Tarih: 17.12.2020 09:35

Urartu Göz uzmanlarından gözyaşı kanalı tıkanıklığı uyarısı

Facebook Twitter Linked-in

Van’da Urartu Göz uzmanları, doğumsal nazolakrimal kanal tıkanıklığı olarak da bilinen gözyaşı kanalı tıkanıklığının yeni doğanlarda yüzde 1 ila 6 oranlarında görüldüğünü söyledi.

Doğumsal veya gelişimsel lakrimal hastalıklar içinde en sık görüleninin gözyaşı kanalı tıkanıklığı olduğunu dile getiren uzmanlar, bunun yeni doğanlarda yüzde 1’den 6’ya kadar varan oranlarda görüldüğünü söylediler. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Urartu Göz uzmanlarından Operatör Dr. Kemran Gök, nazolakrimal kanalın alt ucunda valv şeklindeki bir oluşumun, lakrimal drenaj sisteminin kanal oluşumundaki son parçası olduğunu ifade ederek, bunun tam açılmasının çoğunlukla doğumla birlikte veya doğumdan sonra gerçekleştiğini söyledi. Kanalın buruna açılma yerine membran denilen zarda tıkanıklık, kanalizasyonun tamamlanamaması sonucu olup en sık tıkanma nedeni olduğuna dikkat çeken Gök, “Mukus veya iltihap da tıkanıklığa sebep olabilir. Nadiren nazolakrimal kanal yanlış yönlenebilir ve kemik kanal tam gelişmediyse kemik tıkanıklığı da olabilir. Epifora dediğimiz gözde sürekli sulanmanın olması kirpiklerin bir araya gelip yapışmasına neden olur. Doğumdan birkaç hafta sonra gözyaşı yapımının başlaması ile ortaya çıkan sulanma, alt kapak üzerinde gözyaşı göllenmesi ve kese bölgesine basıldığında mukopürülan sıvının göze reflüsü tipik semptomlardır. Gözyaşı kapak kenarına yayılır ve sulu göz görünümü ortaya çıkar. Tanı için floressein ile yapılan boya kaybolma testi uygulanır. Olguların büyük bir kısmında, ilk 1 yaş içinde drenaj sistemi çoğunlukla masaj veya nadiren de kendiliğinden açılabilir. 1 yaşından itibaren masaj veya kendi kendine açılma oranı çok düşüktür” dedi.

Doğumsal nazolakrimal kanal tıkanıklığının doğal seyri ve uygun tedavisi hakkında hala bir fikir birliğine varılamadığının altını çizen Gök, “Pek çok yazar hastalığın ilk 8-12 ay içinde masaj ile yüzde 90’ın üzerinde bir oranda düzeleceğini belirtmektedir. Lakrimal kese bölgesine, pürülan iltihabi bir akıntı varsa topikal bir antibiyotik ile birlikte masaj uygulanarak takip edilen hastalarda yüzde 85-90 oranında iyileşme görülebilmektedir. Masaj tamamen gözde kapakların birleştiği iç bölgeye uygulanmalıdır. Buradan burun köküne kadar ilerlemek gerekir. Ancak masaj tedavisine rağmen sulanma ve çapaklanmanın devam etmesi basınçlı lavaj ve sonda uygulama dediğimiz bir işlem gerektirir. Bu aşamada verilmesi gereken karar tıbbi tedaviye ne kadar devam edileceği ya da hangi yaşa kadar beklenmesi gerektiğidir. Uzun süren çapaklanma, yaşarma ve enfeksiyon çocuğa ve aileye huzursuzluk veriyorsa, 6 aylıkken bile sonda uygulaması önerilebilir. 6’ncı aya kadar poliklinik şartlarında yapılan sonda genel anestezi gerekmeyebilir. Ancak çoğunlukla, kendiliğinden açılma ihtimali fazla olduğundan 1 yaşına kadar bekleyerek, genel anestezi altında sonda uygulamasının daha rahat ve güvenli olduğu bildirilmektedir” ifadelerini kullandı.

Gecikilmesi durumunda sondalamanın başarı oranının azaldığını dile getiren Dr. Gök, “Genel anestezi altında kanalda tıkanıklığa sebep olan zar dediğimiz membran açılır. İşlemden sonra steroid ve antibiyotik damlalar günde 4 kez kullanılır. Eğer 6-8 hafta sonra düzelme görülmezse, sondalama tekrarı planlanır. 2 yaşın üzerinde başarı oranı düşmektedir. Bu nedenle ailelerin bu konuda geç kalmamalarını tavsiye ediyoruz” diye konuştu.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —