Asrın İşadamları Derneği (ASRİAD) Van Şube Başkan Yardımcısı ve İş Geliştirme Uzmanı Halil İbrahim Karatekin, ‘tarım reformu’ çağrısında bulundu.
Tarım alanındaki hedeflerini paylaşmak için basın mensuplarıyla bir araya gelen ASRİAD Van Şubesi Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Karatekin, Van ve Türkiye’nin bir tarım markası haline gelmesi yolunda yapılması gerekenleri açıkladı. Öncelikle yapılması gereken en önemli hususun küçük aile çiftliklerini desteklemek ve sayılarını artırmak olduğunu ifade eden Karatekin, “Bu da kendi üniversitelerimiz, kendi mühendislerimiz ve teknolojik alt yapıyla mümkündür. Gıda ve tarım söylenince akla ilk gelen milli tohum ve katma değer kavramlarıdır. Çiftçi sayımızı ve verimi artırabilirsek, kendi tohumlarımızın verimini ve dayanıklılığını artırabilirsek ve bunu kendi üniversitelerimizde, kendi mühendislerimizle çoğaltabilirsek başarırız. Mesele domates veya buğday üretip satmakta değil; en gelişmiş, sağlıklı ve sürdürülebilir, besleyici tohumları satmaktır. Yani 500 kamyon domates satmak yerine, 1 kamyon domates tohumu satmak daha karlı olacaktır” dedi.
Hükümet, STK’lar, üniversiteler ve ilgili tüm kurumların ortak hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Karatekin, “Hükümet tüm hibe ve destekleri hak eden aile çiftliklerine ve Ar-Ge inovasyon yapan endüstri firmalarına vermeli, tarım üniversitelerinin çevresine bir ekosistem kurulmalı, teknolojik ve biyolojik her sektörden firmalar bu ekosistem içerisinde faaliyet yürütmelidir. Üniversiteler, tohum endüstrisiyle ortak hareket etmeli ve bilgi birikimi paylaşmalı, STK’lar sosyal projelerle insanları köylere teşvik etmelidir” ifadelerini kullandı.
Düzenli bir iklimi olmayan 15 milyon nüfusa sahip Hollanda’nın ABD’den sonra dünyada ikinci gıda ve tarım ihracatçısı olduğuna dikkat çeken Karatekin, “Hollanda’nın yıllık tarım ve gıda ihracatı 1 milyar eurodur. Peki Hollanda nasıl başardı? Devlet ve millet olarak birlikte çalışarak, bilimi ve teknolojiyi de içine katarak bunu başardılar. Şu an dünyanın en kaliteli ve en başarılı tarım üniversiteleri Hollanda’dadır. Birikim, teknoloji ve inovasyon ile bilgiyi birleştirip başka şeylere dönüştürdüler. Bizde üniversitelerimizde bilim ve teknolojiyi endüstriye dönüştürüp etiketini basarsak, katma değerli ürün üretmiş olacağız. Bunun için bir fırsat döneminde olduğumuzu düşünüyorum. Milli savunma sanayimizde yaşadığımız gurur verici gelişmeler gibi tarım ve gıda endüstrisinde de milli bir gurur yaşayabiliriz. Toprak, iklim, güneşten faydalanma ve bölgesel mevsim farklılıkları, bizi dünyada marka yapacak her koşulu elverişli yapıyor. Tek yapmamız gereken, doğru tarım politikalarını uygulamak, teknolojiyi kullanmak, aile çiftliklerine değer vermek ve ilgili kurumların işbirliğini sağlamaktır. Bu anlamda ya globalleşen ve endüstriyelleşen gıda ve tarım sektöründeki hegemonyanın dayatmalarına mahkum olacağız ya da biz de tarımda marka ülke haline geleceğiz” diye konuştu.