Tarih: 05.09.2018 12:32

Prof. Dr. Aslan'dan üreticileri ve tüketicileri rahatlatan açıklama

Facebook Twitter Linked-in

Son günlerde ülkemizde yeniden ortaya çıkan şarbon tehlikesi üzerine vatandaşlarda oluşan tedirginlik had safhaya çıktı. Kurban Bayramı’yla birlikte ülkeye giriş yapan ithal hayvanlardan sonra gündeme gelen şarbon hastalığı, bazı illerde de baş gösterdi. 


İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Van Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Prof. Dr. Lokman Aslan, şarbonun basite alınacak bir hastalık olmadığını, ancak koruma tedbirleriyle birlikte bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu sorunla baş edileceğini belirtti. Özellikle veteriner hekimlere büyük görev düştüğünü hatırlatan Prof. Dr. Lokman Aslan, milli seferberlik halinde tek sağlık çatısı altında çevreyi, hayvanları ve insanları korumak için kurulan bir grubun belirli şekilde çalışmalara devam etmesi gerektiğine dikkat çekti. 

 

“Şarbon çok tehlikeli bir hastalıktır” 


Dünya Sağlık Örgütüne göre dünyada hayvandan insana geçen ve ‘zoonoz’ hastalıkları olarak adlandırılan 250 farklı hastalığın var olduğuna işaret eden Prof. Dr. Aslan, “Hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklara biz zoonoz hastalıkları diyoruz. Şarbon hastalığıysa bacillus anthracis mikrobuna bağlı bir hastalıktır. Yöremizde ise tek tük olarak görülür ve ihbarı yapılırdı. Yalnız bu bir şap hastalığı gibi yaygın bir şekilde yayılmadığı için çok gündeme gelmemekteydi. Şarbon çok tehlikeli bir hastalıktır. Yalnız önlem alındığı zaman çok da korkulacak bir hastalık değildir. Bu sadece bizim ülkemizde değil, bütün dünyada görülmüş ve tedbirleri alındığı için yok edilmiş, bazı ülkelerde ise tamamen ortadan kaldırılmış, bazı ülkelerde de kaldırılmak üzeredir. Çünkü bacillus anthracis mikrobu 30-40 yıl yaşayan bir bakteridir” diye konuştu. 

 

“Bilinçsiz kesimler şarbonu yaydı” 


Kurban Bayramı’ndan dolayı yapılan bilinçsiz kesimlerin şarbon hastalığını gündeme getirdiğini dile getiren Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü: 


“Kurban Bayramı nedeniyle birçok hayvan şehir, bölge ve hatta ülke değiştirdi. Ülkemize de bazı ülkelerden hayvanlar getirildi. Getirilen hayvanlara bazı bölgelerde aşılanma yapılırken, bazı bölgelerde yapılmadı. İnsanlar da bilinçsiz kesimler yaptığı için bu yayıldı. Veteriner kontrolünde, mezbahalarda kesilirse daha çabuk önlem alınır. Kasap olmayan vatandaşların buna muhatap olmasıyla bu hastalık gündeme geldi.” 

 

“Bölgemizden giden hayvanlarda görülmedi” 


Bölgede şarbon vakasıyla ilgili herhangi bir aksi duruma rastlanmadığına dikkat çeken Aslan, Kurban Bayramı dolayısıyla bölgeden giden hayvanlarda şarbon vakasının görülmediğini kaydetti. Aslan, “Burada önemli olan hastalığın çıkması değil. Bundan sonraki tedbirlerin alınmasıdır. Tedbirler alındığı zaman yavaş yavaş kontrol edilecektir. Bu sene bölgemizden giden hayvanlarda görülmedi. Bu bölgede az sayıda rastlanmaktadır. Yalnız bir bölgeyi bitirmekle bu hastalığı ortadan kaldıramazsınız. Bölgemizde şarbon hastalığından korkulacak bir durum yok. Kurban Bayramı’nda ihbarlar da olmadı. Ancak daha önce veteriner hekim arkadaşların veya bizim tespit ettiğimiz hem koyunlarda, hem de ineklerde şarbona rastlandı ve koruyucu tedbirleri alındı. Herhangi bir aksi duruma rastlanmadı” şeklinde konuştu. 

 

“Basite alınacak bir durum değil” 


Şarbonun basite alınacak bir durum olmadığını, ancak gerekli önlemler alındığı takdirde korkulacak bir durum da olmadığını sözlerine ekleyen Aslan, şunları kaydetti. 


“Şarbon hastalığı koyunlarda, keçilerde, toynaklı hayvanlarda, yani çift tırnaklı olan hayvanlarda sıkça görülebilmekte ve insanlara da temas halinde bulaşmaktadır. İnsandan insana bulaşan bir hastalık değil. Son zamanlar da kuş gribi gibi korkulacak, insandan insana bulaşan bir hastalık değildir. Ama hem sindirim yoluyla, hem solunum yoluyla, hem de deri yoluyla insanlara bulaşabiliyor. Bulaştığı zaman da sindirim ve solunum yolunda bu ölümle sonuçlanıyor. Deride olanlar deri göründüğü için çabuk tedavi edilebiliyor. Eğer onda geç kalınırsa ölümle sonuçlanabiliyor. Basite alınacak bir durum değil, ama önlemleri alındığı zaman bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu sorunla baş edilecektir. Burada veteriner hekimlere ve görevli insanlara çok büyük görev düşmektedir.” 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —