Rus bilim insanlarının izinsiz bitki türü keşfettiği iddiası

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Eğitim Fakültesi Biyoloji Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi Mehmet Fırat, Rus bilim insanlarının Hakkari’de izinsiz araştırma yaparak yeni bir bitki türü keşfettiklerini ileri sürdü.

Van Haberleri 16.01.2018 09:03:09 0
Rus bilim insanlarının izinsiz bitki türü keşfettiği iddiası
Tarih: 01.01.0001 00:00

Türkiye’nin Doğu, Güneydoğu, Akdeniz ve İç Anadolu bölgelerinde bitki örnekleri toplayarak yeni keşiflere imza atan ünlü botanikçi Araştırma Görevlisi Mehmet Fırat, Rus bilim insanlarının 2014 yılında Hakkari’de izinsiz araştırma yaparak, ülkelerine götürdükleri bir bitkiyi yeni bir tür olarak adlandırdıklarını belirtti. Yabancı bilim insanlarının Türkiye’de izinsiz araştırma yapmalarının doğru olmadığını ifade eden ünlü botanikçi Fırat, keşfedilen bitkilerin milli değer olduğunu söyledi. Fırat, yeni türün yabancı ülkelerde yayınlandığında, o ülkelerin herbaryumlarına (bitki müzelerin) konulduğunu ifade etti. Yeni yayınlanan "Rhabdosciadium anatolyi" bitki türünün de ülkemizde yetişmesine rağmen bitkiyle ilgili ilerde yapılacak bir çalışma için Rusya’ya gidip o bitkinin örneğinin bulunduğu herbaryuma bakılması gerektiğini söyleyen Fırat, aynı bitki üzerinde kendisinin de çalışma yaptığını ve yakın zamanda yeni tür olarak yayınlamayı düşündüğünü dile getirdi.
 

Rus bilim insanlarının yayınından dolayı emek verdiği yayınını geri çekmek zorunda kaldığını belirten ünlü botanikçi Fırat, kendisinin yayınlatması dahilinde bitkiye Hakkari’nin adını vereceğine dikkat çekti. Ünlü botanikçi Fırat, “Yakın geçmişte Türkiye’den bir tane yeni bitki türü yayınlandı. Bu bitkiyi 2013-2014 yılında ben de topladım. Bunu yeni bir tür olarak bizler de yayınlayacaktık. Hatta ‘Rhabdosciadium hakkariensis’ adını verecektik. Fakat bizden önce Rus bilim insanları yayınladığı için biz yayınımızı geri çektik. Benim meslektaşım bir botanikçi ile böcekler üzerinde araştırma yapan iki Rus bilim insanı, Hakkari’nin 20 kilometre doğusunda bulunan Oğul bölgesinde araştırma yapmışlar. Oraya nasıl gitmişler onu da bilmiyorum. 2 hafta önce de bunu moleküler analizler sonucunda yeni tür olduğuna karar verdiler ve yanındaki entomoloğun adını verdiler. Ülkemizde keşfedilen bitkiye ‘Rhabdosciadium anatolyi’ şeklinde adlandırdılar” dedi.

“Bunlar milli değerlerdir”
 

Konunun ivedilikle araştırılması gerektiğini talep eden Fırat, “İçişleri Bakanlığından izin alınması ve protokollerin imzalanması gerekiyor. Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü veya Orman ve Su İşleri Bakanlığından resmi bir prosedür vardır. Bu kişiler nasıl geldi? Protokol yapıldı mı? Protokol yapıldıysa neden toplayıcılar arasında bir Türk bilim insanının adı yok? Fakat bunu onlar yaptı mı, yapmadı mı bilmiyorum. Eğer kaçak gelmişlerse, güvenlik güçleri onları bu bölgeye nasıl soktu? Çünkü biz oralara gidemiyoruz. Kaçak gelmemişlerse kimlerle gittiler? Özellikle son yıllarda Hakkari’de rehberlik adı altında bilinçsizce insanları dolaştıran kişiler var. Bunlar milli değerlerdir. Ben bu bitkiyi yayınlamış olsaydım Hakkari’nin adını vermiş olacaktım veyahut bu ülkedeki bir değerin adını verecektim. İzin alınmış olsaydı muhtemelen bizim de haberimiz olurdu” diye konuştu.

“Yabancılar ülkemizdeki bitkiyi çoğaltıp yüksek maliyetlerle bize satıyorlar”
 

Türk bilim insanları olarak yabancı ülkelerde rahatlıkla araştırma yapamadıklarını iddia eden Fırat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplayıcılar arasında bir Türk bilim insanının yanlarında olması lazımdı. Bakanlık yetkililerinin bu konuyu araştırmaları gerekiyor. Ülkemizdeki bir bitki için ilerde bir çalışma yapmak istediğimiz zaman Rusya’ya gidip o bitkinin herbaryumuna bakıp öyle geleceğiz. Elbette yabancılar bizim ülkemizde, bizler de yabancıların ülkesinde araştırma yapmalıyız. Ancak 2005 yılında Avusturya’ya gitmiştim. Parkta bir tane papatya koparmıştım. Gümrükte onu bırakıp öyle geçmemi istediler. Bence bu olay araştırmalıdır. Sebebi de şudur; yabancılar yıllardır ülkemizde elini kolunu sallayarak kimisi kelebek, kimisi bitki kaçırarak kendi ülkelerine gördüler. Sonra kendi ülkelerinde çoğaltıp çok yüksek maliyetlerle bize geri sattılar.”