Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan tarafından nesli tehlikede olan hayvanlar ‘tahnit’ yöntemiyle gelecek nesillere aktarılacak.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan tarafından nesli tehlikede olan hayvanlar ‘tahnit’ yöntemiyle gelecek nesillere aktarılacak.
Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan tarafından tedavi sırasında ölen ya da doğada ölü bulunan yaban hayvanlarını tahnit yöntemiyle adeta yeniden mumyalaştırıyor. Özelikle nesli tükenen ve nesli tehlike altında olan yaban hayvanlarına tahnit uygulayan Prof. Dr. Aslan, bu sayede gelecek nesillerin yaban hayvanlarını tanımasına katkı sağlayacak.
İHA muhabirine konuşan Merkez Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, genellikle getirilen yaban hayvanların tedavilerini yapıp doğaya saldıklarını belirtti. Ancak tedaviye cevap vermeyen veya doğada ölü olarak bulunan hayvanları ölümsüzleştirmek amacıyla tahnitini yaptıklarını ifade eden Prof. Dr. Aslan, “Bu tahnite de her hayvanın bir anısı var. Bu dağ keçisi avcılar tarafından vurulmuş ve jandarma tarafından yakalanarak Doğa Koruma ve Milli Parklar 14. Bölge Müdürlüğü Van Şube Müdürlüğü tarafından bize getirildi. Getirilen dağ keçisinin tahnit işlemini yaparak gelecek nesillere ve algıyı artırmak için günümüzdeki insanlara bu hayvanları daha yakından görmeleri, incelemeleri ve bu güzellikleri görüp dağda vurularak soyunun tükenmesinin önüne geçmesini sağlamaktayız” dedi.
“Doğa müzesine çevirmeyi düşünüyoruz”
Tahnitleri yapılan yaban hayvanlarını sergilemeyi ve bunu doğa müzesine çevirmeyi düşündüklerini dile getiren Aslan, “Öyküsü olan her hayvanın bilgisini de yanına yazmayı planlıyoruz. Buradaki amacımız nesli tükenmekte olan ve görülme sıklığı doğada rastlanmayan hayvanları daha görsel şekilde gelecek nesillere aktarmak için çalışmalar yapmaktayız. Diğer taraftan bu bölgede böyle bir hayvanın yaşadığını literatüre geçirmeyi de amaçlıyoruz. Örneğin bir yakalı toy kuşu yüz yılda bir bu bölgede görülmekteydi. Eğer ölüsünü bile kayıtlara geçirmesek, bu hayvandan hiç söz edilmeyecek. Ancak kayıtlara geçirilirse bu hayvanın bu coğrafyada bulunduğunun kanıtı olacaktır. Veyahut müzede yüz yıl sergilenebilecek ve bu hayvanın güzelliklerini daha yakından tanıma imkanı bulacaktır” diye konuştu.