermenistan Çatışmasında İran’ın Tutumu ve Kafkasya Politikaları" başlıklı program düzenlendi. SDE Başkan Yardımcısı Alper Tan’ın oturum başkanlığındaki panele, İran’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Farazmand, Türkiye İran Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve Van Milletvekili Osman Nuri Gülaçar, Stratejik Düşünce ve Araştırma Vakfı (SDAV) Başkanı Sinan Tavukcu ve SDE Başkan Vekili Tümgeneral Doç. Dr. Güray Alpar katıldı. Etkinlikte konuşan Türkiye İran Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve Van Milletvekili Osman Nuri Gülaçar, İran halkının Azerbaycan’a ciddi bir destek verdiğini, fakat aynı desteğin resmi makamlardan gelmediğini ve İran’ın nötr davrandığını söyledi. Ermenistan’ın Karabağ’da işgalci olduğunu hatırlatan Gülaçar, bu durumun Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde de kabul gördüğünü ve Azerbaycan’ın haklı duruşuna destek verildiğini aktardı. Gülaçar, "İran sadece çatışmaya sükunet çağrısı yapıp arabuluculuk teklifi yapmakla yetindi. İran’ın Kafkasya politikasını, Türkiye’nin de makul bulacağı bir noktaya çekmesi bizim arzumuzdur. Aynı doğrultuda üretilecek politikalar bölge istikrarı için önemli" dedi.

İran’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Farazmand, "Karabağ krizi, İran’ı da etkileyecek bir krizdir. Bu sebeple bölgede çatışma ve istikrarsızlık olmasını istemeyiz. Adil çözümler üzerinden bu sorunun çözülmesi için çaba gösterilmeli" dedi.

Büyükelçi Farazmand, panelde yaptığı konuşmada, Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında İran’ın nasıl bir tavır içerisinde olduğunu aktarma imkanı verildiği için teşekkürlerini iletti. Türk kamuoyunun, İran’ın Karabağ krizine ilişkin tutumuna gösterdiği hassasiyetten memnun olduklarını belirten Farazmand, bu durumun Türk kamuoyunda İran’ın ne kadar öneme sahip olduğunun bir göstergesi olduğunu kaydetti. Farazmand, Karabağ krizinin yeniden ortaya çıkmasıyla Türk kamuoyunda duygusal bir ortam oluştuğunu ve bu sebeple bu süreçte, iki ülke ilişkilerinin mevcut duygusal ortamdan zarar görmesinden endişe ettiği için basın kuruluşlarından gelen talepleri reddettiğini aktardı. Karabağ’ın en önemli toprak krizlerinden birisi olduğuna değinen Farazmand, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin işgal altında olduğunu ifade etti. Birleşmiş Milletler’in (BM) Karabağ’ın işgaline ilişkin kararlar aldığına ve Karabağ’ın Azerbaycan toprağı olduğunun tescil edildiğine dikkati çeken Farazmand, "Bölge ülkeleri, ABD ve AB’nin emellerine karşı iş birliği içinde olup direnç gösterirlerse başarılı olurlar. Minsk grubunun bu konuya bir çözüm üretememesinin bir sebebi de her üyesinin bu bölgede farklı çıkarının olmasıdır. Bu sebeple en ufak bir çözüm önerisinde dahi bulunamamışlardır. Çıkarları için iki tarafın çatışmasının devam etmesini arzu ediyorlar. Karabağ, İslam toprağıdır ve işgal altındadır. Karabağ krizi, İran’ı da etkileyecek bir krizdir. Bu sebeple bölgede çatışma ve istikrarsızlık olmasını istemeyiz. Adil çözümler üzerinden bu sorunun çözülmesi için çaba gösterilmeli" şeklinde konuştu.

Stratejik Düşünce ve Araştırma Vakfı (SDAV) Başkanı Sinan Tavukcu değişen dünya düzenine dikkat çekerek, "Yeni uluslararası sistemde sınır ülkelerin düşman değil dost olarak bellendiği bir sistem olması beklenmektedir" dedi, Türkiye, İran ve Azerbaycan’ın kurucu aktörler olma özelliğine sahip olduklarını da belirtti. Tavukcu, "Etnik, mezhebi hassasiyeti öncelemeyen fakat adalet üzerine bölgesel, küresel barışı tesis etmek için ülkelerin irade birliğine ve karşılıklı güvenin sağlanmasına ihtiyaç vardır" dedi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —