Hemedoğlu; 'Özel eğitim desteği herkese iyi geldi'

VAN POSTASI GAZETESİ ÖZEL

Van’ın özel okulları kaldıracak kapasitesi olduğuna dikkat çeken Van Bil Koleji Kampüs Müdürü Adulmenav Hemedoğlu, devletin özel kolejlere yönelik verdiği desteğin velileri, devleti ve özel okulları rahatlattığını, ancak en çok da öğrencinin yararına olduğunu kaydetti.

Van Postası Gazetesi’ne konuşan Van Bil Koleji Kampüs Müdürü Adulmenav Hemedoğlu,  eğitimle ilgili birçok konuda değerlendirmede bulundu.  

Van için özel okulların pahalı olmadığını aktaran, Hemedoğlu,  Van’da hali hazırda 13 özel kolejin olduğunu, bu sayının yakın zamanda 15’e çıkacağını söyledi.

Van’ın özel okulları kaldıracak güçlü bir potansiyeli olduğunu vurgulayan Hemedoğlu, “Bu durum arz ve taleple ilişkilidir. Ayrıca fiyatlar diğer büyük şehirlerle kıyaslandığında çok düşük düzeyde. Burada fiyatlar İstanbul’un iki katından daha ucuzdur. İstanbul’da eğitim maliyetleri hemen hemen aynı olmasına rağmen fiyatların düşük olması, özel eğitim kurumlarının yaptığı fedakarlıktır" dedi.

DEVLET DESTEĞİ PSİKOLOJİK EŞİĞİN AŞILMASINI SAĞLADI

Dershaneleri okula dönüştürme sürecinde devletin verdiği desteğin bu yıl sona ereceğin kaydeden Hemedoğlu, “Bu destek gerçekten hem özel okulları hem de velileri rahatlattı. Bu destekle birlikte veliler öğrencilerini özel okullara gönderdi. Daha önce veliler özel okulların fiyatları konusunda eksik bilgileri vardı. Özelikle ücret konusunda bu destek, veliler açısında psikolojik bir rahatlık sağladı ve teşvik etti. Bu durum aslında devleti de mali açıdan rahatlattı. Bir öğrencinin okuluyla öğretmeniyle, tebeşiriyle kitabıyla, sınıfıyla, sırasıyla devlete maliyeti 7 bin lirayı buluyor. Bunun yarısı ranında destek verdiği için, destek hem devleti, hem de velileri rahatlattı. Dershanelerin okula dönüştürülmesi istihdama da katkı sağladı. Milil Eğitim Bakanlığı özel kursların kapatılması ile ilgili olarak bir çalışma yapıyor. Eğitim sistemimizde bir sınav gerçekliği bulunuyor. Öğrencilerin ek kurs ihtiyacı devlet okullarında hafta sonu verilen kurslarla telafi edilmeye çalışılıyor. Özel okulların da kurs programı olacak mı, sürecin nasıl gelişeceği konusunda henüz bir netlik yok” dedi.

TÜRKİYE'YE ÖZGÜN EĞİTİM SİSTEMİ OLSUN

Eğitim gibi ciddi bir konunun her hâlükârda ciddi şekilde ele alınması gerektiğini ifade eden Hemedoğlu, “Örneğin eğitim sistemimizde Finlandiya örnek alındı. Baktığımızda Finlandiya’da 500 bin öğrenci var, ancak ülkemizde 15 milyon öğrenci var. Muazzam bir öğrenci kapasitesi olan böyle bir ülkede dışarda alınan bir sistem tam anlamıyla uygulanamıyor.  500 bin öğrenciyle ilgilenmek ile 15 milyon öğrenciyle ilgilenmek arasında dünya kadar fark var. Muazzam bir geç potansiyele sahibiz, bu ciddi bir güçtür. Bu güçten ne kadar yararlanıyoruz? Bu gücün enerjisinden en iyi şekilde yararlanmak gerekiyor. Bu da doğru ve kendimize özgü temellendirilmiş bir eğitim sistemiyle mümkün. Eğitim sisteminin ana fikri ve omurgasi bizim değerlerimiz ve kültürümüze göre şekillenmeli, dünya ile entegrasyon açısından dışarıdan da destek alınabilir” diye konuştu.  

DÜNE GÖRE DAHA İYİYİZ, ANCAK EKSİĞİMİZ ÇOK

Her anlamda olmamız gereken yerde olmadığımızı aktaran Hemedoğlu, Türkiye'nin eğitimde düne göre de çok daha iyi yerde olduğunun farkına varılması gerektiğini de ifade etti.

Eğitim sisteminde bürokrasinin hantal yapısının olumsuz etkisi olduğuna dikkat çeken Hemedoğlu, başarıyı yakalamak için hantal yapının ve onun ürettiği anlayışın geride kalması gerektiğini söyledi

Taşımalı sistemin eğitim anlamında ciddi bir ihtiyacı giderdiğini belirten Hamedoğlu, “Bu sistem her ne kadar bir ihtiyacı giderse de devlete büyük bir maliyet yüklediği aşikârdır. Bunun yükünden kurtulmak için köylerin ilk okulları tamamlanmalı, her köye lise ve ortaokul yapılması da mümkün olmadığı için, devreye taşımalı eğitim giriyor. Orta ve uzun vadeli eğitim planları yapılmalı, tabi eğitim nesil yetirdiği için, hemen sonuç alınması beklenmemeli. Ancak bir kaç kuşak sonrasında sağlıklı planlamanın sonuçları alınmaya başlar" dedi

BASINDA GENEL OLARAK KÖTÜ ÖRNEKLER YER ALIYOR

Eğitimin daha güzel bir yöne kavuşması için basına da büyük sorumluluk düştüğünü aktaran Hemedoğlu, “Basında genelde okul, eğitim öğrenci faaliyetleri gibi iyi haberler çıkmıyor. Öğrencisini döven öğretmen, öğretmeni döven öğrenci gibi, genellikle magazin boyutu olan olumsuz haberler basında yer buluyoruz. Pozitif haberler hem öğretmeni hem öğrenciyi pozitif motive edilebilir. Bu açıdan basının daha duyarlı olması gerekiyor" dedi

ŞİDDET İÇERİKLİ DİZİLER KÖTÜ ETKİ OLUŞTURUYOR

TV dizlerinin öğrenciler üzerinde büyük etki yarattığını kaydeden Hamedoğlu, “Evlere şenlik dizilerimiz var. Çoğu şiddet içerikli diziler var. öğrenci o dizilerdeki karakterleri kendilerine rol model olarak alıyor. Okulda o dizilerde gördüğü vurdulu kırdılı hareketleri yapıyor. Bu yaparken de iyi bir şey yaptığını sanıyor. Çünkü dizide öyle geçiyor. Bu yanlıştır. Ya da öğrencilerin de içinde yer aldığı aşk konulu diziler oluyor. Bu sefer de öğrenciler dersten daha fazla aşk konularına konsantre oluyor. Bu konuda televizyon yönetimlerinin, denetim kurumlarının olduğu kadar ailenin de etkisi ve sorumluluğu büyük. Eğitimin merkezinde her zaman aile yer alır. Bu açıdan okuyan, kendisini geliştirip yetiştiren ailenin önmemi yadsınamaz. Okul bahçesine hiç girmeyenle giren arasında,  sınıfa girenle girmeyen arasında ve okuyanla okumayan arasında her zaman fark vardır” dedi.

Popüler kültürün egemen olduğu bir dönemde olduklarına dikkat çeken Hemedoğlu, “Gizli bir yozlaşma var. Kendi değerimizin kültürümüzün farkına varmamız gerekiyor.  Dünyada en çok TV seyreden, en çok sosyal medyayı kulan toplum olduk. Örneğin bugün Silikon Vadisi’nde bulunan önemli firmaların sahipleri, çocuklarını yetenek ve becerilerinin daha çok gelişmesi için akıllı tahtaların bulunmadığı, teknolojinin daha az kullanıldığı okullara gönderiyor” şeklinde konuştu.

GENÇLERİN YETİŞMESİNDE YANLIŞ GİDEN BİR ŞEY YOK

Günümüzde yetişkinlerin özelikle anne ve babaların çocuklardan, gençlerden şikâyetçi olduğunu aktaran Hemedoğlu, “anne babalar, ‘şimdiki çocuklar sevgi saygı bilmiyor’ gibi ifadeler ile şikâyetçi oluyor. Aslında anne babalarımızda aynı konularda bizden şikâyetçiydi. Onların da anne babaları da onlardan şikâyetçiydi. Bu şikâyet kısmı hep var olmuştur. Tüm bu değerlendirmeye baktığımızda aslında ortada bozulan, ya da yanlış giden bir şey yok. Gençleri doğru anlamak, onların ihtiyaç ve sorunlarını çözüme kavuşturmakta, amaç ve hedeflerini doğru yapılandırmakta, olması gerektiği şekilde ve miktarda destek olmak önemli. Süreçlerde etkin, akftif ama bilinçli olmak toplum olarak hepimizi başarıya, huzur ve mutluluğa daha çok yaklaştıracaktır” ifadeleri kullandı.  

Kaynak: Van Postası Gazetesi