Van’ın Erciş ilçesindeki sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Mescidi-i Aksa’nın İsrail tarafından ibadete kapatılmasını protesto ettiler.
Cuma namazı sonrası Kara Yusuf Paşa Camii önünde bir araya gelen Sivil İnisiyatif Oluşumu adına basın açıklamasını okuyan Memur-Sen Erciş Şube Başkanı Yüksel Zorlu, 14 Temmuz günü Mescidi-i Aksa’nın avlusunda üç Filistinli gencin işgalci İsrail askerleri tarafından kurşun yağmuruna tutularak şehit edildiğini, bununla yetinmeyen askerlerin yaralıların alınması için gelen ambulansları engellediğini anımsattı. Mescidi-i Aksa’nın ibadete kapatılmasının kabul edilemez olduğunu da aktaran Zorlu, “İlk kıblemiz olan Mescidi-i Aksa, kudurmuş İsrail terör devleti tarafından ibadete kapatılarak Müslümanların sinir uçlarını test ediyor. Amaçları Müslümanların tepkisini ölçerek Mescidi-i Aksayı ortadan kaldırıp, arz-ı mevud planlarını gerçekleştirmektir. Yalnız unuttukları bir şey var; Allah, Azizül intikamdır. Mazlumun ahını yerde bırakmaz. Küresel fitne merkezlerini dağıtacak nesiller yetişiyor inşallah. Batıyla efsunlanan ve özgüvenini kaybeden ümmetin evlatları alem-i İslam’ın her yerinden seferber olup Çanakkale’ye gider gibi Kudüs’e gidecektir. Gazze’den, Üsküp’ten, Van’dan, Diyarbakır’dan, Halep’ten gelen kınalı kuzular yedi düvele karşı nasıl destan yazarak Çanakkale’yi geçilmez kıldığı gibi, bu ümmetin çocukları da gargad ağacının arkasına saklanmayı beklediği İsrail’in çocuklarına hesap sormak ve Kudüs’ü tekrar özgürleştirmek için gün sayıyorlar. Bu kutlu yürüyüş başlayacak ve bir gün gelecek Kudüs özgürlüğüne uyanacak, Aksa’nın minarelerinden hürriyet ezanları okunacak. İnsanlar ‘Hak geldi, batıl zail oldu’ diye bağıracaklar. Siyonist işgal rejimi uzun süreden beri Mescidi Aksa’yı paylaştırma planını hayata geçirmek için muhtelif taktiklere başvuruyor. Bu konuda işgal yönetimi, aşırı olarak tanımlanan Siyonist teşkilatlarla işbirliği yapıyor. Bu amaçla Yahudiler tarafından Mescid-i Aksa’ya gündelik olarak baskınlar düzenleniyor. Bu baskınların amacı kesinlikle ziyaret değil, Yahudilerin de bu mabet üzerinde hak talep ettiklerini ileri sürmek ve bundan dolayı paylaştırma planını hayata geçirmenin zeminini oluşturmaktır. Filistin düşeli 100 yıl, Kudüs-ü şerif işgal edileli 50 yıl oldu. Tüm bu kahır yıllarında İslam aleminin sessizliği var, suskunluğu var, vurdum duymazlığı var. Kudüs’ün Müslüman ülkeler içinde bir tek hamisi Türkiye kalmıştır. Türkiye’de ne zaman hangi iktidar Mescidi-i Aksa’ya sahip çıktıysa 27 Mayıs darbesi, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat darbesi, 17-25 Aralık operasyonları ve son olarak 15 Temmuz İşgal ve darbe girişimi yapıldı. Kudüs’ün tek hamisi olan Türkiye’nin eli kolu budanarak sahipsiz bırakılmak isteniyor. Dünyanın bu çarpık düzenine ayak uydurmaya çalışmak; gözleri kör, kulakları sağır eden bir yalandan ibarettir. Zulmün hükmünü taşıyan çarka su taşıyanlar ve o çarkın altında ezilen masum insanlar. Bombaların yağmur olup aktığı, sokaklarda nefes almaya çalışan çocuklar, cesedi karaya vuran masum insanlar. Bir de tüm bu yaşananlara seyirci kalan insanlık. Her kim zulüm kılıcını çekerse, günün birinde zalimlerin kılıcı altında can verir” dedi.
Yoğun bir kalabalığın katıldığı basın açıklaması, Erciş İlçe Müftü Vekili Fuat Baran’ın yaptığı dua ile son buldu.