Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle İstanbul Üniversitesi adına İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar başkanlığında eski Van şehrinde yürütülen kazılarda heyecanlandıran belgeler gün yüzüne çıkarıldı. Çıkan belgeleri ile ilgili bilgi veren Doç. Dr. Erkan Konyar, “Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle İstanbul Üniversitesi adına yürüttüğümüz ve Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından desteklenen eski Van şehrindeki kazılarımız halen devam ediyor. Eski Van şehrinde tabii 18. ve 19. yüzyılın devlet kurumları, kamu yapıların üzerine daha çok arkeolojik kazılarımız devam etmekteydi. Bu süreçte dönemin adliye binasında kazma imkanımız oldu ve halen o alanda kazı çalışmalarımız devam ediyor. Kazılar sırasında açıkçası beklenmeyen bir buluntu gurubu ile karşılaştık. Çünkü bölge adliyesinin hemen hemen tüm arşivi kısmen yanmış olsa bile elimize geçti. Bu bizi heyecanlandıran bir bulguydu” dedi.
“Elimizde dönemin Van İstinaf Mahkemesi'nin binler sayılabilecek evrakları var”
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fuat Örenç ve Osmanlı tarihçisi Dr. Vural Genç tarafından bunların üzerinde çalıştığının altını çizen Doç. Dr. Erkan Konyar, “Van'da, Van adliyesi bir bölge adliyesi. Tabi dönemin sancak olduğunu düşündüğümüzde oldukça geniş bir bölgeye hitap ediyordu. Burası bir İstinaf Mahkemesi ve daha alt mahkemelerde var. Hamidiye Mahkemesi var. Yani askeri davalara bakan Hamidiye alaylarının özel davalarına bakan mahkemeler var. Ceza hukuk, ticaret mahkemesi, icra dairesi var. Şerri mahkeme var. Oldukça geniş yelpazeli bir evrak koleksiyonu elimizde var. Bunların içeriği de tahmin edersiniz ki dönemin demokratik popülasyon, siyasi yapısını dikkate aldığınızda oldukça renkli değişik davalar karşımıza çıkıyor. Burada tabi adli vakalardan bahsedebilirim daha çok. Adli vakalarda cinayet, hırsızlık, gasp gibi suçların nasıl incelendiğini, nasıl ifadelerin alındığına dair birçok evrak elimizde. Verilen cezalar, yargılama teknikleri, yani dediğim gibi bu evraklar okundukça bu ayrıntılar daha ortaya çıkacak. Ama elimizde dönemin Van İstinaf Mahkemesi'nin binler sayılabilecek ifade tutanakları, kararları, sorgu tutanakları var. Bu da olayı oldukça ilginç kılıyor bizim için” dedi.
“Adliye ağır bir yangın geçirdi maalesef”
Elde edilen evrakları çok büyük bir titizlikle ayırmaya çalıştıklarını ifade den Doç. Dr. Erkan Konyar, “Adliyede tabii arkeolojik kazı teknikleri ile bütün bu bulgular ortaya çıkarıldı. Adliye ağır bir yangın geçirdi maalesef. Maalesef diyorum bir taraftan da aslında kısmen yanmamış olsaydı günümüze hiç ulaşmayacaktı. Kısmen yanmış olmaları bir şekilde günümüze ulaşmasına da neden olmuş. Çünkü nem ortamında muhtemelen o kağıtlar yok olup gidecekti. Biz defterler halinde bunları ele geçiriyoruz. Muhtemelen bunlar arşivde idi ve ahşap raflar üzerindeydi. Büyük yangınla bunlar hepsi çöktü tabi üst üste istiflendi. Bu defterleri öncelikle arkeolojik tekniklerine göre kazı alanında ortaya çıkarıp burada İstanbul Üniversitesi Van Bölgesi Tarihi ve Arkeoloji Araştırma Merkezinde laboratuvarına götürüyoruz. Burada kağıt konusunda daha önce çalışmış restoratör arkadaşlar bu yaprakları tek tek açıyorlar, birbirlerinden ayırıyorlar. Tabii bütün yaprakları ayırmak mümkün olmuyor, kurtarabildiğimiz kadarıyla. Bunlar daha sonra malzemeyi korumak için yağlı kağıtlar arasına muhafaza ediliyor. Tabii bundan önce fotoğraflarını çekiyoruz, daha sonra toplu şekilde koruma altına alıyoruz. Okuma işlemi uzun bir işlem. Çünkü elimizde binlerce evrak var. Onlar muhtemelen ya burada ya da müze de yada Kültür Bakanlığının izniyle İstanbul Üniversitesi'nde götürüp orada tek tek daha iyi bir şekilde incelenecekler” dedi.
“Birçok dilde verilen ifadelerle karşılaşabiliyoruz”
Doç. Dr. Erkan Konyar, “Sorgu tutanakları aslında dönemin demokratik yapısına uygun. İmparatorluk tabi Osmanlı. Farklı etnik gruplar var. Van bölgesinde yaşadığı için Ermenice’de bulabiliyorsunuz. Osmanlıca yazılmış olabilir ama birçok dilde verilen ifadelerle karşılaşabiliyoruz. Tabi Fransızca ağırlıkta bazı evraklar var. Ama bunların büyük çoğunluğu telgraf şeklinde. Telgraf yoluyla da burada arşivlendiğini görüyoruz” şeklinde sözlerini tamamladı.
Çıkan evrakların tercüme edilen bazıları şu şekilde:
"1- 132 tarihli celp müzekkeresinde Tarhan köyünden Cankooğlu Tahir'in öldürülmesi durumunun araştırılması için maktulün varislerinin talebi üzerine Aşağı Molla Hasan Köyünden Sufi Haliloğulları nun zorla getirilmesine dair 17 Muharrem 132 tarihli müzekkere.
2- Van'a bağlı (köyün adı görünmüyor) köylü Mehter ve Hasikoğlu Kevork kulları.
3- Celp müzekkeresi 132 Yekmal köyünden maktul Said B. Molla Hasan'ın biraderi Abdülkadir. 132 senesi Temmuz'un 31. Pazartesi günü saat 6.00'da Istintak mahkemesinde hazır olmak üzere gönderildi. 4) Bu evrak 3 nolu evrak ile aynı 55) Celp müzekkeresi 1323 Edremid sokağı mahalleli Usta Şerif'in zevcesi Hado 1323 senesi haziranın 20. Çarşamba günü saat 6.00'da istintak mahkemesinde hazır bulunmasına dair 6-5 nolu belgenin aynısı 7) Celp Müzekkeresi 1323 1323 senesi Haziran'ın 1. Çarşamba günü saat 5.00'te istintak mahkemesinde hazır bulunmasına dair Edremit Sokağı. Mahalleli Haydo oğlu Kör Mehmed. 8) Çakır Bey köyü ahalisinden mekruh (yaralı) Mehmed’in alınan ifadesi. İsmin, pederinin ismi, sıfat ve şöhretin nedir? Kaç yaşındasın? Okur yazarlığın var mıdır? Mahal- veladet (doğum yeri) ve ikametgahın neresidir? Hangi devlet tebasındansın? İsmim Mehmed, Pederimin ismi Abdullah, Sıfatım Birinci (ya da Pirinç) Doğum yerim Bayezid Sancağı, ikametgahım Çakırbey karyesi, 35 yaşındayım, okur yazarlığı yok. Yaralıyım ve yatıyorum."