Bir gözü sarı, bir gözü mavi olmaları ve bembeyaz tüyleriyle dünyaca ünlü olan Van kedisinde, son dönemde sezaryenle doğum oranı arttı. Koruma altında bulunan Van kedilerinin nesli tehlikesi devam ederken, kedileri saflaştırma çalışmaları da tüm hızıyla sürüyor. Açıklamalarda bulunan Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, buradaki rutin çalışmalarının devam ettiğini belirterek, “Her sene olduğu gibi bu senede bizim yavru verimlerimiz gayet yerinde ve bizler bundan son derece memnunuz. Rutin çalışmaların yanı sıra kedilerimizin bakım ve beslenmeleri çok yerinde olduğundan, zaman zaman iri yavru durumları ortaya çıkabiliyor. Bunlar normal doğum yapamayacak duruma gelebiliyorlar. Bizler o zaman bunları hayvan hastanemizde sezaryen yaptırarak yavrularını almak durumunda kalıyoruz. Son bir iki yıl içinde bu tür vakaların sayısında bir artış meydana geldi” dedi.
“Bizim istediğimiz normal doğumdur”
Özellikle genç annelerin iri yavru doğurmakta zorlandıkları için sezaryenle doğum yöntemine başvurduklarını anlatan Prof. Dr. Kaya, “Bizim istediğimiz normal doğumdur. Çünkü normal doğum yapan bir annenin bir sonraki sene yine aynı şekilde normal bir doğum yapma potansiyeli çok daha yüksek oluyor. Ancak sezaryende ise bir sonraki doğumun normal doğum olma oranı azalıyor. Dolayısıyla her sene bunu sezaryenle doğurtmak da bizlerin tasvip etmediği bir durumdur. Çünkü biz bu kedilerden yıllarca yavru alma durumundayız” diye konuştu.
“Kedilerimizin bakımı ve beslenmeleri çok iyi olduğundan bu durumla karşılaşıyoruz”
Sezaryene gitmeden önce bütün tıbbi müdahaleleri yaptıklarını ve son çare olarak bu yönteme başvurduklarını anlatan Kaya, şöyle devam etti:
“Ancak hayvanın çatısı ile yavrunun iriliği arasında bir dengesizlik varsa, bizler o zaman sezaryene karar veriyoruz. Yoksa bizlerin aslında istediği şey normal doğumdur. Bu sene bizlerin 3 anne kedimiz bu pozisyona düştü. Bunun nedeni şu; bunların bakım-beslenmeleri çok iyi olduğundan yavrular anne karnında irileşiyor. Bu durumda bazı zayıf anneler bunları doğurmakta zorlanıyor. Onun için bizler müdahale etme durumunda kalıyoruz.”