Gazeteci-Yazar Ziya Türk’ün Van FM’de hazırlayıp sunduğu Van’da Gündem Radyo Programına konuk olan Eğitim Bir-Sen Van Şube Başkanı, Memur-Sen İl Temsilcisi Mehmet Ali Uca, 1 milyonu aşkın üyeleriyle meydanlarda olduklarını belirtere
VAN POSTASI GAZETESİ ÖZEL
Gazeteci Ziya Türk’ün Van FM’de hazırlayıp sunduğu Van’da Gündem Programı’nın konuğu olan Eğitim Bir-Sen Van Şube Başkanı, Memur-Sen İl Temsilcisi Mehmet Ali Uca, sendikacılığın bir araç olduğunu belirterek, sivil hareketin ülkeye ciddi anlamda katkı sağladığını ifade etti.
Memur-Sen, Hak-İş gibi yapılar ve diğer sivil toplum kuruluşlarının toplumsal ve topyekûn olarak ülke için katma değer olduğunu belirten Uca, Memur-Sen, Hak-İş gibi yapıların toplumsal dayanışmanın kurulabilmesi için ön ayak olan yapılar olduğunu söyledi.
“MEHMET AKİF İNAN HAKİKATEN İYİ BİR VİZYON ADAMI”
Eğitim Bir-Sen Kurucusu Mehmet Akif İnan’ı rahmetle anan Başkan Uca, “Eğitim Bir-Sen Kurucusu Mehmet Akif İnan iyi bir liderlik yaptı. Hakikaten iyi bir vizyon adamı. Türkiye’nin gerçekten de siyasal anlamda ve toplumsal anlamda çok zor süreçlerden geçtiği bir dönemde Mehmet Akif İnan ağabeyimiz ciddi bir atılımda bulundu. Belki de planladı yada hayallerini kurmuş olduğu büyük bir teşkilatın öncülüğünü yapmış oldu. 1992’de önce Eğitim Bir-Sen’i daha sonra 1995’te de Memur-Sen’i kurarak bugün geldiğimiz noktayı o gün hayal ederek, o gün planlayarak iyi bir noktaya getirdi. Kira konusunda, malzeme konusunda, donanma konusunda gerçekten çok büyük sıkıntıların çekildiği bir dönemde bunu yaptı. Birde bu yapının içinde yer alanlara mobinglerin uygulandığı bir dönemdi. O dönemlerde çıkan bir yürüyüştü. 1992 yıllarında toplumsal baskıların, sıkıntıların, siyasal baskıların ve sıkıntıların olduğu bir dönemde bunu ihtiyaç hissetmiş ki böyle bir girişimde bulundu Mehmet Akif İnan hocamız. O dönemde 7 kişiyi bir araya getirip bir yönetim kurulu kurmakta bile zorlandığımız bir süreçti. 7 kişiyi bir araya getirerek elhamdülillah bu süreci başlatmış oldu” dedi.
“1 MİLYONU AŞKIN ÜYEMİZLE MEYDANLARDAYIZ”
Mehmet Akif İnan’ın çok gayret sarf ettiğini ve bir döneme damga vurduğunu söyleyen Başkan Uca, “Sonraki süreçte yanına peyderpey çok hızlı olmayacak şekilde damlata damlata insanları da çekerek, gönülleri, dava adamlarını çekerek bu oluşumu 28 Şubat sürecine kadar çok iyi olmasa da bir noktaya getirdi. 28 Şubat sürecinde yaşadıklarımızı hepimiz biliyoruz. O süreçte bile çok az bir kesim yanında olmasına rağmen çok ciddi sesler getirdi. Çok ciddi müdahalelerde bulundu. Eylemler gerçekleştirildi. 28 Şubat darbe sürecinin ülkemize ne kadar çok zarar verdiğini dile getirdi. Tabi o süreçte toplum genel anlamda çok büyük buhranlar yaşadı. Ağırlıklı olarak muhafazakâr kesimin sıkıntı yaşadığı, Kur’an Kurslarının kapatıldığı, İmam Hatiplerin kapatıldığı, başörtü yasaklarının başlatıldığı bir dönem. Ama bunun dışında ülke hem ekonomik anlamda, hem toplumsal anlamda çok ciddi sıkıntılar yaşadı. Bu sıkıntıları dile getirme noktasında ve eyleme dönüştürme noktasında Mehmet Akif İnan hocamız gerçekten çok gayret sarf etti ve bir döneme damga vurdu. Sonraki süreçte 2001 yılından sonra da sendika yasasının çıkmasıyla beraber sendikamız büyümeye başladı. Bir dönem yokluğun tamamen hâkim sürdüğü bir süreçten bugünlere kadar geldik ve 1 milyonu aşkın üyemizle meydanlardayız. Ülkemizin, devletimizin yanındayız” diye konuştu.
“SENDİKACILIK BİR ARAÇTIR”
Sendikaların son dönemlerde çok iyi bir revaca düştüğünü belirten Başkan Uca, “Geçmişe baktığımız zaman insanlar kendi dertlerini bir şekilde farklı yörüngelerle ifade etmişlerdir. Zaman zaman farklı dernekler kurulmuştur. Tarikatlar kurulmuştur. Zanaatkârlar öncülük yapmışlar. Şimdi son süreçlerde de batıda olduğu gibi, Avrupa’da olduğu gibi artık insanların kendisini ifade etme gücü olarak sendikalar bir anlamda çok iyi bir revaca düştü. Önce işçi sendikalarından başlamak üzere daha sonra 85-90’lı yıllarda da memur sendikacılığı buna ön ayak oldu. Aslında mesele sadece sendikal hareket değil. İnsanlara fayda olma noktasında başlayan bir süreçtir ve bu süreç hem ülke genelinde hem de dünya genelinde var olan amaçların hedefe doğru gitmesidir. Sendikacılık bir araçtır, amaç başka bir şeydir. Ülkemiz Cumhuriyetten bu yana özellikle çok zorlu süreçlerden geçti. Bu tür hareketlerin yansıması, bu tür kriz ortamlarında kendisini çok ciddi hissettirdi. Özellikle yakın zamandan geriye doğru gidecek olursak 15 Temmuz Darbesi. 15 Temmuz’da sivil hareket FETÖ yapısına karşı özellikle çok ciddi baskı kurmuş oldu. Sonrasında gezi hareketlerini bir anlamda durdurma noktasına getiren sivil hareket oldu. Yine onun öncesinde 6-8 Ekim olaylarında sivil hareket siyasi iradeye ciddi anlamda destek oldu. E-muhtıra, Cumhurbaşkanlığı seçim krizi. Ülkemizde başörtülü bir kişinin eşinin Cumhurbaşkanı olabileceğiyle ilgili ciddi tartışmaların olduğu bir süreçte sivil hareketin aslında ne kadar gerçek anlamda önemli katkı sağladığını ve önemli olduğunu gördük” ifadelerini kullandı.
“BİZİM İÇİN ÖNCELİK OLARAK TOPLUMSAL HUZUR, TOPLUMSAL DAYANIŞMA”
Sendikal hareketlerin sadece sendikal hareket olarak algılanmaması gerektiğini belirten Başkan Uca, “Belki alakası yok denilecek ama 2001 ekonomik krizde bile sivil hareket gerçekten ülkenin bir anlamda ayakta durmasının önünü açan bir durum. Dolayısıyla sendikal hareketler sadece sendikal hareket olarak algılanmamalı, bunun ötesinde toplumsal olan bütün olaylar karşısında, bütün krizlerde, bütün doğal afetlerde vs. bütün olaylar karşısında görebiliyoruz. Şimdiye kadar da gördük ki bu anlamda hem Memur-Sen, hem Hak-İş gibi yapılar ve diğer sivil toplum kuruluşlarının toplumsal ve topyekûn olarak ülkesine ne kadar çok katma değer olduğunu görebiliyoruz ve şahit oluyoruz. Özlük haklarının iyileştirilmesi tek başına yetmiyor. Toplumsal huzur, toplumsal dayanışma olmadığı sürece siz istediğiniz kadar çalışanın, emek verenin hakkını yüksek tutun. 28 Şubat süreci yaşadık. 28 Şubat sürecince Rahmetli Erbakan Hocamız tuttu memurların hepsine %50 zam verdi. Ama toplumsal gerilim, toplumsal problem, toplumsal kriz ön planda olduğu için insanlar onu bile hissetmediler. Sendikaların sadece özlük haklarıyla ilgilenmemesi gerektiğini ifade eden şeylerdir bunlar. Bizim için öncelik olarak toplumsal huzur, toplumsal dayanışma. Memur-Sen, Hak-İş gibi yapılar toplumsal dayanışmanın kurulabilmesi için ön ayak olan yapılardır. Ben bu anlamda destek veren sadece sendikalar değil, dernekler, vakıflar ve bütün kurumlara teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Kaynak: Van Postası Gazetesi