Tarih: 14.03.2017 12:47

'Üreten Türkiye Konuşuyor' toplantısı

Facebook Twitter Linked-in

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından ilk defa Van’da düzenlenen ‘Üreten Türkiye Konuşuyor’ toplantısına, Gümrük ve Ticaret Bakan Yardımcısı Fatih Çiftci, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Van Valisi İbrahim Taşyapan, AK Parti milletvekilleri ile ASKON, HAK-İŞ, MEMUR-SEN, MÜSİAD, TESK, TİM, TİSK, TÜPRAD, TÜGİK, TÜMSİAD, TÜRK-İŞ, TÜRKİYE KAMU-SEN, TÜRKONFED, TZOB genel başkanları, kurum amirleri ve davetliler katıldı. Prof. Dr. Oğuz Babüroğlu moderatörlüğünde başlayan toplantıda konuşan Rıfat Hisarcıklıoğlu, ülkenin üreten kesimleri olarak bugün Van’da olduklarını belirterek, “Gümrük ve Ticaret Bakanlığımızın öncülüğünde karşınızdayız. Buradaki sivil toplum kuruluşlarıyla Van’a ilk ziyaretimiz değil. 2011 depreminde buradakilerle hemen Van’a gelip yardım kampanyası başlatmıştık. O gün hep bir ve beraber olduk, bugün de hayırlı bir iş için Van’dayız. Toplantının ilkini Van’da başlattık. Güneş yeniden doğudan yükselmeye başlıyor. Bizde güneşin doğduğu şehirdeyiz. Van’ı ne kadar bağrımıza basıyorsak, Van’da o kadar bizi bağrına basıyor” dedi.

“7’si değil 70’i bir araya gelse birliğimizi bozamaz”

 

15 Temmuz darbe girişimine de değinen Hisarcıklıoğlu, “Biliyorsunuz zor bir süreç geçirdik. Terör örgütleri aynı dönemde ülkemizi hedef aldı. Darbe girişimi ülkemize büyük sıkıntı yaşattı. Emin olun bu yaşananların yarısı başka bir ülkenin başına gelse ayakta kalamazdı. Allah’a şükür ayaktayız. 7’si değil 70’i bir araya gelse birliğimizi bozamaz. Küresel dengesizliklerin oluştuğu yeni bir döneme giriyoruz. Reform yaparak öne geçmek istiyoruz. Bu döneme çok iyi hazırlanmalıyız. Bütün bunlar için bizim öne çıkaracak adımlara ihtiyacımız var. İçeride safları sıklaştırmalıyız, gün omuz omuza verme günüdür. Eskiden siyasetçiler konuşuyordu, biz dinliyorduk. Şimdi siyasetçilerimiz diyor ki ‘siz konuşun biz dinleyelim.’ Van’ın, bölgenin ve Türkiye’nin ekonomisini istişare edeceğiz. Toplantının sonunda bakanlarımız tekrar bizlerle birlikte olacaklar. Sizin görüşlerinizi dinleyecekler. Devlet millet buluşmasının da en güzel örneğini sergileyeceği. Bu aslında dünyaya da örnek olacak bir iştir. İstişare istikrarı getirir, istikrar da güveni getirir. Önümüzdeki yeni dönemde de istikrar ve güveni muhafaza etmeliyiz. Türkiye’nin STK’ları olarak ülkemizin geleceği için daha çok çalışacağız. İnanıyoruz ki birlik ve beraberliğimizi muhafaza edersek güçlü çıkacağız” diye konuştu.

 

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise, üreten ekonominin aktörlerini bir araya getirmek üzere planladıklarını belirterek, “Ülke olarak daha fazla üretme irademizi göstereceğimiz “Üreten Türkiye Konuşuyor” toplantılarımızın ilkini gerçekleştirmek üzere güzide şehrimiz Van’da bir aradayız. Tüm Türkiye’de üreten ekonomiyi konuşacağımız 12 toplantılık programımıza, gerek tarihsel gerekse de ekonomik açıdan önemli bir şehrimiz olan Van’da başlıyoruz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin katkılarıyla Bakanlığımızın koordinasyonunda düzenlediğimiz bu toplantıya, ticaret erbabımız, ilgili kamu ve sivil toplum kuruluşlarımız ve özel sektör temsilcilerimiz katılım sağladılar. Bu kapsamda, ilgili bakanlıklar, belediyelerimiz ve yerel düzeyde faaliyet gösteren ilgili kamu kuruluşlarının yanı sıra; iş dünyamızın kamu nitelikli meslek kuruluşlarının çatısı konumunda bulunan kuruluşlarımızın başkanları da burada. Bugün, sizlerin görüş ve önerilerini bu toplantılarda masaya yatıracağız. Hükümetimizin ekonomide almış olduğu tedbirlerin, sağladığı teşviklerin ve ekonomimizin gelmiş olduğu son durum ile gelecek beklentilerini istişare edeceğiz. Bölgesel sinerji merkezleri ve gelişim eksenlerini değerlendirerek, üreten ekonominin ihtiyaç ve etki analizini yapacağız. Hep birlikte Ülke olarak daha fazla nasıl üretiriz sorusuna cevap arayacağız. Bakanlık olarak yaklaşık 3,5 milyon ticaret erbabına doğrudan hizmet veriyoruz. Hizmetlerimizin daha etkin ve verimli sunulması için doğru politikalar oluşturulabilmesine ihtiyaç vardır. Doğru politikaları ve çözümleri de sektörlerle üretenlerle sürekli irtibat halinde olarak üretebiliriz. Bakanlık olarak bizler de, ticari hayatın kolaylaştırılması ve güvenin artırılması konusunda sizlerin önünü açmayı ilke edindik. Yatırım ve iş ortamının iyileştirilmesi amacıyla önemli reformlar yaptık ve bu reformları sürdürmeye devam edeceğiz. 14 yıl boyunca tacirimizden sanayicimize, esnafımızdan üreticimizle işbirliği halinde çalıştık. İstişare kültürümüzün gereği olarak attığımız tüm adımlarda vatandaşlarımızın taleplerini esas aldık. Ekonomimizi büyütmek için tüm taraflarla el ele verdik. Tüm bu çabalarımız sonucunda Ülke ekonomisini 2002 yılında olduğu seviyeden çok ileriye taşıdık. Son 14 yılda yaptığımız köklü ekonomik reformlar ve yapısal tedbirler sayesinde, ülkemiz ekonomisi tekrar büyüme sürecine girecek. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak, ekonomimize hız kazandıracak birçok yeni mekanizmayı uygulamaya aldık. Tacirlerimizin ve esnaflarımızın ihtiyaçları çerçevesinde çeşitli destekleri yürürlüğe koyduk. İşletmelerimizin işini kolay ve güvenli hale getirmek için son dönemde de birçok yeniliğe imza attık. Ticari işlemlerde taşınır rehni kanunu ile finansmana erişimi kolaylaştırdık” dedi.

“Finansmana erişimi kolaylaştırdık”

 

Öncelikle KOBİ’lerin finansmana erişimini kolaylaştırmak amacıyla Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nu hazırladıklarını ifade eden Tüfenkci, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“1 Ocak 2017 tarihinde yürürlüğe giren bu kanun ile artık, KOBİ’lerimizin yanı sıra, tacir, esnaf, çiftçi, üretici örgütü ve serbest meslek erbabımız taşınır rehni karşılığında kredi kullanabiliyor. Ticari aktörlerin finansmana erişiminin kolaylaşması için attığımız bu adım sonucunda, daha fazla üretim ve yatırım yapılmasının önünü açtık. Kredi piyasalarında verimsizliğe neden olan sermaye-teminat uyumsuzluğunun önüne geçtik. Rehin sözleşmelerinin tescil edileceği kısa adı TARES olan Taşınır Rehni Sicili Türkiye Noterler Birliği tarafından kuruldu. 1 Ocak 2017’de faaliyete aldığımız bu Sistem üzerinden taşınır sicil işlemleri yürütülüyor. Uygulama oldukça yeni olmasına rağmen, bu yeni düzenleme ile getirilen imkânlardan girişimcilerimiz faydalanmaya başladı. 3 Mart 2017 tarihi itibariyle, toplam 995 rehin sözleşmesinin tescil edildiğini görüyoruz. Bu rehinler karşılığında ticaret erbabımıza; 3 milyar 127 milyon TL’lik, 51 milyon 769 bin dolarlık ve 76 milyon Avroluk finansman sağlanmış durumdadır.”

“Nefes Kredisiyle ticaret erbabımız rahat bir nefes aldı”

 

Teminat bulmakta zorlanan KOBİ’lerin Nefes Kredisiyle nefes aldığını belirten Tüfenkçi, “Proje kapsamındaki kredilere %85 oranında Hazine destekli KGF kefaleti sağlanıyor. TOBB ve TOBB’a bağlı oda/borsalar, Kredi Garanti Fonu ve iki banka ile birlikte yürüttükleri bu proje kapsamında belirlenen yüzde onun altında oldukça uygun bir faiz oranıyla kredi kullanımını kolaylaştırdı. Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun ile oda ve borsa üyelerinin borçlarına ilişkin bir düzenleme yaptık. Buna göre, anılan tarihten itibaren 2 ay içinde başvurulması şartıyla; üyelerin, oda ve borsalara olan aidat, navlun hasılatından alınacak oda payları ve borsa tescil ücreti ile oda ve borsaların Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğine olan aidat borçları asıllarının aylık dönemler hâlinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi hâlinde. Bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i alacakların tahsilinden vazgeçilmiştir” ifadelerini kullandı.

Çek ve iflas ertelemeye ilişkin düzenlemeler

 

Çek hamillerinin korunması için karşılıksız çekte adli para cezasını öngören ve çeke itibar kazandıracak karekodlu çek sisteminin zorunlu olmasını sağlayacak düzenlemeler yaptıklarını da hatırlatan Tüfenkci, “Alacaklılar, şeffaflık ilkesi doğrultusunda edindikleri bilgilere göre, çeki kabule kendileri karar verebilmektedir. 31 Aralık 2016 tarihinden itibaren, kare kodlu çek sistemini hayata geçirdik. Ayrıca, borçlunun menfaatlerini gözeten ve alacaklıların menfaatlerini dikkate almayan iflas erteleme kurumunu, iflas erteleme uygulamasında alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesini sağlayacak şekilde yeniden düzenledik. Tacirlerimizin işe başlama süreçlerini kolaylaştırmak ve maliyetlerini azaltmak amacıyla önemli kolaylıklar getirdik. Böylece, hem şirket kuruluş ve tasfiye süreci kısaltıldı, hem de maliyetler önemli ölçüde azaltıldı” diye konuştu.

Ürün ihtisas borsası kuruluyor

 

Lisanslı depolarda muhafaza edilen tarım ürünlerini temsil eden elektronik ürün senetlerinin işlem göreceği, uluslararası düzeyde faaliyet gösterecek Ürün İhtisas Borsası’nın kuruluşunun Bakanlar Kurulunda imzaya açıldığını da sözlerine ekleyen Tüfenkci, şöyle dedi:
“Ülkemizin tarım ürünleri piyasalarının ve sermaye piyasalarının önde gelen kuruluşları, bankaları Ürün İhtisas Borsası için güçlerini birleştirdi. Ürün İhtisas Borsasının faaliyete geçmesi ile birlikte;
elektronik ürün senetlerinin alım ve satımı tamamen elektronik ortamda hızlı ve güvenilir biçimde tek bir platformda yapılacak. Çok sayıda alıcı ve satıcının bulunduğu gelişmiş bir tarım ürünleri piyasası oluşacak. Tarım ürünleri piyasamızın daha gelişmesi, ülkemizin bölgemizdeki tarım ürünleri ticaretinin merkezi haline gelmesi ve dünya tarım ürünleri piyasasında daha etkin rol alması sağlanacak.
Lisanslı depoculuk sistemine yönelik yeni teşvikleri hayata geçiriyoruz. Üreticilerin ürünlerini lisanslı depolara getirebilmeleri ve ürünlerini daha uzun süre lisanslı depolarda depolayabilmelerini sağlamak istiyoruz. Bu kapsamda, ürünlerini lisanslı depolarda depolayan üreticilerin ve üretici birliklerinin lisanslı depo işletmelerine ödeyeceği depo kira ücretinin ve analiz ücretlerinin tamamı devlet tarafından karşılanacak. Böylece üreticilerimiz hiçbir masrafla karşılaşmadan, sıfır maliyetle ürünlerini lisanslı depolara getirebilecek. 5957 sayılı Hal Kanunu ile birlikte sektörde önemli dönüşümler yaşandı. Ancak biz bunları yeterli görmüyoruz. Özellikle, üretici örgütlerinin piyasada daha etkin olmasına, sebze ve meyve ticaretinde yaşanan ürün zayiatlarının minimuma indirilmesine ve üretici ile tüketici arasındaki fiyat farkının azaltılmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkemizdeki başarılı üretici örgütü uygulamalarını yakından takip ediyoruz. Üretici örgütlerine ilişkin bir model oluşturmayı ve bu modeli tüm ülkemizde yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda, üretici örgütlerine yönelik vergi avantajları da dâhil olmak üzere bir takım teşvik mekanizmalarını hayata geçirmeyi planlıyoruz. Ürün bazında değişiklik göstermekle birlikte, üretilen sebze ve meyvelerin yaklaşık yüzde 25’i pazarlama aşamasında zayi oluyor. Bu oranı minimuma çekmek adına önümüzdeki günlerde, ürünlerin nakliyesinde soğuk zincir uygulamasının yaygınlaştırılması ve depolama imkânlarının iyileştirilmesi amacıyla çeşitli teşvik ve destek mekanizmalarını devreye almayı planlıyoruz.”

“15 Temmuz basit bir şey değildi”

 

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ise Başbakan Binali Yıldırım’ın selamlarını ileterek, “Bir anda o hain örgüt, milleti yok etmek ve tüm kazanımlarını yok etmek için uçaklarla gökleri yardı. Hala tozu dumanı bu ülkenin üzerinden dolaştığı için bazı şeyleri anlatamıyoruz. Geldiğimiz noktada önemli teşvikleri hayata geçiren ülke konumuna geldik. 1990’da Berlin duvarının yıkılmasıyla dünya çok farklı bir yere geldi. Dünyada yeni düzeni kuran artık tek bir kalem var, o da ekonomidir. Bu dönemden 2002’ye kadar dünyanın saati hızla dönerken, bizim saatimiz durdu. Bütün Türkiye’nin yaşadığı sıkıntıların altında yatan rol, bu hastalıkları getirdi. Burnu hafif suyun üstünde kalsın, istediklerinde batırsınlar istiyorlar. Bu sistem, Türkiye’ye biçilen rol, Türkiye’nin hayrına olan işlerde fren çekti. Türkiye durdu ve geriledi. Dünya inanılmaz büyürken, Türkiye koalisyonlara mahkum edildi. 2001’de Türkiye’de hepimizin bildiği anayasa kitapçığı faizleri çok arttırdı. Türkiye bugün o günleri yaşamamış olsaydı, iki tane net kemiksiz bütçesi olacaktı. Türkiye bugün 16. ekonomi ya, Türkiye dünyanın 13-14’üncü büyük ekonomisi olacaktı, sırf bunları yaşamasaydık. Türkiye’ye kurgulanan bu sistem, Türkiye’ye verdikleri zararlar çok büyük. Bunları biz bir yerde para basarak ödemedik. Bunlara bu millet katlandı. Onun için bugünkü konuşulan bir siyasi parti meselesi değildir. Bu mesele sizin meselenizdir. İstiklal ve istikbal meselesidir. Bu yeni sistemin içerisinde 2019 yapılacak seçimlerde ‘AK Parti yüzde 10 önde başlar diye bir şey mi var?’ Bu ülke artık yüreği ağzında seçime gitmesin. Bu sistemin diğer bir faydası şu, asıl sıkıntı bu siyasette uzlaşma ve kapsayıcılık gündeme gelecek. Bu bir milli meseledir. Türkiye’de yazılan ve oynatılan senaryonun değişmesidir. Evet bundan sonra Türkiye çok başka bir noktaya gelecek. Türkiye 35 milyar dolarlık ihracattan 135 milyar dolarlık ihracata vardı. Türkiye çok başka bir noktaya geldi. Türkiye IMF’den gönderilen memurlar tarafından yönetilseydi, 100 liralık verginin 87 lirasını faiz olarak ödeseydi sıkıntı olmazdı. Türkiye ne zaman dünya hava trafiğini değiştiren 3. havaalanı inşaatını başlattı, ne zaman Kanal İstanbul dedi, ne zaman ezberleri bozduysa, Gezi, 17-25 Aralık ve diğerleri yaşandı. 15 Temmuz basit bir şey değildi. 15 Temmuz’da bu ülke bir işgal girişimini engelledi ve demokrasi devrimini ortaya koydu” diye konuştu.

“Herkes yaptığının bedelini ödeyecek”

 

Alman Dergisinin 23 Temmuz günü devasa bir kapakla haber yaptığını da hatırlatan Zeybekci, “23 Temmuz kapağında Türk bayrağı önünde tel örgülü fotoğrafla ‘bir zamanlar demokrasi vardı’ yazılmış. Darbe girişimi başarılı olsaydı, Türkiye’de demokrasi mi olacaktı? Bilelim diye söylüyorum. Darbenin arkasında kim varsa, bunların da arkasında bunlar var. Sonra Avrupa ülkelerinde hareketlenmeler oldu. Bunlar da darbe girişiminin devamıdır. Türkiye’nin AB’nin birçok ülkesiyle iyi ilişkiler içerisinde olmasını istemiyorlar. Bunlar bir tuzaktır. Yaşananlarla ilgili dikkatli olmak lazım. Benim bir bakanımı, vatandaşımı atı itiyle saldırıp zulüm yapan, bir bakanıma ahlaksız parmak sallatanlardan da hesabını mutlaka soracağız. Bunun çıkışı yok, her kes yaptığının bedelini ödeyecek. Gereğini sonuna kadar yapacağız. Türkiye mutlaka hedefine ulaşacak. Anadolu coğrafya zayıfların coğrafyası değil. Bu coğrafyada kalmak istiyorsak, etrafımızı temizlemek gerektiğini de biliyoruz” şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından, toplantı basına kapalı devam etti.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —