Van Sivil Dayanışma İnisiyatifi, Mescid-i Aksa’da üç kişiyi şehit eden İsrail’e karşı birlik çağrısı yaptı.
Hz. Ömer Camisi’nde kılınan Cuma namazı sonrası bir araya gelen Van Sivil Dayanışma İnisiyatifi üyeleri, burada bir basın açıklaması yaptı. İnisiyatif adına basın metnini okuyan ÖNDER Van Şube Başkanı Mehmet Emin Akan, İsrail’in Müslümanları Mescid-i Aksa’ya sokmamak için elinden geldiğini yaptığını belirterek, “İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın her kapısında sözde İsrail polisi denilen katiller sürüsü bekliyor. Mescidin kliniği tarumar edilmiş, içerideki tüm dolapların kapıları kırılmış, tüm kuyuların kilitleri parçalanmış ve içerisi savaş alanına çevrilmiştir. Siyonist İsrail istediği zaman ezanı susturmakta, istediği zaman Müslümanların Mescid-i Aksa’ya girmesini yasaklamaktadır. Bunun yanında Siyonist İsrail’in insan kasaplarından İç Güvenlik Bakanı, tüm Müslümanların gözüne bakarak ‘Mescid-i Aksa bizim elimizde. Açılıp kapanması konusunda ilk ve son söz İsrail’e aittir. Diğer devletlerin konuyla ilgili ne düşündüklerini umursamıyoruz’ demesi, bir meydan okumadır. İsrail’in varlığına alışmak, İsrail ile normalleşmeyi kabul etmek, İsrail’in zulmünü görmezden gelmek her Müslüman için bir utanç vesilesidir” dedi.
Belirli çevrelerin elinde olan ekranların ve manşetlerin konuyu yok sayması, Müslümanların birbirlerinden habersiz kalması anlamına gelmediğini ifade eden Akan, “Biz Filistin’de olup biteni yakinen takip ediyoruz ve terörist İsrail’in yaptıkları karşısında duyarsız kalacak değiliz. İslam ülkelerinin terörist İsrail ile ilişkilerini normal hale getirmesini, sürdürmesini ve geliştirmesini onaylamıyoruz. Siyonist İsrail’in Mescıd-i Aksa, Kudüs ve Filistin politikasının Müslümanların parçalanmışlığına endeksli olduğunun farkındayız. Siyonist İsrail’in topraklarımızdaki varlığının vebali tüm İslam ülkelerinindir. Siyonist İsrail, er ya da geç yaptıklarının hesabını verecektir. Bizi üzen, bütün bu küstahlıklar karşısında İslam ülkelerinde yöneticilerin ve birçok Müslüman topluluğun tepkisiz kalışıdır. Bu küstahlıklar karşısında tüm İslam ülkelerine Siyonist İsrail’le olan ilişkilerini kesmelerini, teröristlerle yaptıkları antlaşmaları yırtıp atmalarını, yeni antlaşma imzalamamayı, terör devleti İsrail’in elçilerinin İslam ülkelerinden kovulmalarını istiyoruz. Biliyoruz ki İsrail, Filistin topraklarında olduğu müddetçe İslam coğrafyasında da yeryüzünün geri kalan kısımlarında da barış tesis edilemez” ifadelerini kullandı.
Mescid-i Aksa’da şehit edilenler için gıyabi cenaze namazının kılınması ile devam eden basın açıklaması, duaların okunması ve İsrail aleyhine sloganların atılması ile sona erdi.
Mescid-i Aksa’nın ibadete kapatılması
Cuma namazı sonrası Kara Yusuf Paşa Camii önünde bir araya gelen Sivil İnisiyatif Oluşumu adına basın açıklamasını okuyan Memur-Sen Erciş Şube Başkanı Yüksel Zorlu, 14 Temmuz günü Mescidi-i Aksa’nın avlusunda üç Filistinli gencin işgalci İsrail askerleri tarafından kurşun yağmuruna tutularak şehit edildiğini, bununla yetinmeyen askerlerin yaralıların alınması için gelen ambulansları engellediğini anımsattı. Mescidi-i Aksa’nın ibadete kapatılmasının kabul edilemez olduğunu da aktaran Zorlu, “İlk kıblemiz olan Mescidi-i Aksa, kudurmuş İsrail terör devleti tarafından ibadete kapatılarak Müslümanların sinir uçlarını test ediyor. Amaçları Müslümanların tepkisini ölçerek Mescidi-i Aksayı ortadan kaldırıp, arz-ı mevud planlarını gerçekleştirmektir. Yalnız unuttukları bir şey var; Allah, Azizül intikamdır. Mazlumun ahını yerde bırakmaz. Küresel fitne merkezlerini dağıtacak nesiller yetişiyor inşallah. Batıyla efsunlanan ve özgüvenini kaybeden ümmetin evlatları alem-i İslam’ın her yerinden seferber olup Çanakkale’ye gider gibi Kudüs’e gidecektir. Gazze’den, Üsküp’ten, Van’dan, Diyarbakır’dan, Halep’ten gelen kınalı kuzular yedi düvele karşı nasıl destan yazarak Çanakkale’yi geçilmez kıldığı gibi, bu ümmetin çocukları da gargad ağacının arkasına saklanmayı beklediği İsrail’in çocuklarına hesap sormak ve Kudüs’ü tekrar özgürleştirmek için gün sayıyorlar. Bu kutlu yürüyüş başlayacak ve bir gün gelecek Kudüs özgürlüğüne uyanacak, Aksa’nın minarelerinden hürriyet ezanları okunacak. İnsanlar ‘Hak geldi, batıl zail oldu’ diye bağıracaklar. Siyonist işgal rejimi uzun süreden beri Mescidi Aksa’yı paylaştırma planını hayata geçirmek için muhtelif taktiklere başvuruyor. Bu konuda işgal yönetimi, aşırı olarak tanımlanan Siyonist teşkilatlarla işbirliği yapıyor. Bu amaçla Yahudiler tarafından Mescid-i Aksa’ya gündelik olarak baskınlar düzenleniyor. Bu baskınların amacı kesinlikle ziyaret değil, Yahudilerin de bu mabet üzerinde hak talep ettiklerini ileri sürmek ve bundan dolayı paylaştırma planını hayata geçirmenin zeminini oluşturmaktır. Filistin düşeli 100 yıl, Kudüs-ü şerif işgal edileli 50 yıl oldu. Tüm bu kahır yıllarında İslam aleminin sessizliği var, suskunluğu var, vurdum duymazlığı var. Kudüs’ün Müslüman ülkeler içinde bir tek hamisi Türkiye kalmıştır. Türkiye’de ne zaman hangi iktidar Mescidi-i Aksa’ya sahip çıktıysa 27 Mayıs darbesi, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat darbesi, 17-25 Aralık operasyonları ve son olarak 15 Temmuz İşgal ve darbe girişimi yapıldı. Kudüs’ün tek hamisi olan Türkiye'nin eli kolu budanarak sahipsiz bırakılmak isteniyor. Dünyanın bu çarpık düzenine ayak uydurmaya çalışmak; gözleri kör, kulakları sağır eden bir yalandan ibarettir. Zulmün hükmünü taşıyan çarka su taşıyanlar ve o çarkın altında ezilen masum insanlar. Bombaların yağmur olup aktığı, sokaklarda nefes almaya çalışan çocuklar, cesedi karaya vuran masum insanlar. Bir de tüm bu yaşananlara seyirci kalan insanlık. Her kim zulüm kılıcını çekerse, günün birinde zalimlerin kılıcı altında can verir” dedi.
Yoğun bir kalabalığın katıldığı basın açıklaması, Erciş İlçe Müftü Vekili Fuat Baran’ın yaptığı dua ile son buldu.