Tarih: 19.08.2024 13:05

Van TSO, Vergilendirmede Adalet Çağrısı Yaptı: 'Yeni Düzenlemeler Şart!'

Facebook Twitter Linked-in

Van Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Yönetim Kurulu, kamuoyuna yaptığı basın açıklaması ile vergilendirme politikalarının yeniden değerlendirilmesini talep etti. Vergi sisteminin adil bir şekilde mükellefleri gözeterek çözümler üretmesinin önemi vurgulandı.

VERGİLENDİRME POLİTİKALARI MASADA

Van TSO Başkanı Necdet Takva'nın liderliğinde, oda yönetimi bu önemli konunun altını çizerek hükümetten adımlar atmasını bekliyor. Kurum tarafından yapılan açıklamada, KOBİ'ler başta olmak üzere tüccar ve sanayicilerin karşılaştığı finansal zorluklara ve artan maliyetlere dikkat çekildi.

ENFLASYON MUHASEBESİ KAYGISI

Duyurulan bir kararla bu ay uygulanan enflasyon muhasebesinin özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) için haksız bir vergi yükü oluşturacağı ifade edildi. Yeniden değerlendirme nedeniyle fiyatları artan mal ve hizmetler, işletmelerin kâr elde ettiği yanılsamasına yol açıyor. Ancak gerçekte, işletmeler mevcut sermayelerini korumakta zorlanıyor ve finansmana erişimde sorunlar yaşıyor.

ANAYASA İLKELERİNE AYKIRILIK VURGUSU

Van TSO'nun açıklamasında Anayasamızda belirtilen "Vergi Mali Güce Göre Ödenir" ilkesine aykırı sonuçlar doğurabilecek uygulamalar hakkında endişeler dile getirildi. Ön ödeme gibi yapılan bu vergilendirme sistemi, gelecekte elde edilmesi garanti olmayan gelirlere bugünden vergi yükü bindiriyor.

İŞLETMELER ÜZERİNDE BASKI VE SONUÇLARI

Ekonomik baskıların ve vergi yükümlülüklerinin işletmeler üzerinde olumsuz etkileri, hatta bazı firmaların batışına kadar gidebilecek sonuçlar doğurabileceğinden kaygı duyulduğu belirtildi. Başkan Takva ve yönetim kurulu, vergilendirme politikalarının ekonomik anlamda sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

VAN TSO AÇIKLAMASI

Van TSO tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

“Hükümetimiz tarafından uygulanmakta olan Orta Vadeli Program (OVP), toplumun her kesiminin fedakarlığıyla ilerlerken, KOBİ’lerimiz başta olmak üzere tüccar ve sanayicilerimiz finansal zorluklarla, yükselen maliyetlerle, giderek zorlaşan rekabet koşullarıyla ve istihdam ortamının zorlayıcı faktörleriyle büyük bir mücadele vermektedir. Böylesine zorlu bir süreç yaşanırken, Ağustos ayı içerisinde yayınlanan bir kararla bu ay uygulanan enflasyon muhasebesi haksız bir vergi oluşturacaktır. 

KOBİ’lerin ve sanayicilerimizin enflasyon muhasebesinin oluşturacağı bu haksız vergiyi yüklenecek durumu ve imkanı bulunmamaktadır. Hepimiz biliyoruz ki vergi bir vatandaşlık görevidir. Ödenen vergiler hizmet olarak vatandaşlara geri döner. Ekonomik büyümeyi, istihdamı teşvik eder. Ancak mükellef odaklı çözüm üreten, mükellefin de haklarını gözeten, vergiyi adil bir şekilde toplayan bir vergi sistemine ihtiyaç duyulmaktadır. 

5 Sene önce 1 Milyon liraya alınan bir araç veya gayrimenkul bugün 8-10 milyon lira değerinde. Aradaki farkın kazanç olarak görülüp, vergilendirilmesi şirketleri kazanmadığı paranın vergisini ödemek zorunda bırakacaktır. Bir gelir ve kazanca ulaşmadan, adeta bir varlık değerlendirmesi vergisi adı altında enflasyon muhasebesinin uygulanacak olması, vergi prensipleri ile uyuşmamaktadır. Enflasyon nedeniyle artan fiyatlarla işletmeler kâr elde ediyormuş gibi görünmektedir. 

Tüccarımız, sanayicimiz sattığı malı aynı fiyattan yerine koyamamakta, sermayesi her geçen gün erimeye devam etmektedir. Bununla beraber finansmana erişim imkanız hale gelmiştir. Enflasyon muhasebesinin işletmenin enflasyon karşısında mağdur olmasının önüne geçecek bir unsur olması beklenirken, değerleme artışlarının mali kâr olarak vergilendirilmesinin, işletmeler için kazanmadığı paranın vergisini ödemek gibi bir sorun oluşturacaktır. Bu haliyle enflasyon düzeltmesini uygulamak Anayasa’daki “Vergi Mali Güce Göre Ödenir” ilkesine aykırı sonuç doğurmaktadır. Gelecekte elde edilip edilmeyeceği belli olmayan bir gelir, değerleme suretiyle bugün peşin olarak vergilenmiş olmaktadır. İş dünyasının temel gerçeklerinden biri olan “Sermaye Yetersizliği” nedeniyle borçlanan işletmeler, düzeltme sonucunda enflasyondan kazançlı çıktığı kabulüyle ek vergiye tabi tutulmaktadır. 

Gayri faal işletmeler aktifindeki varlıklar nedeniyle kazanç elde etmiş kabul edilerek yıllarca vergi ödemek durumuyla karşı karşıya kalmaktadır. İşletmelerin aktifinde yatırım amaçlı tutulan arsa değerlenerek kazanç elde edildiği kabul edilerek vergilendirilmektedir. Ödenmesi gereken vergi, gelir ya da kurumlar vergisi olmaktan çıkarak servet vergisi haline dönüşmektedir. Sonuç olarak; vergi ödeme gücü olmayan mükelleflere bu tür bir yaklaşımla baskı oluşturmak, ekonomik anlamda bazı firmaların batmasına veya ciddi anlamda sıkıntılar yaşanmasına neden olacaktır. Bu tür vergilendirme politikalarının yeniden gözden geçirilmesi ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından daha uygun çözümler bulunması gerekmektedir”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —