Tarih: 26.02.2017 12:31

Faruk Alpaslan, 'EVET'ler yüksek sesle söylenmeli'

Facebook Twitter Linked-in

Van Hızır Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperetifi Başkanı Faruk Alpaslan, STK’ların EVET’leri kısık sesle değil, yüksek sesle söylemesi ve kapı kapı dolaşarak çalışması gerektiğine dikkat çekti.

 

Van FM’de yayınlanan Gazeteci Ziya Türk’ün hazırlayıp sunduğu Manşet Programı’na canlı yayın konuğu olarak katılan Van Hızır Esnaf ve Sanatkârlar Kredi Kefalet Kooperatifi Başkanı Faruk Alpaslan, “Bazı sivil toplum kuruluşları kendilerini EVET kampanyası için destek ziyaretine gelen siyasilere kısık sesle evet dediğine şahit oluyoruz. Herkes görüşünü açık ve net bir şekilde yüksek sesle cesurca söylemeli. Kısık sesle söylenen, siyasileri idare etmeye dönük, her gelene göre şekil alan sivil toplum temsilcisinin ne temsil ettiği meslek odasına, ne Van’a, ne de ülkemize yararı olmaz. Evet diyorsa neden evet dediğini açık yüreklilikle ve yüksek sesle ifade etmeli, kimlikli onurlu bir duruş sergilemeli” diyerek STK’ları net olmaya ve EVET kampanyası için çalışmaya davet etti.

 

CUMHURBAŞKANLIĞI YÖNETİM SİSTEMİ İLE İSKTİKRAR SAĞLANACAK

Programda Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi ile Türkiye’de yaşanan çift başlılığın sona erdirileceğini ifade eden Faruk Alpaslan, “Son yapılan Anayasa değişiklik referandumu ile Cumhurbaşkanı’nı halk seçiyor. Başbakan’ı da halk seçiyor. Dolayısıyla halk tarafından seçilmiş iki güçlü makam. Yine iki ayrı makamın bir biri ile çakışan yetkilerini de düşündüğümüzde, bir biri ile iyi anlaşan iki liderle sağlanan istikrar, bir biri ile iyi anlaşamayan bir başka iki lider arasında yaşanabilecek kriz ile istikrarsızlığa dönüşebilir. O halde ülkemizin istikrarı şansa bırakılamaz, bir sistem ile istikrar kalıcı bir şekilde sağlanmalı” dedi

 

YÜRÜTME VE YASAMA BİR BİRİNDEN AYRILACAK

Yapılan milletvekilliği seçimleri ile oluşan meclisin içinden hükümetin çıkmasının kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğuna dikkat çeken Faruk Alpaslan, “Parlamenter sistemde her milletvekili birer potansiyel bakan adayı. Bir yanda milletvekillerinin yürütmede yer alma beklentisi, diğer yanda yüksek performans ile yamasa faaliyetini sürdürmesi. Yürütme ve yasama faaliyetlerini bir birine karıştırıyor. Yürütme meclisten güvenoyu almak zorunda. Oysa Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’nde ise Cumhurbaşkanı’nı halk seçiyor, hükümeti halktan güvenoyu almış olan Cumhurbaşkanı kuruyor ve meclisten güvenoyu alması gerekmiyor. 5 yılın sonunda hizmetini beğenmezse halk güvenoyu vermeyerek hükümeti ve Cumhurbaşkanı’nı değiştiriyor. Yani söz de karar da milletin olacak” dedi.

 

MECLİS YASAMA VE DENETİM GÖREVİ YAPACAK

Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi olarak tanımlanan Anayasa değişiklik paketi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin asıl fonksiyonunu yerine getirmeye başlayacağına vurgu yapan Faruk Alpaslan, “Yasama faaliyetleri ile halkın arkasında kalan, zaman zaman eleştirilen TBMM tablosu tarihte kalacak. Yasama görevini hakkıyla yerine getirecek olan TBMM, milletin önünde yürüyerek, büyük Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu yasaları çıkararak, halkın ve devletimizin geleceğe daha güçlü bir şekilde yürümesi için çalışacak. Ayrıca Yeni sistem ile TBMM etkin bir denetim faaliyeti de sürdürecek. Büyük yetkiye sahip olan Cumhurbaşkanı görev süresinde yaptıkları ile yargılanıp sorgulanamıyordu. Yetki büyük, sorumluluk da yoktu. Artık yeni sistem ile kullandığı yetkiden sorumlu olacak” dedi.

 

TÜRKİYEYİ İSTİKRARSIZLAŞTIRAN KOALİSYONLAR DÖNEMİ SONA ERECEK

Cumhuriyetin ilanından bu yana geçen süre içerisinde kurulan hükümetlerin ortalama ömürlerinin 16 aylık bir süreye tekabül ettiğine değinen Faruk Alpaslan, “Cumhuriyet’in 1923’de ilanından bu yana geçen 94 yıllık sürede Türkiye’de 65 hükümet kuruldu. Bir hükümetin ortalama ömrü 16-17 civarında olmuş. Bu da ülkemizde istikrarsızlığı beraberinde getirmiş, bırakın atılım yapıp ülkenin gelişmesini, köklü sorunların çözümünün önünde en büyük engel durumuna gelmiş.   1789 yılında kurulmuş bulunan ABD’de 228 yılda 58 Başkan ve hükümet gelmiş. İşte istikrarlı yönetimi ile dünyaya hükmeden ABD, koalisyonlara mahkûm edilerek istikrarsızlaştırılan Türkiye. Ülkemizin güçlü liderlikle ve hükümetle yönetilmesini istediğimiz için EVET diyoruz” dedi.

 

REJİM DEĞİL HÜKÜMET SİSTEMİ DEĞİŞİYOR

Referandumda oylanacak olan sistemin sadece hükümet etme sisteminin değiştiğine dikkat çeken Faruk Alpaslan, “Değişen rejim değil. Türkiye demokrasi ile yönetilen bir ülke. Referandumda evet çıkması halinde, 600 adet milletvekili seçilecek ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yasama görevi yerine getirecek. Ayrıca Cumhurbaşkanı tarafından kurulan hükümetin kararları ve uygulamaları konusunda denetim görevini üstlenmiş olacak. Yani meclis asli görevini yerine getirecek, kuvvetler ayrılığı ilkesi de bu anlamda uygulanacak.  Halk güvendiği, plan ve programını beğendiği kişiyi cumhurbaşkanı olarak seçecek, o da hükümeti kuracak ve 5 yıl ülkeyi yönetecek. Halktan güvenoyu alan cumhurbaşkanı ve hükümetin uygulamaları beğenilirse ikinci bir 5 yıllık dönem için yeniden seçilebilecek. Cumhurbaşkanı en fazla 2 dönem seçilebilecek, halk beğenmezse yeniden seçmeyecek. Böylece halk kendisini yönetecek kişiyi doğrudan seçmiş olacak. Sandık ve seçimlerin olduğu bir sistemde diktatörlükten söz edilemez. Parlamentonun denetlediği, gerektiğinde yüce divanda icraatlarının hesabını verebilecek olan Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi için tek adamlık demek konu hakkında bilgi sahibi olmamak demektir” dedi.

 

 ‘HALKA GÜVENMEYEN CHP, SEÇİLEMEME KORKUSU YAŞIYOR’

CHP’nin Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemine karşı çıkarak hayır demesin Türkiye’nin çıkarları, halkın hak ve menfaatleri ile ilgisi bulunmadığına dikkat çeken Faruk Alpaslan,  “Uygulamaları ve politikaları ile 1950’den bu yana vesayet sisteminin yanı sıra koalisyonlar ile hükümet olma şansı yakalayan CHP’nin demokratik seçimler ile ister parlamenter sistemde, ister Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’nde tek başına hükümet olma şansı bulunmuyor. Çünkü halk geçmişteki baskıcı uygulamaları nedeniyle CHP’ye güvenmiyor. CHP de halkın kendisini seçip iktidar yapmayacağını biliyor. Bu nedenle tek başına iktidar olamayan CHP parlamenter sistemde koalisyonlar ile de olsa hükümet olma ihtimalini düşünerek, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi’ne hayır diyor. Oysa ülkenin gelişmesi, güçlenmesi, dünyada söz sahibi haline gelmesi, fert başına düşen milli gelirin 2 bin dolarlardan 11 bin dolarlara çıkması güçlü yönetimler döneminde olmuştur. Halkın yaşam standardının artması, gençlerimizin iş sahibi olabilmesi, geleceğimize güvenle bakabilmemiz, ülkemizin güçlü bir liderlik tarafından istikrarla yönetilmesine bağlı. Bu nedenle CHP’ye gelin sadece kendi siyasi geleceğinizi değil ülkemizin ve halkımızın geleceğini düşünerek Anayasa Değişiklik Paketi’ne EVET deyin” diyerek çağrıda bulundu.

 

 VESAYET İLE TÜRKİYE’Yİ YÖNETMEK İSTEYELER KOALİSYON OLDU

Türkiye’yi vesayet sistemi ile yönetmek isteyen ve dünyada yeniden söz sahibi olmasını istemeyen uluslar arası güçlerin hayır kampanyasına destek verdiğine dikkat çeken Faruk Alpaslan, “Türkiye’nin son 14 yıl içerisinde güçlü hükümetler tarafından yönetilmesi sonucu istikrarlı bir büyüme yaşıyoruz. Güçlü Türkiye’den rahatsız olanlar, 17-25 Aralık tarihlerinde yolsuzluk algısı ile yargı darbesi, gezi olaylarında sokak darbesi, 6-7-8 Ekim olayları ile kalkışma ve iç savaş darbesi ile Türkiye’deki istikrarı bozmak istedi. İstikrarı bozmakta başarılı olamayan vesayet odakları, bu kez de 15 Temmuz darbe girişimi ile ülkemizi işgal etmek ve parçalamak istedi. Vesayetçilerin ülkemizi istikrarsızlaştırma çabalarının başarısız olmasının en önemli nedeni, güçlü bir lider ve hükümete sahip olmamızdı. İşte ülkemizi Suriye’ye ve Irak’a çevirmek isteyenlerin oyunlarını bozmak için istikrarlı yönetilen Türkiye için referandumda Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi için kararımız EVET ” diyerek halkın ve ülkenin geleceğine sahip çıkacaklarını söyledi.

 

Van Postası Gazetesi 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —