İpekyolu İlçe Müftüsü Sacit Emiri Ramazan dolayısıyla bir mesaj yayımladı

İpekyolu İlçe Müftüsü ve Van İl Müftü Yardımcısı Sacit Emiri, Ramazan Ayı dolayısıyla yayınladığı mesajda manevi değeri yüksek zaman dilimi içerisinde vaktin ve ibadetlerin manasına uygun olarak yerine getirilerek arınmaya ve diril

Van Haberleri 22.04.2020 22:47:24 0
İpekyolu İlçe Müftüsü Sacit Emiri Ramazan dolayısıyla bir mesaj yayımladı
Tarih: 01.01.0001 00:00

İpekyolu İlçe Müftüsü ve Van İl Müftü Yardımcısı Sacit Emiri, Ramazan Ayı dolayısıyla yayınladığı mesajda şu ifadelere yer verdi; 

YENİDEN ARINSAK VE DİRİLSEK RAMAZANLA

Değerli Dostlar!

Günlerdir dünyamızı kızıla boyayan görünmez bir virüsle mücadele ediyoruz. Öncelikle  “ Evde Kal” çağrılarına uyarak hem kendimizi hem de sevdiklerimizi düşünerek hareket ettik. Kazandık kaybetmedik… Tabi bu arada içinde bulunduğumuz mevsimi de unutmayalım; Recep, Şaban şimdi de Ramazan. Regaible huzura durduk, Miraçla huzura alındık, ama Sidrede durdurulduk bekliyoruz. Berat’la huzur dolduk, arındık. 

Evet, mevsim rahmet mevsimi, insan yağmuru çünkü bu mevsim insana hitap eden, insanla ilgili… Yeter ki sen farkında olasın. Rahmet mevsimini sabırla, hüzünle, hesapla idrak ettik ediyoruz...

Sabrettik nefsimizin sevdiği birçok şeyi terk ederek, hatta camiden, cemaatten uzak kalmaya dahi, hüzünlüyüz sevdiklerimizden uzak kalmaya, boynu bükük mabetlerimize ve yetim minarelerimize bakarak... Hüzünlüyüz her sala’ da ismi zikredilen sevdiklerimizin hakka yürüyüşlerine, hele birkaç gün önce çok sevdiğim Van’ın değerlerinden, mütevazı,  ufku geniş,  dost, babacan, âlim, sevecen, emektar Osman GÜVEN hocamızın şehit sevabıyla hakka yürüyüşüne… Yanlış anlamayın dostlar ben yıldızların kayboluşuna yerine yenilerini kandil gibi asamayışımıza hüzünleniyorum. Onların hakka yürüyüşüne değil. Bu dünya hapishanesindeki sevdiklerimin yavaş yavaş kaybolup yalnızlığıma hüzünleniyorum.

Hesap; Düşündük veya düşünmeliydik de bütün bu musibetlerde biz insanoğlunun hırsı,  tamahı, zalime, haine karşı sessiz kalışımızın da bir etkisi yok mu? Mutluluğu hane-i saadetimizde aramamız gerekirken dışarıda harcadığımız bunca zaman israfını da düşünmeliydik. Evlatlarımıza harcamamız gereken zamanı nerede tükettik. Geçen gençlik zamanını nerede heba ettik. Peşine düştüğümüz dünya telaşına değer miydi? Hâlbuki gözbebeğimiz ne güzel tanıtmıştı: “ Dünya bir mola, ihtiyaç giderme yeridir.” Hele yattığı hasırın mübarek vücudunda izlerini görüp ağlayan Ömer’e “ İstemez misin dünya onların ahiret bizim olsun” sözleri aslında bizim için ihtar değil miydi? 

Evet Dostlar! 

Bütün bunlardan sonra geldi tekrar kapısındayız Ramazan’ın; Yaz sonunda yağıp dünyayı tozlardan temizleyen rahmet yağmuru Ramazan. Sidre’de bekletilip, arındırılan insanın artık huzura alınış vaktidir. Kutlu bir mevsimin son halkasıdır. Durmadan akıp giden çağlayan misali hızla akan bir zaman selinin içinden bütün yapıp ettiklerinize rağmen sizi kutlu bir el alıyor, rahmetinin ve mağfiretinin bol olduğu, cennetin kapılarını ardına kadar açtığı bir aya ulaştırıyor

Gidelim tarihin o cehalet dönemine mukayese edelim dünü bu günle. O gün bir el-Emin vardı. İnsanlığın bu karanlık haline üzülen ve yıllardır ara ara uzlete çekilen.

Evet, karanlıktı o dönem. Çünkü insanlık adına ne değerler varsa ters yüz edilmişti günümüz gibi. İnsanlar mal gibi alınıp satılıyor, kadının toplumda hiçbir karşılığı yok. Mali ve savaş gücü olanlar, her türlü zulmü mazlumlara reva görüyorlar. Birkaç kişi var bir elin beş parmağını geçmeyen;   Zeyd b. Amr, Varaka b Nevfel, Ubeydullah b.Cahş, Zübeyr b Abdulmuttalib ve el-Emin ama zalimlerin sayısı çok bunlar ne çare…  Ancak artık gök doğumunu yapmak, toprakta bu doğumu kabul etme heyecanındaydı. 
        
El-Emin Hira’da… Kendinden önce Zeyd b. Amr’ın da tefekkür ettiği yerde…

Birden semanın kapısı açıldı. Namusu Ekber o nur haliyle el-Emini kucakladı: 
          
-Oku! dedi.
         
- Neyi okuyayım?
   
- Oku Rabbinin adıyla! Kendini, kâinatı ve insanlığın kurtuluş reçetesi Kitabı oku buyurdu. İrkildi el-Emin ve hızlı adımlarla Hane-i saadetine vardı.  Derken bir daha geldi:
    
- “Temizlen Vakit ne idi, kimdi deme vakti değil, vakit önce yakınlarını sonra çevreni ve insanlığı ÂDEM etme vaktidir.” Dedi.

Evet Dostlar!

O gün öyle başladı el-Emin’in tebliğ görevi. Şimdi sıra bizde önce hanelerimizde Ramazanı Kur’an ile yaşayacağız, okuyacağız, okutacağız, dinleyeceğiz, anlayacağız, anlatacağız. Çocuklarımızla bu Ramazanı cemaatle ibadet ederek evimizi; Hüsrevpaşa, Horhor, Abdurrahmangazi, Boyalar, Hafiziye gibi cami ve mescitlere büründüreceğiz. Birde namazlarımızı eda ederken Ebu Büreyde’nin söylediği o hissiyatla kılsak; “ Bir akşam namazı idi önümüzde Sevgililer Sevgilisi namaza durduk… O da ne; Tekbir sesi gelmedi bir türlü bekledik bekledik bekledik... El-Emin döndü ve şöyle buyurdu: ”Namazınızı son veda namazınızmış gibi kılın” 

610 yılı o gün gözbebeğimizin cemaati Hatice, Fatıma, Zeynep, Rukiye, Ümmügülsüm, Zeyd ve Ali idi. Bugün bunlar bizim mescitlerimizin cemaati olacak. O gün el- Emin onlara konuştu, okudu, anlattı. Bu gün artık sıra bizde; Yeniden yıkanmaya, arınmaya ve özümüze dönerek, gaflet ve cehalette geçen günlerimizi sorgulamaya, kendimizi bulmaya… Yaptığımız iyiliklere yenilerini katmaya, tövbe etmeye. Onun için eşiğindeyiz rahmet ve mağfiret ayının… Gelin bu Ramazanı “Son Peygamberin İzinde” geçirelim. Her günümüzü onun gibi yaşayalım. Sohbetimiz O’nun sohbeti olsun. Teravihimiz O’nun teravihi olsun. Anlatsak Ramazanı kalbimize, dilimize, kulağımıza, bütün uzuvlarımıza… Hoş geldin ey Ramazan tut kalbimi, tut dilimi, kulağımı velhasıl tüm uzuvlarımı desek. Gel ey 610 Ramazanı kalbimize, hanemize, dünyamıza yeniden doğ desek. Sonra sevindirsek çevremizdekileri, komşuları, zekât ve sadakalarımızla…
    
Edeple haddimizi bilerek el açsak Yaradan’a;
     
Günbe gün Ramazana kavuşmayı nasip eden Allah’ım!
     
Sen bizi nefsimizin aldatmalarından sakındır. Sen bizi alnımızın değdiği yerden kıyama kaldır. Ve yükselt salavat seslerimizi semanın nurlu yüzüne… 
    
Bizlere yapıp ettiklerimizle değil merhametinle muamele eyle. Büyük bir lütufla tekrar huzuruna aldın, Kerim kitabına layık gördün bize sekine ver. Kur’an-ı, Resulullah’ı anlayan bir Fehmi Muhsin, Kalbi selim ihsan eyle.
    
Ya Rab! Esma-i Hüsna’nın ve Muhammed Mustafa’nın hakkı için bizi tüm bela, musibet ve hastalıklardan beri eyle.
    
Sevdir bize sevdiklerini, sev sevdiklerimizi, koru devletimizi, milletimizi, ordumuzu ve yurdumuzu. Kahret düşmanlarını ve düşmanlarımızı. Yağdır Ramazanla toz bulutlarını yok eden, zulmeti bertaraf eden rahmet yağmurlarını. Bizler ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım isteriz. Bizi affeyle evlatlarımızı Salih, Muslih eyle. Bizleri yolundan ayırma dinine hizmet eden kullarından eyle. Bizi Anne-Babamızı ve tüm inananları Resulüne komşu eyle Sen dualara icabet eden ve kabul edensin. Dualarımızı da kabul eyle Allah’ım!
   
Ramazan-ı Şerifiniz Mübarek olsun dostlar!
 


Anahtar Kelimeler: