Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, önceki yönetimlerin hizmet yapmadığını dile getirerek, “Çünkü niyet bozuk. İyi niyetle yola çıkarsanız, Allah da sizin yardımcınız olur. Niyet bozuksa hiçbir hizmet yapmazsınız” dedi.
Çeşitli toplantı ve açılış programları için Van’a gelen Bakan Özhaseki, Van Gölü’nde yaşanan kirliliğin önüne geçebilmek için hazırlanan "Van Merkez İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi" projesinin temel atma törenine katıldı. Tuşba ilçesindeki İskele Mahallesi’nde düzenlenen törende konuşan Özhaseki, Van Gölü’nün önlem alınmazsa bir süre sonra çamur ve balçık içinde kalacağını, kokudan etrafta oturulamayacak, terk edilen bir alan haline geleceğini ve temizlenmesinin teknik olarak mümkün olmayacağını söyledi. Bu nedenle cazibe merkezi olması için çaba gösterdikleri, turizmin incisi olarak gördükleri, gelecekte kalkınacak en önemli kent olarak karar verdikleri ve üzerinde ısrar ettikleri bir kentte bu yatırımın yapılmasının elzem olduğunu vurgulayan Özhaseki, 2 yıl içinde projenin tamamlanarak ve bütün kirli suların temizlenerek göle akıtılmasını diledi.
21 yıl Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığını ve ilk yılında yapmak istediği çalışmalardan birinin de arıtma tesisi olduğunu kaydeden Özhaseki, "Belediyeler bu işleri sevmez. Su, kanal hizmetleri başa beladır. Kolay kolay bu işi yapmazlar ama bir kent için elzem olan budur. Bir belediye başkanı vicdani sorumluluk taşıyorsa birinci derece yapması gereken; iş su, alt yapı arıtma tesisi işi. Avrupalılar bu iş için bize geldiklerinde işin formatında, para tarafında terslik vardı. Bize para veriyorlar, o zamanda ’biz sizin mekanik tesislerinize kredi veririz onu da bizden alırsanız veririz’ diyorlardı. İnşaata kredi vermeyeceklerdi. Sadece karbon gideren tesis çizmişlerdi, ama fosfat gideren üniteyi eklemezseniz denizde yeniden kirlilik başlar ve başa bela olur. Burada bunu yaşadık. Batılılar ’senden önceki başkanla anlaştık, protokol var bu bizim incilimiz’ dediler. Bende sizin inciliniz 4-5 kez değişilmiş. Bir kaç kere değişmeye alıştığınız bir kere daha değişelim. Eğer Kur’an deseydiniz ağzımı açamazdım. Öyle oldu. Bana 200 milyon mark o günkü parayla bedel gösteriyorlardı ben 48.7 milyon mark ile ihaleyi yaptım. Bu tecrübeden hareketle Van’ın atıksu arıtma tesisinin ileri biyolojik arıtma olması hususunda titizlik gösterdik ve bu günlere geldik" dedi.
Sanayi devrimiyle hızlı üretimin başladığını ve insanların kente göç etmeye başladığını anımsatan Özhaseki, bununla hızlı tüketimin artığını, insanların tabiatı kirletmeye başladığını kaydetti. Özhaseki, “Tabiatı kirletmeye başladık. Eko sistem bozuldu, iklim değişti. Yani Allah’ın denge üzerinde yarattığı evreni bizler kendi ellerimizle bozaya başladık. Eskiler hayat 4 şey üzerine kaimdir derlerdi. Hava, su, toprak ve ateş. bunlar varsa hayat var. Bunlar olmadan hayat olmaz. Bunları bozmamak lazım. Eğer Van Denizi’nde bu önlemi almasaydık; rengi, tadı bozulacaktı ve kokusuyla her tarafı rahatsız edecekti. Buralar yaşanmaz hale gelecekti” diye konuştu.
“Niyet bozuksa hiçbir hizmet yapmazsınız”
Arıtma tesisinin Van için en önemli yatırımlardan biri olduğunu ifade eden Özhaseki, “Özellikle kayyum atadığımız belediyelerde. Bölgeye çok gelen biri olarak söylüyorum, suların 15 günde bir aktığı, kanalizasyon hizmetlerinin verilmediği yerleri gördüğüm için söylüyorum. Neden buraya gelen arkadaşlarımız bunları düşünmezler ki. Çünkü niyet bozuk. İyi niyetle yola çıkarsanız, Allah da sizin yardımcınız olur. Niyet bozuksa hiçbir hizmet yapmazsınız. Kayyumlar atandığında mecliste eleştiri aldık. Seçimle gelen insanların yerine adam atanır mı. 21 yıl belediye başkanlığı yaptım ama benim suç işleme özgürlüğüm yok. Vatandaş hizmet için oy vermiştir. Kanun hizmet alanımı belirlemiştir. Bu alandaki işleri yapmakla görevliyim. Bunun dışında suç işlersem kanun yakamıza yapışmasın mı? Belediye başkanlarının, gazetecilerin, öğretim üyelerinin de yapışmasın, onlar suç mu işlesinler? Kimsenin suç işleme özgürlüğü yok” ifadelerini kullandı.
“Parayı devlet gönderiyor, efendiler bunlara taşeronlar vasıtasıyla dağa gönderiyor”
“Taşeronlarla adam doldurulmuşsa, yüksek ücretler verilerek el altından paralar kesilerek bir yerlere gönderiliyorsa en büyük suçtur, ihanettir” diyen Özhaseki, şöyle devam etti:
“4 yıl önce Patnos Belediyesinde sözleşme yapılır, geçici işçilere 6 bin 300, daimi işçilere 7 bin 500 lira. Parası varsa versin, zaten maaş dağıtacak para yok. Göstermelik. Ellerine bin lira harçlık, geriye kalanı dağa gönder. Seyir mi edelim? Yatırım bütçelerine bakıyoruz yüzde 0, 1, 2. Hiç bütçelerinde bir şey yok. Parayı devlet gönderiyor, efendiler bunlara taşeronlar vasıtasıyla dağa gönderiyor. Arka odalarında 3’lü komite oturuyor, vatandaştan nasıl racon keseceklerini hesaplıyorlar. Bunlara göz yumulmaz. Bu paralar yarın sana bana kurşun olarak dönüyorsa, huzurumuza, kardeşliğimize kurşun olarak dönüyorsa birileri gelir bunun hesabını sorar. Geldik ve soruyoruz. Bu ülkede huzur hakim olacak, kimse kötü günleri rüyalarında bile göremeyecekler. Bundan sonra bu niyetlerle belediyelerimizde hizmet etmeye devam edeceğiz.”
“Su fakiri bir ülkeyiz, o nedenle israf edemeyiz”
BM verilerine göre 2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyar olacağını kaydeden Özhaseki, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“7 milyar insan suya ulaşamayacak. Zaten şu anda bile 700 milyondan fazla insan bizim kirlettiğimiz daha sonra temizleyerek tabiata verdiğimiz suları kullanıyorlar. İnsanlar Türkiye’nin altı üstünü su sanıyorlar. Öyle değil, zengin bir ülke değiliz. Türkiye’de ne kadar ırmak, nehir, akarsa varsa bunların debisi Avrupa’daki Tuna Nehrinin yarısı kadardır. Su fakiri bir ülkeyiz, o nedenle israf edemeyiz. Bu konuda dikkatli olmamız lazım. O nedenle kimsenin farkında olmadığı bu hizmetin burada verilmesi gerekiyordu. Van Gölü’nün hakikaten önlem alınmazsa, bu güzelim denizimiz bir süre sonra çamur ve balçık içinde kalacak.”
Yapılan konuşmanın ardından Bakan Özhaseki ve beraberindekiler, birlikte butona basarak tesisin temelini attılar.