Van Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası tarafından ’ekonomi’ konulu söyleşi düzenlendi.
Odada düzenlenen etkinlikte açılış konuşmasını yapan Van SMMMO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Şahin, 2018 yılında doların yükselmesiyle birlikte ülkemizdeki ekonomik darboğazın belli bir aşamaya geldiğini söyledi. Bu ekonomik darboğazdan hep birlikte çıkmayı arzu ettiklerini dile getiren Şahin, dünya ve Türkiye’nin ekonomik gelişmesinden Van’ın da pay aldığını kaydetti. Şahin, “Van depremle birlikte ciddi anlamda bir borç altına girdi. 30 ay bir borçlanmayla baş başa kaldı. Van, bunu kaldıramaz dedik ve nihayetinde biriken borçlar, 30 taksit yani 5 yıllık bir borçlanmayla geri dönüşümünün sağlanacağı ifade edildi. Yine ilimiz tarım, hayvancılık, sanayi ve ihracatına baktığımız zaman, en geri illerden biri olduğumuzu belirtebiliriz. Genç bir nüfusa sahip olmamıza rağmen, ilimizde buna paralel olarak ekonomide sanayi hamlesi yok. Tarım çok geride kaldı” dedi.
Hükümet yetkililerine de seslenen İbrahim Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Odalar çok önemli. Biz hiçbir partinin arka bahçesi değiliz ama toplumu ilgilendiren önemli sorunlara da değinmek zorundayız. Bugün çiftçiler ürettiği malı satamaz duruma gelmiştir. Çiftçiyi desteklemek adına maliyet girdilerinin azaltılması gerektiğini düşünüyoruz. Yine hayvancılık, bölgemizin olmazsa olmazlarındandır. Bu konuda da hayvan yetiştiricilerine destek olma adına maliyet girdilerini azaltabilir. İlimizde çok az sayıda fabrikamız var. Daha çok sanayi yatırımlarının yapılmasını arzu ediyoruz.”
Programa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Mithat Melen ise Türkiye’nin; tarihinin en sıkıntılı ve en önemli dönemine girdiğini belirterek, “Türkiye bunları yaşadı, ama bu sefer önümüzdeki sıkıntı, bundan önceki ekonomik meselelerde olduğu gibi sadece bir bankacılık finans sektörü sıkıntısı değildir. Reel sektör sıkıntısıdır. Zaten az üreten çok tüketen bir ülke. Reel sektördeki yavaşlamayla ciddi bir döneme girdi. Hazırlıklı olmamız gerektiren bir dönem. Şansızlığımız; dünya da Türkiye ile birlikte yavaşladığı bir dönemdedir. Yani dünya da aynı hızla gitmiyor” dedi.
Türkiye’de üç önemli noktanın olduğunu vurgulayan Melen, “Birincisi 85 milyona yaklaşan bir nüfus. Yani günde bir ekmek üretseniz 85 milyon ekmek demek. İkincisi ekonomi yapımızın değişmesi gerekiyor. Şu anda Türkiye ekonomisinin yüzde 80’i hizmet sektörü, yüzde 20’si ise tarım ve sanayidir. Demek Türkiye’de üretim az, üretemiyoruz. Ama o hizmet sektörünün yüzde 80’inin de katma değeri yüksek mal ve hizmeti üretmediği görülüyor. Yani katma değeri yüksek mal ve hizmet üretmek için ciddi bir eğitim düzeyine ihtiyaç var. Türkiye’de kişi başına düşen okuma yılı 6 yıldır. Dünya Bankası diyor ki kişi başına düşen 10 bin dolar geliri geçmek için kişi başına düşen okuma yılının minimum 10 yıl olması lazım. Bunun yanında katma değeri yüksek mal ve hizmet üretebilmek için kişi başına düşen okuma yılı 11-12 yılı geçmesi lazımdır” diye konuştu.
Program, plaket töreni ile sona erdi.