Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, bu yıl kış ayındaki yağışların aldatmaması gerektiğini belirterek, “Gerçekleşen buharlaşma, düşen yağıştan çok daha fazla. Van Gölü’ndeki çekilme geriye doğru devam edecektir” dedi.
Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, 2021 yılında küresel iklim değişikliğinin etkisiyle büyük ölçüde su kaybı yaşadı. ABD Havacılık ve Uzay Ajansı’nın (NASA) düzenlediği fotoğraf yarışmasıyla adını dünyaya duyuran Van Gölü, son yıllarda ise kuraklıkla gündeme geldi. Geçtiğimiz 2021 yılına oranla 2022 yılının kış aylarının bol yağışlı geçmesi ise Van Gölü’nün seviye kaybı için umut olabileceği düşünülüyor. Ancak uzmanlar kış ayının yağışlı olmasının aldatmaması gerektiğini bildirerek, küresel iklim değişikliğinden dolayı yaz aylarının ciddi kuraklıkla sonuçlanabileceğini belirtiyor.
“Buharlaşma, düşen yağıştan çok daha fazla”
İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, 2022 yılı yağışlar açısından iyi bir yıl olarak başladığını anımsattı. Buharlaşmanın düşen yağışa oranla daha fazla olduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Kar şeklinde düşen yağışlar, önümüzdeki sezon boyunca da başta barajların ihtiyaç duyduğu suyu ve son yıllarda sürekli seviye kaybeden Van Gölü’nün su seviyesini de olumlu yönde etkileyecektir. Ancak şunu beklemeyelim; düşen yağışların Van Gölü’nü tekrar yükselteceğini ve geriye gidişlerin telafi edileceği şeklinde bir yanılgıya düşürmesin. Çünkü havzada gerçekleşen buharlaşma, düşen yağıştan çok daha fazladır” diye konuştu.
“Tahminler anlamını yitiriyor”
İklim değişikliğiyle birlikte geçmişte alışık olunan tahminlerin anlamını yitirdiğine dikkat çeken Alaeddinoğlu, “İklim değişti ve öngörülemez birçok şey karşımıza çıkacaktır. Bugün kar yağışı olarak karşımıza çıkan şey, yazın belki çok ciddi kuraklıkla sonuçlanabilir ya da bahar aylarında çok ciddi sağanaklarla da karşılaşılabilir. Aslında bunların tamamı iklim değişikliğinin bir sonucudur. Kaldı ki 2021 yılı bize bunu çok iyi gösterdi. Dünya giderek ısınıyor. Bu ısınmaya bağlı olarak sıcaklıklardaki bir-iki derecelik artış, iklimde ekstremlere neden olur. Yani aşırı sıcaklıkların görülmesine, aşırı yağışların ve aşırı soğukların görülmesine neden olur. Dolayısıyla bütün bunlar olumlu durumlar değildir. Aksine olumsuz olarak ifade edeceğimiz durumlardır. Van Gölü Havzası da bundan nasibini alıyor. Geleceğe ilişkin su kayıplarına ilişkin öngörüler yeniden tanımlanacaktır” şeklinde konuştu.
“Van Gölü için çekilme durmayacak”
Van Gölü’ndeki çekilmenin geriye doğru devam edeceğini ve bu yağışların aldatmaması gerektiğini söyleyen Alaeddinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yağışlar Van Gölü’ndeki seviye değişimini pozitif yönde etkilediğini gösteren henüz bir bulgu yok. Ancak dünyanın ısındığını biliyoruz. Daha da ısınmanın karşılığı daha fazla buharlaşmadır. Dolayısıyla Van Gölü bu buharlaşamadan nasibini alacaktır. Göl seviyesi de giderek çekilecektir. Ama bu çekilmenin hızı sadece yavaşlayacaktır. Bu yıl düşen bu yağışlar belki buna neden olacak. Gölde radikal bir değişiklik beklemiyoruz. Kar suları göldeki seviye artışlarına neden olmaz. Bunun olabilmesi için uzun yıllar bu şekilde kar yağışların daha yüksek oranda düşmesi, yağmurun daha yüksek oradan düşmesi ve ısınmanın da nispeten azalması gerekiyor. Ancak şu an buna ilişkin bir bulgu yok. İklim değişikliği zaten bunu elimizden alıyor. Bunu ölçmek eskisi kadar kolay değil ve oldukça zordur. Bütün bunlara ilişkin somut bulgular ortaya koymak için çok ciddi araştırmaların ve çalışmaların yapılması gerekiyor.”