Tarih: 07.12.2020 15:54

Milletvekili Gülaçar’dan çirkin kampanyaya sert cevap

Facebook Twitter Linked-in

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Sözcüsü ve AK Parti Van Milletvekili Osman Nuri Gülaçar, şahsını hedef alan çirkin kampanyaya sert bir dille cevap verdi.

Geçtiğimiz hafta Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ü konuk eden TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunda söz alan Van Milletvekili Osman Nuri Gülaçar, erken yaşta evlenen insanlardan ceza alan kişilerin eşleri ve çocuklarından çok sayıda talep alındığını ve ciddi mağduriyetler olduğunu, bu konuda bir çözüm üretilmesi gerektiğini Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’e iletti. Daha sonra bazı medya organlarında ve sosyal medyada yapılan paylaşımlar üzerine Gülaçar bir açıklama yaptı. Gülaçar, “Daha önce onlarca defa TBMM’de tüm siyasi partilerin kapılarını çalan bir grup vatandaşımızın mağduriyetini gidermek noktasında Bakanımıza da bir çözüm üretilmesi gerektiğini ifade ettim. Bu ifademin akabinde sosyal medya ve sözde medya kalemşörlerinden şeref, ahlak, vicdan ve izan yoksunu bir güruhun şahsımı ve şahsım üzerinden partimizi, değerlerimizi ve mağduriyet yaşayan vatandaşlarımızı hedef aldığını müşahede ettim. Bu açıklamam hiçbir ahlaki ilke barındırmayan sözde medya mensupları tarafından bağlamından tamamen koparılarak çarpıtıldığını ve iftiralarla dolu bir karalama kampanyasına dönüştüğünü gördük. Onların oluşturduğu kirlilikten ötürü kamuoyunun meseleyi tam manasıyla anlaması için bir kez daha açıklama gereği hissediyorum” dedi.

“Kimse üç maymunu oynamasın”

TBMM çatısı altındaki partilerin ve bu partilere mensup milletvekillerinin malumu olan ve onlarca kez şahitlik ettiği bir durumla karşı karşıya olduklarını dile getiren Gülaçar, “Erken yaşta evlilik sonucunda eşlerinin aldıkları ceza sonucunda mağdur olan kadınlar ve çocuklar defalarca TBMM’deki tüm partileri ziyaret ettiler. Bu konuya vakıf istisnasız tüm parti üyeleri bu mağduriyetin varlığını kabul ettiler ve bir an önce çözüm olması için birbirlerine topu attılar. AK Parti, MHP, CHP, İYİ Parti ve HDP milletvekillerinin meclise gelen ve bu konudan ötürü mağdur olan kadınları ve çocukları dinlediklerinde olayın bahsedildiği gibi bir ‘çocuk istismarı’ meselesi olmadığını, evliliklerden belki de 10 yıl geçtikten sonra çocuk sahibi babaların 10 yıl ve üzeri ceza aldığına şahit oldular. 18 yaşından önceki evliliklerin kanunen yasak olduğunu tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları tarafından bilinmesine rağmen özellikle Ege bölgesinde mukim, Roman asıllı vatandaşlarımızın gelenek ve göreneklerinden kaynaklı erken yaşta bir evliliğe gittiğini, kanuni durumun kendileri tarafından bir engel olarak görülmediğini ve dahası birçoğunun bunun bilincinde olmadığını müşahede ettik. TBMM’ye kadar gelerek durumu şahsımla birlikte tüm partilerden birçok milletvekiline izah eden kadınlardan hiçbiri zoraki bir evlilik, istismar, tecavüz veya taciz gibi bir olay yaşandığını belirtmemiştir. Aksine mutlu bir yuvalarının olduğunu, erken yaşta nikah kıydıkları için orantısız bir ceza ile ailelerinin dağıldığını, çocukların psikolojisinin bozulduğunu ve cezaevinde adı istismarcıya çıkan birçok babanın kabul edilemez sonuçlarla karşılaştığını dinledik” ifadelerini kullandı.

“Çocuk yaşta evliliklere müsaade edilmemeli”

“Açıkça söylemek gerekir ki; çocuk sayılabilecek yaşlarında, bilinçli tercih yapma salahiyeti bulunmayan bireylerin yapacağı evlilikler, beraberinde birçok sorun ve sıkıntı getirebilecektir” diyen Gülaçar, şöyle devam etti:

“Evliliklerin bu çerçevede gerçekleştirilmesi gerektiği yadsınamaz ve tartışılamaz bir gerçektir. Ancak hal böyleyken, temsilcisi olduğumuz vatandaşlarımızdan bu yönde sayısız talebin gelmesi, ortada çözülmesi gereken bir sorunun olduğu gerçeği önümüzde durmaktadır. Hal böyleyken, kendisini basın mensubu olarak nitelendiren ancak ahlaki değerlerden yoksun, itibar suikastçısı Birgün Gazetesi ve PKK medyası, konuyu tüm taraflarıyla ele almak yerine, iftira ve yalanlarla konuyu çok farklı bir boyuta taşımak gibi beyhude bir çaba içerisine girişmişlerdir. Bir kez olsun medya sıfatını hak etmek için gidip bu mağdur insanları dinleyebilecek, meselenin ‘çocuk istismarı’ olmadığını anlayabilecekken, sorunun çözümüne katkı sunmak yerine vicdandan ve izandan yoksun bir şekilde olayı bir karalama kampanyasına dönüştürmüşlerdir.”

“İtibar suikastçılarını lanetliyorum”

İtibar suikastçılarını lanetleyen Gülaçar, “Çocuk istismarı, tecavüz ve taciz gibi sapkın meselelerde sadece olayın faillerine değil, buna ortam hazırlayan, medyada pazarlayan ve gerekli tepkiyi göstermeyenlere bile ağır cezalar getirilmesini defalarca teklif etmemize rağmen adımızı bu kadar çirkin bir şekilde iğrenç dillerine malzeme eden itibar suikastçısı kalemşörlerini ve onların ağababalarını lanetliyorum. Maalesef yakın zamanda birçok kez bazı parti milletvekilleri ve teşkilat üyelerinin ‘kadın istismarı’ suçunu işlediklerini kamuoyunda tartışılırken, yüksek sesle bir itiraz getirememenin suçluluk psikolojisiyle hareket eden kiralık kalemşörler ve şürekası rövanşist bir mantıkla saldırıya geçmiştir. Bu kadar alçakça ve ahlaksızca bir dil kullanmalarının sebebi kendilerinden olana tepki gösterememenin oluşturduğu suçluluk duygusudur” diye konuştu.

“Kadının beyanı esastır diyenler nerede?”

“Kadının beyanı esastır ilkesini düstur edinenler, neredesiniz?” diyen Gülaçar, şöyle devam etti:

“Bu mağduriyetle ilgili bize beyanda bulunan sadece kadınlar ve çocuklardır. Bir kez olsun bu kadınların beyanına kulak verdiniz mi? Çocukların feryatlarını dikkate aldınız mı? Basın ahlakına sahip medya kuruluşlarına bu vesileyle çağrımızdır. Söz konusu olaya ilişkin mağdur kadınları ve çocukları gazetelerinizde ve televizyon programlarınızda dinlememizde yarar görmekteyiz. Meseleyi tam manasıyla kamuoyunun anlamasına vesile olunması ve mağduriyetlerin giderilmesi adına katkıda bulunulması gerekmektedir. Bu insanlar bir defaya mahsus erken yaşta evlenip, evliliklerin üzerinden onlarca yıl geçtikten sonra eşlerinin aldıkları cezalara yönelik bir af talebinde bulunmaktalar. Bu aşamada bu sorun ele alınırken çocuk istismarına, çocuk gelinlere, taciz ve tecavüz gibi sapkın hallere müsaade edilmemesi adına elimizden gelen tüm gayreti tüm partiler ve toplumun her kesimi ele vererek hep birlikte vermeliyiz.”

“İtibar suikastı bu kadar kolay olmamalı”

Kamuoyuna da çağrıda bulunan Gülaçar, “Türkiye’de itibar suikastı bu kadar kolay olmamalı. İyilerin sesi kötüleri bastırmadığı sürece ahlaksızların sesi hep gür çıkacaktır. Kendilerini özgürlük havarisi, ahlak bekçisi ve medeni gösteren zavallı güruhların maskelerinin ardında kendinden olmayanı köle gören, tüm ahlaki ilkelerden yoksun ve vahşi yaratıklar bulunmaktadır. Bir kez daha adımıza bu kadar çirkin bir şekilde çamur bulaştırmaya yeltenen ahlaksızları ve bunlara inanıp çanak tutan zavallıları lanetliyorum. Yasal işlemlerin de başladığını ifade etmek isterim. Milletimizin temiz imanı ve feraseti oldukça, zihinleri kirletmek isteyen ahlaksızların çabası hep boşa çıkacaktır” şeklinde konuştu.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —